Parmesan

7 1 4
                                    

**Sevkiyat gecesi**

   Yana, soğuk gecenin keskin havasını içine çekti. Rıhtıma inen sis, etrafı bir perde gibi sarmıştı. Gözleri, Feliz'in ve adamlarının hazırladığı tuzağın mükemmel işleyişini izledi. Maksim'in çetesinin gemisi yaklaşıyordu. Her şey hazırdı. Ama içindeki huzursuzluk, adını koyamadığı bir his, sürekli tekrarladığı o sorular zihninin bir köşesinde dönüp duruyordu.

   Maksim'in gemisi nihayet demir attı. Geminin güvertesinde beliren siluetler, karanlıkta tehditkar bir şekilde ilerliyordu. Maksim, güvenli adımlarla iskeleye çıktı. Yana, gölgelerin arasından ona bakarken, göz göze geldiklerinde kalbinin aniden hızlandığını hissetti. Bu his, öfkeyle karışık bir merak ve tuhaf bir çekim gücüydü.

"Smirnova!" 

diye seslendi Maksim, sesi yankılanarak rıhtımın taş duvarlarına çarptı. 

"Görüşmemiz gerektiğini bilmiyordum. Ama gerçekten burada mı, işimin ortasında mı?"

Yana, derin bir nefes alarak öne çıktı. 

"Burada, Maksim. Burası, meselelerimizi halletmek için en uygun yer."

Maksim'in devirdiği gözlerinde öfke ve meydan okuma vardı. Ancak, Yana onun bakışlarının derinliklerinde bir şeyler aradığını hissetti. O anın sadece bir hesaplaşma olmadığını, daha derin bir bağın başlangıcı olabileceğini düşündü, sanırım biraz fazla hayale dalmıştı. Herkes silahlarına davrandı ve kurşun sesleri yankılanarak rıhtımı kapladı...

Tam o sırada, gürültünün içerisinde bir polis sireni duyuldu. Her iki taraf da buna hazırlıksız yakalanmıştı. Polislerin bu saatte burada ne işi vardı? Araçlar hızla olay yerine geliyordu. Çatışma aniden daha büyük bir patlak verdi. Kurşunlar karanlığı delip geçerken, taraflar saklanmaya hatta kaçmaya çalışıyorlardı. Bu kaos ortamında tuhaf bir durum nüksetti... Yana ve Maksim birbirlerine dönüp silahlarını doğrultmulardı ama ne Yana ne de Maksim tetiği çekmemişti.

 Polisler rıhtıma iyice yayılmaya başlarken, bir çok yandaş teker teker tutuklanıyordu. Maksim'in gözü kenardaki bir figüre takıldı. Tanıdık olmayan fakat bir o kadar da tanıdık bir yüz...  Bu Rowan olmalıydı! Bu akşam sevkiyat için anlaştığı o çocuk. Siper aldığı yerde yaralanmış gibi gözüküyordu veya bu yanılsama aslında koyu tenine yansıyan ay ışığının onu olduğundan daha solgun göstermesindendi. Bu sevkiyatı tamamlamalıydı yoksa Kurdeşen'e kendisini nasıl kanıtlayacaktı... Maksim gözlerini tekrar Yana'ya çevirmek istedi fakat Yana artık onu bıraktığı yerde değildi. Hızlıca etrafı taramaya başladı. Nereye gitmişti?

Rıhtımı kurşun seslerinin ardından boş bir sessizlik kapladı. Sanki her şey o an durdurulmuş gibiydi, bir baykuş veya bir dalga sesi dahi yoktu.

   Bu sessizliği gözleri hızla hedefine giden bir adam bozdu. Rowan acılar içinde kıvranırken bakışlarını bu sese doğru yöneltti. Feliz, düğmeleri çözülmüş gömleğinin ortaya çıkardığı kaslarıyla olay yerinde gizlenmiş Yana'ya doğru siperini bozmadan hızla ilerliyordu, gecenin puslu rüzgarı saçlarını dalgalandırıyor çehresine düşen ay ışığı onu olduğundan daha ağırbaşlı gösteriyordu ancak koşmanın etkisi ile çözülen kemerini fark etmemiş olacak ki düşen pantolonunun onu bodoslamasına yere düşürmesini engelleyememişti. Rowan içerisinden ''Benden daha aptalı da var demek'' diye geçirdiğinde acısına rağmen yüzünde bir tebessüm belirdi... Uzaktan Rowan için tanıdık bir motor sesi duyuldu ve tarafların tüm odağı tekrardan gizemi korumak için kaçışa çevrildi.

"Bu işi burada bitiremeyiz," 

dedi Maksim, dümene doğru ilerlerken. Sağ kalan tüm yandaşlar sevkiyat gemisine tekrar toplanmıştı.

''Kurdeşen için tekrar görüşeceğiz Yana! Bu gece burada bitmedi!!'' dedikten sonra hışımla deniz sularında uzaklaşmaya başladı.

Yana ve Maksim'in aralarındaki gerilim nedense artık somut bir hal almıştı, ancak bu gerilim sadece düşmanlık değildi. Yana, gemisiyle uzaklaşan Maksim'in gözlerinde bir yumuşaklık ve hayalkırıklığının verdiği hüznü gördü.

Yana, onun bakışlarından etkilenmemeye çalışarak Feliz'in desteği ile ayağa kalktı ve başını salladı ve sesi geminin arkasından yankılandı.

"Evet, ve bu sadece bir başlangıç Maksim..."

**Başarısız girişimin ertesi günü**

Gecenin kaosundan sonra, Yana rıhtımda olup bitenleri düşünmeden edemiyordu. Maksim'le olan kısa ama yoğun karşılaşmaları zihninde tekrar tekrar dönüyordu. Feliz'in dikkatli bakışlarından kaçmaya çalışarak, kendi düşüncelerine daldı. Maksim'le olan gerilimin altında yatan o tuhaf çekimi anlamaya çalışıyordu. Ayrıca oradaki yaralı diğer çocuk da kimdi? Motorla olay yerine gelen kişi ise hala bir sır perdesinin arkasına saklanmış haldeydi. Feliz ve adamları kıyasıya bu kişileri bulmaya, sevkiyat ile bağlantılarını sürmeye çalışıyorlardı.

Yana Maksim üzerine o kadar çok odaklanmıştı ki bu sevkiyatı ve onu bekleyen karmaşık olaylar silsilesi için önemini fark edememişti.

Feliz, kaşları çatılmış halde odaya daldı. 

"Rıhtımdaki olaydan sonra Maksim'in izini sürmek oldukça zorlaştı. Ancak, onunla bir kez daha yüzleşeceğimiz kesin...''

Elindeki tableti Yana'nın önüne fırlattı. Tabletin ekranında bir manşet kendini gösteriyordu...


''Chesire mı yoksa Parmesan mı? Bu kırılganlık da nereden geliyor?'' 


Cheshire ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin