Ders benim için bir işkence gibiydi bu yüzden şu an sadece uyumak istiyordum. Lakin garip olan bir şey vardı, Annabelle ortalıkta yoktu nerede olduğunu merak etmiştim, o sırada Au xhang koluma girdi " Noldu sıkıntılı gibisin?" Kıza baktım ve tatlı tatlı gülümsedim " Sadece Annabelle'i bulamıyorum, içimde kötü bir his var" Au xhang geri çekildi " duymadın mı revire götürüldü. Söylenene göre yanmış" gözlerim fal taşı gibi açıldı ve revire doğru koştum " Nasıl olabilir ki o ateş gücünün sahibi". Tam içeri girecekiken saçları sarının biraz koyusu olan bir kız karşımda durdu " Annabelle'i mi arıyordun ? Hah, düşman olduğunuzu sanıyordum" kızı umursamadan içeri girdim, Annabelle'in yattığı yatağı buldum "Annabelle iyi misin?" Bana garip garip baktı, sinirle başını yana çevirdi " Düşmanını bu kadar umursaman.... İlginç" gözleri yaşarmıştı " Bak düşmanım olsan bile bir insansın zarar görmeni istemiyorum." Kafasını bana çevirdi " Dereği çağra bilir misin?" Başımı salladım " Tabiki" o sırada Annebelle'nin gözlerinde kendimi gördüm, 10 yaşımda annemi kaybedişim o büyük depremde. Hiçbir zaman hatırlamak istemedim ama şimdi hatırlıyorum o çocuğu, beni kucaklayıp götüren adamı gözlerim fal taşı gibi açıldı, o hep aradığım ama hiç bulamadığım adam...
"NOUN"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taçların kavgası: Nirvana'nın laneti
FantasiaAşk nedir diye sorsalar hayatımın tek doğru seçimi derdim. Herkes aşkı çocuk oyuncağı sanmıştı, belki öyleydi ama onsuz geçirdiğim yıllar......Hayatımın en zorlu bekleyişiydi. Hani bir söz varya "Yanlış zamanda doğru kişi diye " işte o benim bekleyi...