1.BÖLÜM

6 2 0
                                    

                                                                    Beş sene önce....

                                                                    05/Mart/2019

    Her şey beş sene önce onlar on iki yaşındayken başladı. Seung sessiz ve durgun bir çocuktu. Her zaman siyah giyinir ve kulaklarını örten bir tarafı siyah bir tarafı beyaz uzun saçlarını dağınık bırakırdı. Ve okuldaki öğrenciler tarafından sürekli ezilirdi. Hem sessizliğinden hem de sol gözü saçlarına ve giyimine uyum sağlarken sağ gözü bu uyuma isyan edip mavi mavi parlamasından kaynaklı. Gözünü saçıyla kapatırdı. Bu onun herkesten en büyük farkıydı ve çocuklar onu garip buluyordu. Onu bir ucube gibi görüyorlardı. Ne kadar zorbalığa maruz kalsa da sesini çıkarmıyordu. Bu yüzden amcasıyla başka bir kasabaya Blackheaven'a taşındılar. Ama o taşındığı yeni kasabada da bir şeylerin değişmeyeceğini biliyordu.

    Okulun ilk günü bahçeye adımını attığında bankta oturan bir kıza çarptı gözü. Daha önce rüyalarında gördüğü kıza çok benziyordu. Rüyada olmayabilirdi daha tam adını koyamamıştı. Belki de hayaldi, bir yanılsama. Kız gökyüzüne bakıyordu ve gülümsüyordu. Seung kızın güzelliği karşısında ve o tanıdık hisle büyülenmiş gibi hissetti. Kahverengi uzun ve iri dalgalardan oluşan saçları rüzgârda ahenkle savrulurken kahverengi parlayan gözleriyle ve gülümsemesiyle ışıldıyordu.

    Ağaçlar yeşermeye başlamış, havada ılık bir esinti baharın geldiğini gösteriyordu. Kız kafasını gökyüzünden indirip saatine baktı. Tam kalkarken Seung 'un ona baktığını gördü. Onu daha önce hiç görmediğini biliyordu. Yarısı beyaz yarısı siyah saçları ve gözlerinin birinin mavi birinin siyah olduğunu fark etmemek zor olurdu. Gülümsedi. Seung ise esintiyle açılan mavi gözünü utandığından tekrar kapamaya çalışırken kız yanına geldi.

"Merhaba! Yeni öğrencisin değil mi? Ben Zed," dedi ve elini uzattı.

Ona bu kadar canlı bir gülümsemeyle gelen birini ilk defa gören Seung şaşırmıştı. "Me-merhaba. Evet yeniyim." Elini uzatmış olan Zed'in elini tutarak, "Ben de Seung me-memnun oldum." Gergin ve çekingen hissediyordu.

Kız tüm samimiyetiyle gülümsedi. "Memnun oldum Seung."

"Be-ben de." Kızın gülümsemesi içini ısıtmıştı.

Zed onun utandığını anlamış, gözünü saklamaya çalıştığını da farketmişti. Belli etmedi ama bunu neden yaptığını çok merak ediyordu.

"Gel sana öğretmenler odasını göstereyim."

"Teşekkür ederim," dedi Seung.

Öğretmenler odasına giderken Zed ona heyecanlı bir şekilde okuldaki etkinliklerden bahsediyordu ve öğretmenler odasına gelene kadar onunla konuşmaya devam etti.

"İşte burası." Seung'a döndü, "Umarım aynı sınıfta oluruz. Görüşürüz."

"Görüşürüz." Seung onunla tekrar görüşmek isteyen birinin olmasından mutlu olmuştu. Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Zed'i uğurladıktan sonra öğretmenler odasına girdi. Bazı işlerin tamamlanmasından sonra öğretmeniyle birlikte sınıfına giden Seung, Zed ile aynı sınıfta olduğunu fark ettiğinde kendini rahatlamış hissetti. Çok kısa bir süre önce gördüğü ve hakkında pek fazla bir şey bilmediği kız onun hayattaki şanslı bir tesadüfü gibiydi.

Zed oğlanı gördüğünde dişlerini göstere göstere gülümsedi ve el salladı. Seung kalabalıkta utandığı için tepki veremese de küçük gülümsemesi tekrar suratında belirdi ve kafasıyla selam verdi.

YILDIZLARDA YAZILIWhere stories live. Discover now