12

16 6 7
                                    

«Batı'nın ağzından»

"Yine yanağımı hedef aldı, piç kurusu." dedim, sınıftaki bir kızdan ödünç aldığım aynada çatık kaşlarımla suratıma bakarken.

"Yumruk atarken başka nerene vuracaktı oğlum? En çok dikkat çekecek yere vuracaktı elbet."

Agresif bakışlarım aynadan düşünceli gözüken Burak'ı buldu. O konuşurken gözlerinde o şahısa üzüldüğüne emin olduğum izlere rastladım ve bundan rahatsız oldum.

"Çocuk çantasından çekiştirilirken bile şoka uğradı zaten. Hem, siz neden yine kapıştınız ki? Okulun ortasındayken yaşandı bunlar bir de, bütün herkes izledi. Dikkat etmen gerekirdi." diye devam etti.

Sinirle soludum.

"İlk ben mi saldırdım sanıyorsun lan, gevşek? İtti o beni, ortada bir sebep yokken." Abartılı bir şekilde gözlerimi devirdim. "Seni bilmesem onu bana karşı savunduğunu düşüneceğim.''

Yanağımı, sanki sürekli ellersem geçecekmiş gibi parmağımla ovuşturup duruyordum ancak hemen yok olacak bir iz değildi bıraktığı. Zaten yanağımı okşadığında hissettiğim tiksintiden bahsetmek bile bedenimin, maddenin 4. hâlini almasına sebep oluyor gibiydi.

Son günlerde -yüzde doksan beşi Canfer kaynaklı- bütün olumsuz duyguları hissetmekten mutlu olmak nedir bilemez olmuştum. Bu durumdan hiç memnun değildim ancak mücadele eninde sonunda benim zaferimle sonuçlandığı sürece, buna dayanırdım. Tabii, şu anki durumu tam olarak zafer diye yorumlayamazdım, orası ayrı.

''Ayrıca ne yapmamı bekliyorsun?" diye devam ettim. "Omzumun üstüne doğru düşmeme sebep oldu, karşılığını vermese miydim? Voleybol oynadığımı bildiği için kasıtlı ittirdi beni." Sinirden köpürüyordum ama bu konuyla alâkalı Burak'ın hiçbir suçu olmadığı için ona karşı fazla yükselmemem gerektiğinin de farkındaydım.

"İlk kim başlattı bunu?''

Dudaklarımdan bıkkın bir nefes verdim. Aynanın kapağını kapatıp onu bana ödünç veren, aynı zamanda ön sırada oturan kıza geri verdim ve vücudum arka sırada oturan Burak'a döndüm. Düşünceli bakışlarından eser yoktu şimdi, şüpheli bakışlar almıştı yerini.

''Az önce dedim ya, serviste ittirdi işte-''

Dudaklarını büzüştürüp ağzından 'cık' sesi çıkardı.

''Ondan bahsetmiyorum canımın içi, bugün yaşanan gerginliği asıl başlatan kimdi? Eğri oturup doğru konuşalım.''

İki saniye sessiz kalışımdan hemen çakmıştı davayı, beni bu kadar iyi tanımasından nefret ediyordum. Her şeyi anlamış olmanın verdiği rahatlıkla artık daha rahat bakışlarla süzüyordu beni.

''Anlaşıldı, sen onu tahrik edersen o da seni bir güzel paket eder abiciğim. Ağlamak gücenmek yok.''

''Hassiktir oradan, ağladığımı nerede gördün lan? Sadece servisteyken yanında biraz fazla oyalandım, o kadar. Bu kadar kolay tahrik olmasaymış, ne yapayım?"

''Nerede mi gördüm? Yani... mesela... az önce elemanın altındayken?'' dedi, benimle dalga geçtiğini gayet iyi açık eden bir ses tonuyla.

Çenem sinirle kasılmıştı, bu deli oğlan bazen yeri ve zamanı olmayan şeyler söyleyip yangınıma körükle gidiyordu.

''Yavşaklaşma, isteseydim onu mahvederdim ama etrafımızda bir sürü insan vardı. Suç üstüme kalmasın istedim.'' Suratımdan kararlılık aktığına emindim.

''Hem çocuğu tahrik et, hem de utanmadan hâlâ onu dövmekten bahset." dedi düz ifadeyle. Ne yapmaya çalışıyordu? Biliyordum, Burak asla tahmin edilemez davranışları olan herifin tekiydi ama söylediği cümleler ve bana olan tavrı bugün... ayrı bir garipti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

bal köpüğü ve mavi [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin