✬5.BÖLÜM

2 1 0
                                    

  Zed ile ilgili gördüğü imgeler üstüne bir hafta geçmişti. Herhangi bir şey olmamıştı. Bir hafta içerisinde daha küçük şeyler görmüş ve onlardan bazılarının gerçek olduğuna şahit olmuştu. Artık emindi, gelecekte olacakları görüyordu, ama ne zaman olacağıyla ilgili bir fikri yoktu. Bazıları kısa sürede oluyordu, bazılarının üstünden gün geçmesi gerekiyordu. İki gün önce gördüğü imgede Zack okulda birine zorbalık yapıyordu ama daha gerçekleşmemişti. Neden şimdi bu kadar çok arttığıyla ilgili de bir bilgisi yoktu. Bu şans mıydı lanet miydi emin olamıyordu. Zack olaylarının ana sebebi gibi görünüyordu. Ona dikkat etmeliydi. Zed'le birlikte okula gitmek için onun evine gitti ve kapıda karşılaştılar.

Zed Seung'un üstündeki endişeli havanın farkındaydı ama o inkar edip duruyordu. O yüzden hazır olduğunda anlatacağıyla ilgili bir umut beslemeye başladı. Şimdilik sessizce onu kollayacaktı.

Zed beyaz örgü beresini kafasına geçirirken, "Günaydııınnn! Nasılsın?"

"Günaydın, iyiyim sen?" Seung berenin Zed'e ne kadar yakıştığını düşünüyordu. Bugün siyah beyaz uyumlu olmuşlardı. Kendisi de siyah bere takıyordu.

"İyiyim," dedi Zed ve devam etti. "Sayende teslim tarihinden önce ödevi bitirebildiğime de sevindim."

Seung yüzüne gülücük kondurarak karşılık verdi, "Her zaman."

"Ah, şimdi aklıma geldi, Zack parti verecekmiş, ikimizi de davet etti."

Seung gözlerini kısarak, "Beni davet ettiğine emin misin?"

"Evet, ben de şaşkınım. Gitmek ister misin?"

"Sen gidersen seni yalnız bırakmam," dedi ve kolunu Zed'in omzuna attı.

"Bu kadar tatlı olmaya devam edersen şeker hastası olacağım," dedi Zed ve güldü.

Seung, "Bunu gerçekten çok düşündün mü?" diye gülümseyerek sordu.

"Hayır,"Kafasını utanarak Seung'un omzuna yasladı.

"Belliydi." O kadar mutlu hissediyordu ki şu anda zamanın durmasını istiyordu. Böylece bu güzel anın için kaybolabilir ve o gördüğü kötü imgeleri biraz daolsa unutabilirdi.

Bayan Haggins'in dersiydi bugün. Her zamanki enerjikliği ile gelmişti sınıfa. "Günaydın çocuklar." Eşyalarını masasına koydu ve oturup biraz soluklandı. "Ödevlerinizin son günü yaklaşıyor. Hâlâ teslim etmeyenleriniz var. Kalmak istemiyorsunuzdur değil mi?"

Sınıftaki herkes kıkırdıyordu. Arka sıralardan bir öğrenci, "Olur mu öyle şey."

"Çocuklar, sınavlarda yaklaşıyor. Bu dönem okuduğumuz Sefiller kitabından sorular soracağım, çalışmayı unutmayın."

Kırk dakikalık eğlenceli ders ve sohbetten sonra zil çalmıştı. Okula hasta olduğu için bir kaç gündür gelemeyen Zed'in arkadaşı Candice geldi. Topuklu giymeyi çok seven Candice'in kendinden önce topuklu ayakkabılarının sesi geliyor gibiydi.

"Selamlar," dedi cılız sesiyle."

"Hoşgeldin, nasılsın, daha iyi hissediyor musun?" diye sordu Fara.

Kızıl kısa saçlarıyla oynayan Candice, "Daha iyiyim evet. Grip beni yıkamaz tatlım."

"Tabii, kaç gündür yatan benim," dedi Jason alaycı sesle.

"Kes sesini." Candice hemen Seung'a döndü. "Akşamki partiye geliyorsun değil mi?"

"Zed gelirse evet."

Candice kendini gülümsemeye zorladı. Bu cevaptan hoşlanmamıştı. Her ne kadar Zed'i seviyor olsa da Seung'un ona olan düşkünlüğünü kıskanıyordu. "Zed, sen geliyor musun?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 07 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YILDIZLARDA YAZILIWhere stories live. Discover now