~Kehanet~

103 33 396
                                    

Kadim olan efendi: Gahara;

Burası bilinen üç boyut içerisinde varlığını sürdüren, içlerinden bir tanesinin ismini kendi gezegenine alan; görkemli güçteki Mavi Ay'ın, Alfa krallığıydı...

Bu farklı olan dünya, içinde Tarafsız Bölge olarak anılan, boyuttaki çoğunluğu insanlara ait Dünya gezegeninden çok farklı bir sisteme de sahipti.

Gök, her zaman kasvetli ruhsuz bir mavinin tonunda koyu renkte gökyüzüne hakimdi. "Geceler Seheri" denilen zamanda ise karanlığın o koyu havayı daha da kasvete bulayıp göğündeki tek büyük ışık kaynağı olan mavi ayın süslemesiyle ormanlarının göğe uzandığı nefes kesici bütün bir manzaraya sahip oluyordu daima.

Bu kendine has çarpıcı gözüken gezegende en doğal olarak kadınlara eşitlik hakkı verilmişti başta; çünkü erkekleri onlara delicesine aşkla tapardı. Çocuklar gecenin en karanlık saatlerinde bile dışarıda gezmekten asla korkmazlardı; çünkü onları her daim koruyan bir güç şah damarları kadar en yakınlardaydı, doğdukları andan biliyorlardı.

En vahşi hayvanları bile daima türlerinin denetlenmesiyle ve aşırı avcılıktan korunma amacıyla "Büyük Kral" tarafından özel izinlerle sırasıyla avlanılır, çeşitli yasaklarla zamanı gelince yine tarafınca korunmaya alınırlardı.

Farklı milletler veya farklı ten renkleri diye ayrım gözeten hiçbir düşünce gezegen halkının düşüncelerinde hiç yeşermezdi. Onlar sadece kişinin atasından gelen saflığı kadar saygı görürdü birbirlerine.

Belki çevresine sevgi dolu belki de çok cana yakın değillerdi fakat kendilerinden gördükleri her kimseye sanki onlar için birer aile üyeleriymiş gibi canla başla sahip çıkıp korurlardı.

Bir topluluktan beklenen birbirine sonsuz kenetlenme güdüsü onlar için fiziksel denebilecek kadar gerçekti evrenlerinde. Nereye giderse gitsinler her nerede olurlarsa olsunlar onlar eninde sonunda bu topraklara ruhun açık bilincinde kalıcı aittiler.

Böyle mükemmel bir gezegen varken belki de bir çok insan kendi yaşadığı dünyayla kıyaslama yapıp tercih hakkını buradan yana kullanmak isteyecekti geri kalan hayatında. Sonsuz bağlılığı olan sadakatli bir döngünün çatısının altı... Kulağı büyüleyici gelmez olur muydu aklı başında olan birine?

Elbette haklılardı.

Tarihleri boyunca Alfa da yaşamış tüm canlılar bilirlerdi ki; eğer tek güç, yani yaşayan dönemin her büyük Büyük Kral'ı var olduğu sürece, boyutu güvende tutuğu gibi halkını da refaha ve iyi yaşama mahkum etmiştir görevi bitene değin. Gelenek ve göreneklerine çok bağlı, onlar için kutsal sayılan kanunlarıyla yaşayan bu ırkın başındaki kişi, aldığı sorumluluğun saflığında, gücü doğru kullanabilecek yegane tek kişiydi. Ülkeyi ve dahi gezegeni oturduğu tahtın demir işlemeli süslü koltuğundan idare etmek itirazsız yalnızca ona verilmiş bir meziyetti çünkü.

Yani öyle görünüyordu sadece belki de...

Dünya da bir ülke için halkı temsil eden meclis üyeleri varken burada yalnızca Yaşlılar Konseyi denilen on iki kişilik her biri en az yedi yüz yaşında yaşlı bireyler vardı. İnsan yaşıyla belki seksen denebilecek bu kişiler; kralın akıl hocaları ve yükünü biraz indirerek çoğunluk kararında yön verici merceğilerdi. Halk onların sözüne en yaşlıları olduğu için uzun zaman boyunca itibar gösterirken, tek kralları ise onların ilgilendiği hiçbiriyle karşı karşıya gelmemek için kurnazca hareket etmeliydi sürekli.

HİTOMİ ~ 9, Tilkinin Kayıp İncisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin