✬2.BÖLÜM

3 0 0
                                    


                                                      Beş yıl sonra....

                                                      12/Şubat/2024

    Hava buz gibiydi ve sabah olmasına rağmen karanlıktı. Seung'un kalbide hayatına Zed girene kadar öyle gibi hissediyordu. Karanlık, soğuk ve yalnız. Onu bahara, yaza çeviren kalbini ısıtan tek kişi Zed'di. Yataktan çıkmak istemiyordu okula geç kalmak umurunda değildi ama kalkmazsa amcasının çenesini dinlemek zorunda kalacaktı. Sadece Zed'i göreceği için heyecan duyuyordu. Kalktı elini yüzünü yıkadı ve aynadan kendine baktı. Yıllarca dalga geçilen gözlerine. Hazırlandıktan sonra aşağı inip amcasına selam verip siyah montunu ve botunu giymeye başladı.

"Hey Seung kahvaltı yapmayacak mısın?"

"Aç değilim akşam görüşürüz."

"Peki, dikkatli ol. İyi dersler."

    Zed'de uyanmış pijamasıyla evde dolaşıyordu. Seung gibi siyahı sevse de diğer renklere de şans vermeyi ihmal etmezdi. Zaten en sevdiği renk maviydi. Bunu hep "Seung'un mavisini seviyorum" diyerek vurgulardı. Seung her ne kadar sağ gözünün mavi olmasından dolayı kendini ucube gibi hissetse de Zed ona hayrandı. Onun tonuna aşıktı. Seung'dan gelen mesajla hazırlanmaya başladı. Birbirlerinin evine olan mesafeleri en fazla yirmi dakika sürüyordu. Ne giyeceğine karar verip giyindikten sonra kapı zili çalmıştı. Zed'in teyzesi Amelia kapıya bakıp Seung'u içeri aldı.

"Seung geldi!" diye bağırdı Zed'e.

"Yanıma gelebilir!"

Seung Zed'in sesini duyduğunda keyfi yerine gelmiş güneşi doğmuş gibiydi. İçeri girdi. "Günaydın, bugün biraz geç kalktık sanırım," dedi gülümseyerek.

Zed allığını sürüyordu. "Günaydın! Hem sadece birazcık geç kalktım hem kalktığımda fazla üşenmiştim," dedi ve kıkırdadı.

Zed makyaj yaparken Seung onu izlemeyi seviyordu. Rujunu sürüp bitirdiğinde döndü ve, "Nasıl gözüküyorum,"diye sordu.

"Her zamanki gibi güzel görünüyorsun," dedi Seung. "Kazakla eteğin güzel olmuş. Yeni mi? Daha önce gördüğümü hatırlamıyorum."

"Evet, yeni."

Seung gözlerini kısıp yüzünü buruşturdu. "Üşümeyecek misin?"

"Hayır bu çorap sıcak tutuyor." Çantasını ve montunu aldı. "Çıkabiliriz," dedi.

Dışarı çıktıklarında Zed mavi şapkası kafasına taktı. "Karlar bir süre daha erimeyecek gibi."

"Önümüzdeki günlerde yine yağış var." Zed merdivenden inerken kaymasın diye elini uzattı ve onu tuttu.

Zed "Teşekkür ederim,"dedi ve Seung ona gülümsedi.

"Koluma girmek ister misin?" diye sordu.

"Tabii. En sevdiğim aktivitem okula giderken senin koluna girmek bilmiyor musun?" dedi Zed ve gülümseyerek Seung'un koluna sarıldı. "Kompozisyon ödevin nasıl gidiyor?"

"Yarıladım. Bir kaç güne bitiririm. Sen?"

Zed boştaki eliyle kafasını kaşıdı. "Ahh, biraz başladım ama devamını getiremiyorum. Bana yardım et."

Seung kahkaha attı. "Bunu bekliyordum. Tamam yardım ederim."

"Sen bir numarasın!" diye bağırarak daha çok sarıldı Seung'a.

   Bu konuşmadan sonra bir süre sessizlik oldu ve sadece rüzgarın esintisi ve yürürken duyulan karın sesi vardı. O sırada Seung'un mavi gözüne bir ağrı geldi. Acıyla gözünü tuttuğunda çok küçük bir imge belirdi gözünün önünde. "Ben yapmadım,"diyordu biri ama kim olduğu belli değildi.

Zed endişelenmişti. "Ne oldu? İyi misin?" Seung ise bir süre cevapsız kaldı. Gördüğü neydi bilmiyordu. Ağrısı kısa süre içinde durdu. Gördüğü şeyden bahsetmeli miydi?

"Bilmiyorum, bir anda ağrı girdi."

"Daha önce oldu mu?"

"Çok küçükken bir ya da iki kere olmuştu. Şimdi iyiyim merak etme," dedi ve elini kızın kafasına koydu ve okşadı.

Yüzünü ekşiten Zed, "Yine de bir doktora görünmen gerekmez mi?"

"Sıklaşmadığı için hayır ama eğer sıklaşırsa gideceğim," dedi ve onun endişesini hafifletmesini temenni etti.

"Pekâlâ, öyle olsun."

   Okula doğru giderken Seung gördüğü şey ile ilgili endişe içindeydi ama ne olduğunu anlamadan Zed'e belli etmek istemedi. Çok tanıdık gelmişti. Çocukluğunu hatırlamaya çalıştı, o zaman gözü ağrıdığında bir şey görmüş müydü? Zed, evet Zed'i görmüştü. O hayal veya rüya değildi. Zed'in gökyüzüne doğru gülümsediğinin imgesiydi. Gerçek olmuştu. Ama ondan sonra bir daha böyle bir şey olmamıştı. Çocukken anlam veremediği gibi şimdi de verememişti. Düşüncelerinin içinde dalan ve o sıra Zed'e bakan Seung'u kendine getiren yine Zed olmuştu.

Elini sallayarak, "Hey, iyi misin? Neden öyle bakıyorsun?"

Seung kafasını salladı. "Ah, pardon dalmışım."

"Bana bakarak neye daldın?" dedi ve gülümsedi.

"Hiç," dedi ve konuyu kapatmaya çalıştı. "Akşama bir şeyler yapsak mı?"

Zed cevap alamadığı için iç çekti ama uzatmadı. "Olabilir, pek bir planım yok. Ah! Bir film çıkmıştı ona gidelim. Adı neydi?" Biraz düşündü ama hatırlayamadı. "Bilmiyorum unuttum. Neyse görünce hatırlarım" dedi ve gülümsedi.

Seung'da gülümsedi ve, "Anlaştık," dedi.

YILDIZLARDA YAZILIWhere stories live. Discover now