Kim öldü

9 3 106
                                    

Gözlerim kapalıydı ama sesleri duyabiliyordum. "Lavinia ne oldu? Toprak cevap versene ne oldu Lavinia'ya!?" diyordu  Asil. Toprak bağırarak "Yaa asansörde bayılı verdi. Asil aç yatağı yattıralım" diyordu. Sonra bütün sesler bir fısıltı ile yok oldu.

Saçlarımda bir el hissediyordum. Gözlerimi yavaşça araladığımda bulanık bir şekildede olsa Asil'i görüyordum. "Asil" dedim baygın bir sesle. Dolu gözlerle sevinerek "Lavinia çok korkutun bizi güzelim" dedi. Sonra her şeyi yavaş yavaş hatırlamaya başladım. Asil'e dönüp "Asil ben... ben katili gördüm. Asil gencecik bir kızı öldürdü Asil" dedim titreyen sesimle. Asil bana kocam sarıldı. "Biliyorum, biliyorum güzelim. Üzülme daha çok o pisliği bulucağız" dedi. Ona inanıyordum. Herkesten çok ona, en çok ona güveniyordum. Sonra odaya Sümeyye girdi "Yaa ama oha ya! Asil kız yeni uyandı sizde her saniye şey yapmak zorunda mısınız ya?!" dedi. Asil'in kollarından ayrıldım "Ne alakası var biz şey konuşuyorduk ne konuşuyorduk? Hee bu akşam deniz kenarında oturalım diyorduk dimi Asilcim?" dedim kolunu cimcirerek. Pis pis sırıtarak "Evet aynen onu konuşuyorduk" dedi. Sümeyye tabi ki inanmamıştı.

Tam o sırada odaya Toprak girdi. Uyandığımı görünce sevinçle "Lavinia iyi misin? Çok korktum ya" dedi. Gülümseyerek "İyiyim iyiyim merak etmeyin beni. Ben şu-" diyordum ki Asil'in ayakkabıları dikkatimi çekti. Katilin ayağındaki ayakkabının aynısıydı. Asil tedirgince "Lavinia sen şu diyordun ne diyecektin?" diye sordu. Yataktan kalkarak "Ben bir duşa gireyim" dedim ve kaçarak kendimi duşa attım. Kendi kendime mırıldandım "Olamaz hayır saçmalama Lavinia Asil olamaz o yapmaz" dedim. Duştan çıktım üzerime salaş bir elbise giydim. Asil odada telefona bakıyordu. Telefondan çektiğim fotoğrafın saatine baktım. 17:22'de çekmiştim. Asil'in yanına oturup. "Asil saat 17:22'de nerelerdeydin?" diye sordum korkarak. Anlamayarak "Hmm sanırım elimde içki ile katları geziyordum -1'deydim sanırım hatırlamıyorum pek" dedi umursamayarak. Kafa sallayarak "Ben sahilde yürüyüş yapacağım!" dedim ve çıktım.

Kuma uzanmış bir şekilde düşünüyordum olamazdı ya Asil bunu yapmazdı. Düşüncelerimin içinde boğulurken yanıma biri oturdu. Kafamı kaldırarak kimin geldiğine baktım. Tanımadığım biriydi ama siması çok tanıdıktı. "Merhaba Lavinia, ben Burak" dedi elini uzatarak. Elini sıkarak "Kimsiniz ve ismimi nereden biliyorsunuz" diye sordum merak ile. Okula geldiğin ilk gün nöbetçiydim ya hani ben o gün tanışmıştık unutun mu yoksa?" dedi üzülerek. Hatırlayınca "Aaa Burak şimdi hatırladım. Kusura bakma buarlar biraz dalgınımda" dedim. Kumlara uzanarak "Önemli değil. Bu akşam kostümlü balo var hoca sen ve beni eş yazmış onu söylemeye gelmiştim aslında" dedi.

NEE!? Ben uyurken mi söylemişlerdi? Asil buna delirecekti. Burak'a gülümseyerek "Ne güzel o zaman akşam görüşürüz" dedim ve kumlardan kalkıp odaya çıktım.

Odaya girdiğimde Sümeyye'nin üzerinde uzun beyaz bir elbise vardı. Sırıtarak "Ooo gelin mi oldun kız sen?" dedim. Elime vurarak "Laviş dalga geçme güzel olmuş muyum?" diye sordu. Şaşırarak "Çok güzel olmuşsunda... Kızım Laviş ne Allah aşkına maviş gibi kuş mu çarıyorsun" dedim gülerek.
Ve odaya geçtim. Asil beni bekliyormuş gibi "O adamla dans etmeyeceksin" dedi. Side eye bakarak "Pardon? Asil sen bana karışamazsın" dedim. Valizden kırmızı kısa ve sırt dekoltesi olan bir elbise çıkardım. Asil elimdeki elbiseyi görüp ayağa kalktı "Lavinia o elbiseyi giymeyiceksin! Ve o adamla dans etmeyeceksin. Yoksa...." demesine izin vermeden "Ne yoksa ne yaparsın Asil söyle ne yaparsın!?" diye bağırdım. Nefesini sesli bir şekilde vererek "Peki Lavinia git onunla dans et" dedi ve kapıyı çarparak odadan çıktı.

Elbise üzerimde çok güzel olmuştu. Ama kendimi hiç tam gibi hissetmiyordum. Dudaklarıma dikkat çekici kırmızı bir ruj sürdüm. Küpemi, kolyemi ve 1-2 yüzük taktım. Odadan çıkmadan önce topuklu sade siyah ayakkabılarımı giydim. Odadan çıktığımda Sümeyye telefonla konuşuyordu. Tam o sırada Toprak çıktı diğer odadan. Çok şık ve yakışıklı gözüküyordu. Elini uzatıp "Ooo, prenses mükemmel görünüyorsunuz" dedi. Elimi uzatarak "Sizde baya göz alıcısınız prens" dedim gülerek. O sırada Sümeyye telefonu kapattı biz dönüp "Arkadaşlar konsepte şöyle bir şeyde varmış maske takıcakmışız.
Ve maskeler hayvan figürleri" dedi. Şaşırarak "Yuh yani bir hayvan olmadığımız kalmıştı" dedim. Sümeyye ile Toprak ise gülümsedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüm çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin