[BL] The People Who're Supposed To Kill Me Fell For Me Instead

B.107

Böyle bir hesaplaşmanın ardından, başlangıçta ruhu evcilleştirme bölümü için şampiyonluğu ele geçirmeyi planlayan bazı ülkelerin planları hızla suya düştü. Ne de olsa hiç kimse, son sıralarda yer alan ülkenin birdenbire tam bir geri dönüş yapacağını ve bu durumun onları zamanında tepki veremeyecek hale getireceğini beklemiyordu.

Çin tarafındaki şu eski kodlayıcılara bakın, sanki sonuçlar beklentileri dahilindeymiş gibi derin bir ifadeye sahipler. Ancak bu davranışları, diğer ülkeleri, kaplanı yemek için domuz rolünü oynamanın her zaman kendi planları olduğuna inandırmayı başardı. Artık eşek gibi kandırılmaları onların suçuydu.

Yarışmanın sırası kura ile belirlendi. Bir sonraki tur doğal olarak daha fazla yarışmacıyı elemekti. Sonunda geriye yalnızca dört ülke kalmıştı. Herkesin kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu düşündüğü Helun, ruh ehlileştirme bölümünde herkesin hafife aldığı ve gözden kaçırdığı Çin'e yenildikten sonra erken elendi. İkincisi artık kalan dört ülkeden biriydi.

Şimdiye kadar siyah saçlı gence aptal muamelesi yapan kimse yoktu. Bu kişi temiz ve yakışıklı Doğulu özelliklere sahipti ve keskin kaşları vardı. Onu gören herkes onun nazik ve makul bir insan olduğunu bilirdi.

Ama rakibiniz olduğunda... hayır, düşmanınız, merhametsizce saldırmaktan çekinmedi.

Üstelik evcilleştirilmiş ruhu onu kendi özgür iradesiyle takip ediyormuş gibi görünüyordu; genç ne derse desin mecburdu. Bu, onları sürekli bastırmak için çabaya ihtiyaç duyan kendi ruhlarına benzemiyordu. Bazen dikkatsizlik ve dikkat dağınıklığı nedeniyle tepki konusunda endişelenmek bile zorunda kalıyorlardı.

Başkalarıyla karşılaştırmak gerçekten çıldırtıcıydı.

Ne kadar boğulmuş hissetseler de, narin, koyu saçlı genç, final maçında son rakibinin işini bitirdi. Rakiplerinin hiçbirine çok fazla etap süresi tanımadığı için zaferi bundan daha sorunsuz olamazdı.

Böylece, ruhu evcilleştirme olayının sonuçları şüphe uyandırmadı. Çin tamamen kazandı.

Orijinal hikayede Gu Yan, Çin'in bu kongrede ruhu evcilleştirme bileşeni dışında nasıl oldukça olağanüstü sonuçlar elde ettiğini yazdığını hatırladı. Artık durum değiştiğine göre bu eksiklik de giderilmiş ve böylece Çin'in manevi organizasyondaki konumu istikrarlı bir şekilde yükselmişti. Manevi organizasyonun Şefi pozisyonunda şiddetli bir rekabet vardı.

Bu açıkça herkesin düşündüğü bir şeydi. Bu mesele sanki giderek yoğunlaşacakmış gibi görünüyordu.

Ama bunun onunla hiçbir ilgisi yoktu. Gu Yan, son rakibiyle de ilgilendikten sonra eski yerine oturdu.

Ruhani örgütün şefi olma mücadelesi, genç nesil kehanet ustaları olarak onun için tamamen erişilemez bir şeydi. Her ne kadar örgüte resmi olarak katılmış ve hatta lisans almış olsa da, Gu Yan'ın uzun süre kalmaya niyeti yoktu. Ülkesinde yedek oyuncu olarak görevini tamamladıktan sonra ayrılacaktı.

Bu yılki kongrenin kazananının söylenmesine gerek yoktu. Büyük konferans nihayet bittikten sonra Gu Yan, Büyük Usta Wen'in daha önce bahsettiği gibi büyük bir kutlama yapılıncaya kadar ayrılamadı.

Kötü bir ruh hâlâ onun elindeydi. Gu Yan, her şey bittikten sonra bu konuyu bitirmeyi planlamıştı ama artık MVP muamelesi görüyordu ve ayrılamazdı. O da bu kehanet üstadlarına yüz vermemek için bir süre düşündükten sonra kabul etti.

Bölge ibadetine katılmayı zaten kabul ettiği için bunu yapacak ve güzel bir kutlamayla bitirecekti.

"Hayalet Şehrimiz, insan diyarında varlığını sürdüren tüm kötü ruhları yakalamak için zaten insanları gönderdi. Ah Yan'ın bundan rahatsız olmasına gerek yok." Gencin bitirmesi gereken işleri olduğunu söylediğini duyduğunda Xie Lan her zamanki gibi 'en' ya da 'tamam' diye cevap vermedi. Bunun yerine nadir ve beklenmedik bir şey yapmıştı. Aslında aynı fikirde değildi.