(Bu hikaye bazı okuyucular için hassas içerik barındırabilir. Lütfen bu durumu dikkate alarak okuyunuz.)
*bam, bam*Bunlar Yana'nın duyduğu klasik iki atıştı ne de olsa ömrünün büyük bir kısmını bu atışlarına borçluydu ama ilk defa bu atışlar kendi ellerinden olmuştu. Bir elindeki silaha bir de karşısında cansız yatan bedene histerik duygularla baktı. Sessiz oda Yana'nın yumuşak mizacına oranla sert çıkan titrek sesi ile yankılandı:
''Burayı temizleyin''
Odadaki korumalar şok içindeydi az önce yıllarını adadıkları patronları iki kurşun ile yere serilmişti. Hem de öz kızı tarafından... Kimse kılını dahi kıpırdatmıyordu, kıpırdatamıyordu. Yana yine sessizliği bozdu:
''Duymadınız mı? Yoksa sizin de mi sonunuz şurada yatan piçinki gibi olsun? Toplayın çabuk burayı!''
Ortam biraz komik görünüyordu. Koskoca adamlar bir kızın emirlerine korkarak uymaya başlamıştı, neden mi? Çünkü burada işler böyle ilerlerdi. Patronun canını almaya cesaret eden ve başarabilen her kimse artık o başa geçerdi... Bu beklenmedik gelişme ile de artık Yana, Cheshire'ın lideri, mafya babası daha doğrusu annesi olmuştu.
**Olaydan yaklaşık 5 saat önce**Yana aklını kaçırmak üzereydi, sanki üstünden kaynar sular dökülmüş gibi soğuk soğuk terliyor ve karşısındaki manzarayı anlamaya çalışıyordu. Hatıralarıyla dolu o ufacık ev kan gölü içerisindeydi ve bu kan kendisine ait değildi... Biricik annesinin güler yüzü ile karşılaşmayı beklerken şimdi önünde liğme liğme edilmiş parçaları yatıyordu. Bunların annesine ait olduğunu nasıl mı anlamıştı? Karşısında iğrenç bir sırıtışla dikelen adamın eline dolanmış altın bukleli saçları ve bu saçların sahibi annesinin soluk çehresi ile karşılaştıktan sonra. Yana bir tepki dahi veremeden ayaklarının ucuna yuvarlanan kana bulanmış çehreye baktı, annesinin güzel altın bukleleri artık kızıl olmuştu... Çığlık atmak, ağlamak, nefret etmek, onun canını yaktıkları gibi karşısında duran adamın canını yakmak istiyordu. Bu fikri duydukları ile bir anda değişti.
''Sürpriz! Bay Smirnova'dan.''
Kalbi yanıp tutuşan bir ihtirasla atmaya başladı. Bu ihtiras nitekim sevgi dolu değildi. Gözlerine sanki siyah bir perde çekilmişti. Aklında dönen onca düşünce arasından bir tanesi açık ve net şekilde yerini belli ediyordu. ''Dişe diş, kana kan. İntikam'' sözleri zihninde yankılanırken tüm dikkatini karşısındaki adama çevirdi. Dudakları aralandı ancak sadece ''Neden?'' diyebildi. Adam Yana'nın yanına yaklaştı ve şifonyerin üzerine bıçağını bıraktı. Kahkaha atarak kan gölünde yürürken konuşmaya başladı.
''Neden mi? Bu ona karşı geldiği içindi. Senin de yerini bilmen için. Patrondan kimse kaçamaz, bunu 20 yıllık hayatında öğrenemedin mi?''Bu da neydi böyle? Yana'nın biricik annesi sırf onu daha sağlıklı daha güvenli bir hayatı olmasını istemesinden ötürü mü sona ermişti? Bu çok yanlıştı. Hepten yanlıştı. Duyduklarına inanmak istemiyordu. Böyle basit, doğal bir şeyden ötürü bir hayatı yok edebilmiş olmalarına inanamıyordu. Kendi hakimiyetini kaybetmişti. Babasının adamı fark etmeden bıçağı aldı ve kaçmasına zaman tanımadan adamın boynundaki atar damarından geçirdi. Artık aklını kaybetmişti. Adam kendi kanında boğulurken yere bir patates çuvalı edasıyla yığıldı. Yığılan adamın üstüne atılan Yana cinnet geçiriyordu, bir, iki, üç... Hiddetle ve durmaksızın bıçağı saplıyordu. Sakinleşebildiğinde ne yaptığını anca kavrayabilmişti.
O artık bir katildi. İğrendiği şeyin ta kendisi olmuştu ve bu ona yeterli gelmemişti. Bu işin kökenini kurutacaktı, bu dünyadaki masumları hiçe sayıp çerez niyetine yiyenleri kurutacaktı. Ayağa kalktı, annesinin bedenini olabildiğince korumaya çalıştı ve işe önündeki küf kokan pisliği temizlemekle başladı.**Olaydan yarım saat önce**
Her şey hazırdı, Yana kendisini toparlamıştı yas tutmaya vakti yoktu çünkü artık aklında bir planı vardı. Dizginleri eline alacaktı. Silahını ceketinin içine sakladı ve babasının malikanesinden içeriye adım attı. Buradakiler onu tanırdı, babasının pis işleri olabilirdi ama hangi karısından olursa olsun tüm çocuklarını koruma altına almaya çalışırdı. Bu ne kadar doğruydu orası bilinmez. Yana'nın 7 üvey kardeşinin canı, çoktan babasının elleriyle alınmıştı. Yine de korumaların bu çocuklara dokunma izni yoktu.
Yana sakinliğini korudu ve babasının odasına girdi. Bay Smirnova odanın ortasında dikelmiş yüzündeki tiksinmiş gibi bir ifadeyle telefonda birisi ile konuşuyordu. Belli ki yeni planlarıyla ilgili hararetli bir durum söz konusuydu. Yana boğazını temizleyip geldiğini belli etmişti.Nefret ettiği gözlerin içine baktı, kendisininki gibi kahve yeşil parlayan gözlere... Duraksamadı ve tetiği çekti.
*bam, bam*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cheshire Çıkmazı
Historia Corta(TR) Cheshire Çıkmazı Bu sıradan bir Mafya Kaçırma Aşk Hikayesi değil... Bu, mafya lideri Yana'nın nasıl bir bilinmeyene aşık olduğunun hikayesidir, ancak mafyanın bilmediği bir sır vardı. (ENG) Cheshire Impasse This is not an ordinary Mafia Kidnap...