16. Bölüm Mor kelebek ve yıkımın prensi

2 0 0
                                    

"Bu da ne demek şimdi?" Annabelle gülümseyerek kulağıma fısıldadı "Dediğimi yaypıp yapmadığına bakmak için sizi izliyordum." Korkmuş şekilde ona baktım "Bizi mi dikizliyordun?" Annabelle sinirli sinirli gözlerini devirdi "Sadece baktım sarıldığınız gördüm, öyle deme ben öyle biri miyim?" Biz konuşurken müdür kahvaltımızı böldü "Çocuklar ilk olarak herkese afiyet olsun. Umarım sizin için güzel bir gündür." O bir şeyler zırvalarken yemeğime devam edip söylendim "Demek ki müdürler hiç değişmiyor."yumurtayı bölüp ağızıma atmışken müdürün söylediğiyle ona sinirli bir bakış attım "Nirvana lütfen kaşığı, çatalı bırakır mısın önemli bir şey hakkında konuşuyorum." Sabır nidaları verirken "İşte bu yüzden kilolusun, bak bana 43 kiloyum." Diyen Ruby sanki daha da çok sinirlenmemi istiyordu " Yalnız ben kilo vericem diye sağlığımdan vazgeçmem. Gerçi bu kiloda olman normal kısa olduğun için." O beni vurursa bende onu vururdum. Ruby gözlerini benden kaçırdı "Ayrıca saygısız da, sadece kilolu olsa bir şeye benzer." Bu sefer cevap vermek yerine arkama yaslandım. "Hanımlar sakin, lütfen kavga etmeyin. Evet haftaya bir balomuz var hepinizin katılmasını istiyorum." Hiç bir şey umrumda değildi sadece yemek yemek istiyordum "Şimdi yemek yiyebilir miyiz hocam!?" Bağırarak söylediklerime herkes tuhaf tuhaf baktı, ne acıkmıştım müdür derin bir nefes verdi "Evet kızım yiye bilirsin." Kafa selamı verdim "Saolun hocam Allah razı olsun." Havada bir kıkırdama yükseldi özellikle Noun. Yaptığım her hareket hoşuna gidiyordu. Jena benimle konuşmak için eğildi "Neden böyle konuşuyorsun ki? Ama komikmiş." Garipsemiştim "Siz böyle konuşmuyonuz mu?" Annabelle gülmemek için kendini sıkıyordu " Hayır böyle konuşmuyoruz daha nazik." Geldiğinden beri nazik olan kişi kimdi ? "Tamam."



Yemeği bitirdiğimizde derse girdik. Ders nezaket dersiydi "Evet hanımlar nasıl gülüyorduk. Ağızımızı kapatıp haha diye." Yanımda oturan Annabelle baktım "Cidden böyle mi gülmeliyiz? Neden." Annabelle ağızını kapattı "Çünkü sen bir prensessin kibar olmalısın." Yaptıklarını yapmaya çalıştım "Ha Ha Ha." Annabelle kendini tutamayıp sessiz bir kahkaha patlattı "Ne oldu? Gayet naziğim." Herkes bana bakıp kıkırdıyordu. Annabelle sırtımı sıvazladı "Daha çok başındasın. Ama hepsini öğreteceğim. Sen sakin ol." Gülmelerini tutamıyordu.

Önümüzdeki günler boyunca Annabelle bana kibar olmayı öğretmişti. Baloya 2 gün kalmıştı ama bir sorun vardı "Annabelle. Sana bir şey söylemem lazım!." Annabelle'in yanına gittim " Ne var?" Utana sıkıla " Hani ben burdan değilim ya. Ben taç taşımayı bilmiyorum." Annabelle bana şok olarak baktı " NE!? Taç taşımayı bilmiyor musun?" Annabelle beni çekiştirerek odasına çıkardı. Eline bir taç aldı kafama yerleştirdi "Bununla yürümeye çalış." Taç, oldukça hafif üzerinde bir tane kırmızı taş olan, gümüş bir taçtı. Taçı gösterdim " Zarar gelmesin düşerse." Annabelle gülümsedi " O taç plastik gerçek değil. Kolay kolay kırılmaz." Rahat bir nefes aldım. Koridor boyunca yürümeye başladım "Dik dur." Kafamı hacaya kaldırdım ve omuzlarımı dikleştirdim "Dudağını ısırma. Güzel görünmek zorundasın." Benim bile farkında olmadığım dişlerimi dudağımdan çektim. Derin bir nefes aldım. Dönerken taç kafamdan yuvarlandı ve yere düştü "Tamam olabilir. Tekrar en baştan." Taçı alıp başlangıç yerime döndüm. Böyle böyle 8 veya 9 deneme yaptık "Son deneme Nirvana." Kafama taçı tekrar yerleştirdim bu sefer hiç bir sorun olmadan başarmıştım "Harika! Sonunda yaptın!! Şimdi tekrar." Ellerini çırptı. Tekrardan hiç bir sorun olmadan yapmıştım. Tekrar tekrar ve tekrar. Artık gerçekten taçla yürüye biliyordum. Annabelle ile zıplayarak birbirimize sarıldık " Başardıık!!"

" Evet çocuklar! Herkes eşleşsin." Noun'un yanına gidecekken Ruby önümü kesti "Gerçekten senin gibi biriyle eşleşir mi obez?" Gözlerimi devirdim "Beden benimle uğraşıp duruyorsun." Ruby gözlerini üzerimde gezdirdi "Benim olanı almaya çalışıyorsun obez. Hiç aynada kendine baktın mı? Ben sen olsam kendimden iğrenirdim." Eliyle karnıma vurdu"Baksana şu göbeğe HAHAHA." Bu da yetmezmiş gibi ellerini saçlarımdan geçirdi "Iyy hiç mi yıkanmadın. Saça baak iğrençsin." Annabelle kolumdan tutup beni çekti "Benim arkadaşım kibar olduğu için senin gibi birine cevap vermez ama ben verebilirim. İlk önce kendine bak aptal, yelloz bir zorbasın bir şey bildiğin bile yok." Gözlerim dolmuştu cidden böyle mi görünüyordum, ellerimle karnımı kapattım "O kız sırf senin gibi olmadığı için sana cevap vermiyor. Bunu ona yapamazsın." Ruby Annabelle'e şok olarak bakıyordu "Daha geçen kavga etmiştiniz hayırdır, arkadaş mı oldunuz ?" Ruby Annabelle'in üzerine yürürken Au xhang araya girip Ruby'i çekti "Böyle kişilerle konuşma iki yüzlüdürler." Elimi ağızıma götürdüm gözümden yaşlar aktı. Benim yanıma gelip bana yardım eden kişi bu kız mıydı? "Kim iki yüzlü acaba ?" Diye mırıldandım Annabelle de şok olmuştu "Gel" diyerek beni kenara çekti. Noah yanıma geldi "Benimle dans eder misiniz?" Noun bana yalvarır gibi baktı "Reddet nolur reddet." Geriye çekildim "Üzgünüm ama benim zaten eşim var." Noun rahat bir nefes alıp yanıma geldi ve göz kırptı "Leydim bana bu dansı lütfeder misiniz ?" Diyerek elini uzattı " Tabikide." Elini sıkı sıkı tuttum Ruby gözlerini devirdi. Noun bir eliyle elimi kavrarken diğer elini belime yerleştirdi ve beni kendine çekti
"Bir an gerçekten onu seçeceğini sandım." Kafasını eğdi "Aşk olsun ben öyle biri miyim?" Kıkırdadım "Hayır ama ne bileyim birden öyle düşündüm."


Okulumuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okulumuz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Taçların kavgası: Nirvana'nın lanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin