Ölüm çiçeği

Ölüm

Bazı insanlar yağmuru hisseder, bazıları ise sadece ıslanır.

Asil'den yavaşça ayrıldım. Gözlerinin dolduğunu gördüm. Yavaşça ayağa kalkıp elini bana uzattı. Eline tutunmak yerine yerden destek alarak kalktım. Bana göz devirerek baktığını gördüm. "Elimi tutarsan elektrik çarpmaz korkma" dedi. Onu duymazdan gelerek "İyi geceler, Asil" dedim.  Hızla yürümeye başladığım sırada yanımdan yürüyen Asil'i gördüm. Durup ona bakınca "Hadi ölüm çiçeği, affedersin ama götüm dondu" dedi. Bende ful ıslanmıştım  ve biraz üşüyordum. Yürümeye devam ederken Asil durup üzerindeki ceketi kafama fırlattı "Al giy üşüme" dedi. Ona dik dik baktım "Valla hayvansın ya, kibarlığına sıçayım Asil!" dedim. Üzerime ceketi geçirdim.

10-15 dakika içinde eve varmıştım. Asil'e dönüp "Teşekkürler, her şey için" dedim. Tam ceketi üzerimden çıkaracakken  elini kaldırıp beni durdurdu. "Sende kalsın. İyi geceler ölüm çiçeği" dedi. Ona gülümseyerek "İyi geceler, Asil" dedim. Hızlı adımlarla apartmana girdim saat 8 civarıydı. Eve girdiğimde Şeyma ile eniştemin odasında korku filmi izlediklerini duydum. Eve girince Yağız koşup bana sarıldı. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. "Seni özledim cimcime, bana bak sen benden mi kaçıyorsun?" dedi. Geri çekilerek "Yok ya sadece yorgunum, iyi geceler" dedim ve hızla odama doğru adım attım. Adım atmamla birlikte ensemden bir kedi gibi yakalandım. "Gel ya 2 sohbet edelim" dedi ve kolumdan tutup beni koltuğa çekti. 

Üzerime bakıp "Bu kimin lan!" dedi. Siktir yaa.

Hızlıca "Arkadaşımın üşümeyim diye verdi. Ya şey soracaktım siz Ekim'le nasılsınız yani aranız" dedim. Gülümseyerek "Çok iyiyiz geçen gün öpüştük onu  o kadar çok seviyorum ki. Hatta bana dedi ki 'Senden çocuk yapacağım' dedi ama nikah olmadan olmaz dedim ben" dedi masum masum. Canım o kadar yanıyordu ki. Ona gülümseyerek "Ben odama gidiyorum yorgunum da" dedim ve bir şey demesini beklemeden odama geçtim. Kapımı kapatıp kilitledim. Yere oturup Yağız'ın bana aldığı ayıya sarıldım ve ayıya bakıp "Yapamıyorum söyleyemiyorum özür dilerim" dedim. 

10 dakika içinde telefonuma bir bildirim geldi. Asil'den gelmişti.

Asil= Üzülme ölüm çiçeğim her şey yoluna girecek:))

Mesaja bakarken gülümsediğimi fark ettim. Yata yavaşça uzandım. Peluş ayıma sarılırken "Her şey yoluna girecek" dedim. Ve gözlerimi usulca kapattım. Ardından derin bir karanlık.

Gözlerimi açtığımda saatin 07:00'di. Hızlıca hazırlandım o sırada aynada saçlarımın hala ıslak olduğunu gördüm. Ama kurutmaya vaktim yoktu. Sırt çantamı alıp evden çıktım. Evden çıkarken Asil'in ceketini de aldım. Şeyma ile Yağız'ı görmemiştim.

Okula vardığımda Toprağı gördüm gülerek yanıma geldi. "Günaydın" dedi. Gülerek "Günaydın" dedim. Sınıfa doğru yürürken "Bizim proje ödevi ertelenmiş haberin olsun" dedi. Şaşırmıştım "Aaa neden ki?" dedim. "Hoca söyledi bu gün bir açıklama yapıcakmış" dedi. İyice merak etmiştim sonra yanımda Asil belirdi. Asil'e dönüp "Hey bana bak bir" dedim. Bana döndüğü gibi elimdeki ceketi kafasına geçirdim "Teşekkürler ceket için" dedim. Ardından koşturarak sınıfa girdim. Koşarak arkamdan girdi.

Sırama oturduğumda Yağız bana ciddiyetle döndü "Lavinia ne oluyor? Benden kaçıyorsun ve ben bunun farkındayım" dedi. Korkmuştum "Cidden bir şey yok biraz yorgunum sadece o kadar" dedim. Tam konuşacakken sınıfa hoca girdi. Hoca derse geçmeden önce "Arkadaşlar bu cumartesi sınıfça Kapadokya'ya gidiyoruz!" dedi sevinçle. El kaldırarak "Hocam gelmek zorunlu mu?" diye sordum. Hoca "Evet, saat gece 4'te yola çıkacaz. Hadi derse geçelim sayfa 234" dedi. 

Ders bittiği gibi bahçeye indim. Bir süre sonra götle don gibi olduğumuz Asil geldi. Ona bakıp "Hayırdı ne oldu?" dedim. Bana dönüp "Gel spor salonuna gidelim burada birileri duymasın" dedi. Ayağa kalkıp spor salonuna yürümeye başladık. Tam içeri girdiğimde yerde ki lekeler dikkatimi çekti. Yerde kırmızı kırmızı lekeler vardır. Yere yavaşça eğilip dokunduğumda sıvı bir şey olduğunu anladım. Ardından yavaşça kokladım. Bu... Bu kandı. Asil'in kolundan tutup "Gitme" diye fısıldadım ve oda yerde ki lekeleri fark etti. Beni arkasına alarak temkinli adımlarla yürüdü. Kan lekeleri soyunma odasındaki duşun bir tanesine kadar devam ediyordu. Asil yavaş adımlarla duşun önüne geldi. Yavaşça duşa kabini açtığında hiç beklemediğim bir yüzü gördüm. Asil yavaşça eğilip nabzına baktı "Ölmüş" dedi. Ölmüş... Ölmüş