[BL] The People Who're Supposed To Kill Me Fell For Me Instead

B.64-1/2

[B.64-1]____________________

Göz alıcı, koyu mor renkli çubuk, hasar listesinde ilk sırada yer aldı. Ve bu fazlasıyla inanılmazdı. Zhi Yi baktığı an gördükleri şeyden neredeyse şüphe etti.

Ancak sihirbazın adı koyu mor arka planlı yatay çubukta açıkça yazıyordu: Sen Luo – 46k hasar. Bu verilere bakıldığında son derece gergin ve şiddetli ortamla yüzleşmeye alışkın olan takım komutanı, dudaklarının kenarındaki hafif çekişe karşı koyamadı. Şu anda kalbi, birinin ona piyangoyu kazandığını söylemesi durumunda olacağından daha heyecanlıydı.

Sihirbazın kalabalık kontrol becerilerinden başka bir şey olmadığını ve yalnızca elit takımın DPS çıktısını düşürmek için var olduğunu kim söyledi?

Böylesine kör edici rakamlar karşısında takım lideri emirler yağdırmaya devam etti ve her an meydana gelebilecek her türlü değişikliğe uyum sağlamaya hazırdı. Aynı zamanda dikkatinin bir kısmı savaş alanında enerjik bir şekilde hareket eden büyücüyü gözlemlemeye yöneldi.

Ne kadar çok gözlemlerse, o kadar inanılmaz hissetti. Süpürgenin üzerinde oturan sihirbaz bir sonraki saniyede ne olacağını tam olarak biliyormuş gibi görünüyordu ve her zaman bir adım öndeydi. Hareketleri, fazladan bir yarım adım bile atmadan saldırıdan isabetli bir şekilde kaçınmasını sağlayacak kadar hassas bir şekilde kontrol ediliyordu.

Bu nedenle sihirbazın etrafındaki insanlar sürekli olarak heyecan verici bir savaş görebiliyordu. Ancak herhangi bir tehlike olmadığı için bu sadece şok ediciydi.

Örneğin, tapınağın tepesindeki buz saçağı düştüğünde, yeri delmeden önce büyücünün cübbesinin üzerinden geçip gidiyordu. Alev çelengi etkinleştirildiğinde, patlamanın maksimum menzili büyücünün çizmelerinin hemen yanında durdu.

Bu durumu yaşayan kişi sadece zarar görmemiş, hatta takım arkadaşlarına yardım edecek boş vakti bile olmuştu.

Tıpkı 'Pranga Bükme' becerisinin uygulandığı iki takım arkadaşı gibi. Bu beceri aynı zamanda 'bağlantı' olarak da biliniyordu. Bu yeteneğe sahip iki kişinin, laneti ortadan kaldırmak için birbirlerinden 5 metre uzakta olmaları gerekiyordu. Eğer dördüncü saniyede mesafeyi kapatmamış olsalardı şüphesiz öleceklerdi.

Bu katı zaman sınırı şüphesiz 'bağlantılı' olan iki kişinin hızlı tepki vermesini ve hemen birbirlerine doğru hareket etmesini gerektiriyordu. Ancak gerçekte savaş alanı nispeten büyüktü ve çeşitli saldırılardan kaçınmak gerekiyordu. Bu sefer BOSS tarafından 'bağlanan' iki kişi oldukça şanssızdı çünkü çok uzaktaydılar. Her ikisi de hareket becerilerini kullanmalarına rağmen birbirlerine koşamadılar.

Başlangıçta hırsızlardan biri uzanıp bir cesede dönüşmeye hazırdı. Ancak bu sırada bedeni aniden kontrolsüz bir şekilde havaya uçtu ve sonraki saniyede şiddetli bir rüzgar tarafından diğer kişinin yönüne doğru savruldu.

"Siktir-" Hırsız hiç de nezaketsiz bir şekilde yere indi. Her zaman esnek ve çevik olarak tanımlanan hırsız şaşkına dönmüştü. Elbette tecrübesi onun imajını hızla iyileştirmesine olanak sağladı.

Sihirli kitabı sol elinde tutan Gu Yan gözlerini kırptı. O sadece anti-yerçekimi büyüsünü rüzgar elementiyle birleştirmeye çalışıyordu. Aslında o kişiyi kurtaracağına dair tam bir güveni yoktu...

Ancak onu kurtarabilmek en iyi sonuçtu.

Sihirbazın becerileri bu şekilde kullanılabilir mi? Bu sahneyi fark edenlerin yüreklerinde garip bir duygu oluştu. Ancak savaş yoğundu, ne kadar şaşırsalar da savaşın sonuna kadar bu duyguyu geçici olarak bastırmak zorunda kaldılar.