Sirius yayıldığı koltukta esnedi. Parşömeninden bir parça kopardı, buruşturdu ve şömineye fırlattı. Kağıt girmedi. Tekrar denedi. Tekrar ve tekrar.
"Her yeri çöp yaptın," diye homurdandı Remus. Sirius ona doğru bakmaya bile tenezzül etmeyince kendi parşömeninden bir parça kopardı ve top yapıp Sirius doğru fırlattı ve bingo, kağıt tam Sirius'un iki kaşının arasına çarptı.
Sirius göz devirdi ama en azından etrafa kontrolsüzce kağıt fırlatmayı bırakmıştı. "Of çok sıkıldım beni nasıl terkeder?" Yanı başındaki Lily somurttu. "Asıl beni nasıl terkeder?"
Yandaki Peter sırıttı. "O değil de asıl Mylen'i nasıl terkeder?" Hem Sirius hem Lily ona rastgele eşyalar fırlatmaya başlayınca güldü ve teslim olduğunu göstermek için ellerini kaldırdı. "Şakaydı! Şaka!"
"Sanırım herkesin ahını alıyorum," kapının önünden gelen tanıdık sesle hepsinin bakışları oraya doğru döndü. James yanında bavulu ile sırıtarak girişte dikiliyordu. Rengi her zaman olduğundan biraz daha solgundu ve göz altlarında koyu halkalar vardı ama onun haricinde gayet iyi görünüyordu.
Lily ve Sirius bir anlığına birbirlerine baktılar ve ikisi de hızlıca koşarak James'in üstüne atladılar. James'in ayakta durmak için büyük bir çaba göstermesi gerekti. Üçlü kocaman bir sarılma gerçekleşti.
Remus onları James'e biraz nefes alması için izin vermeleri konusunda ikna ettikten sonra ancak bıraktılar. James, Sirius'a döndü. "Birazdan odada görüşürüz."
Sirius sırıttı ve Lily'e göz kırptı. "Bizi ateşli bir gece bekliyor sanırım," Lily ona vurmaya çalıştı ama Sirius kahkaha atarak kaçtı. Lily'in zümrüt yeşili gözleri bu sefer onu izleyen James ile kesişti. "Biraz konuşalım mı?"
Kızıl saçlı kız onayladı. "Olur."
Oy verin, yorum yapın, beni sevin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şeyim || Jily Texting
FanfictionBilinmeyen Numara: Ben sana her şeyimsin dedim. Bilinmeyen Numara: Sen her şeyimi alıp gittin Potter James: Siktir git Evans