"Anlatırken ağlarım diye,
anlatamadığım bir çok şey var..."Sabah odama giren güneşin ilk ışıkları ile kalkmıştım. Yatağıma oturdum, ve uykulu gözlerim ile etrafa boş boş bakıyordum. Saat 08.06.
Banyoya girdim, kendime aynada baktım ve sol gözümün üstünde ki yaranın kanadığını farkettim. Açıkçası korkmuştum, ama sonra tırnağımda da kan lekesi görünce ne olduğunu anladım. Gece tırnağım değmiş ve kanamış, yani korkacak bir durum yoktu.
Bakımımı yaptıktan sonra odama geçtim ve üstüme mavi bir crop, altıma mavi bir kot pantolon ve vanilyalı parfümümü sıkıp, hafif bir makyaj yaptım.
Çantam hep hazır olurdu, küçük bir beyaz çanta seçtim, içine gloss, cüzdan, anahtar ve kimliğimi koydum. Dolabımı kapatırken, telefonumun çaldığını duydum.
Feride: Acaba yine hangi münasebetsiz arıyor beni?
Kız arkadaşlarım için telefon müziğim farklı çalardı, bu kızlardan biri değildi. Telefonu elime aldım ve Burak (lise) olarak kayıtlı bir numaraydı. Açtım.
Feride: Alo?
Burak: Naber aşko?
Feride: İyiyim Burak sen?
Burak: İyi bende ne olsun, Feride sana çok önemli bir şey demem lazım.
Feride: Dinliyorum..
Burak: Hayır bu şekilde değil, konum atıyorum gelirsin oraya.
Feride: Tamam görüşürüz..
Telefonu kapattım. Lisede bile hoşlanmıyordum bu çocuktan, sadece arkadaş gibi konuşup geçiyordum arada bir. Telefonumu da çantama attım ve odamdan çıkıp aşağı indim. Herkes kahvaltı yapıyordu.
Feride: Günaydın herkese :)
Herkes günaydın dedikten sonra, Mehmet bey bana baktı.
Mehmet: Günaydın canım kızım, otursa-
Feride: Bana canım kızım demeyin, Mehmet bey!
Dedim sinirli ama bir o kadarda sakin bir şekilde. Canım kızım lafı gerçekten iğrenç bir şeydi. İlerde çocuğum olsa sadece ona karşı derim, ama bana asla..
Yemeği yedikten sonra, Ahmet'e ve ablama seslendim.
Feride: Abi, abla! Biz Sıloş ile çıkıyoruz!
Ahmet: Nereye?
Sıla: Sahile gidicez abi, bir arkadaşımız ile buluşucaz.
Fatma: Tamam gidin, ama bir şey olsa arayın anlaşıldı mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Abim~ AhFer [Devam Ediyor]
RomanceO gece yaşananlardan dolayı odamda ağlıyordum. Saatin farkında bile değilim. Gecenin karanlığında, balkonda yıldızları seyrederken, gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Arkadan bana dokunan bir el hissettiğimde, irkilip arkamı döndüm. Ahmet'ti. Ahmet: Ni...