7

67 10 5
                                    

Gözlerimi açtığımda bomboş tavanla uzun süre bakıştım. Normalde olsa asla kalkmazdım yataktan, ancak artık bir işim vardı ve kalkıp hazırlanmam gerekiyordu. Yatakta oturur pozisyona geçtim ve bir süre ayılmayı denedim. Gözlerimdeki acı bana dün geceyi hatırlatmıştı. Jungwon yatakta değildi, umarım erkenden çıkmıştır ve şu an evde değildir. Görürsem utancımdan ölebilirdim çünkü.

Ben bunları düşünürken kapıdan içeriye, ıslak saçlarını kurulayarak Jungwon girdi.

Onu gördüğüme şaşırmıştım ancak garip bir şekilde o beni gördüğüne daha çok şaşırmıştı.

Aramızdaki sessizlik artık sinir bozucu olmaya başlamıştı ve galiba sessizliği bozmaya niyeti yoktu. Mecburen ben konuşma başlattım.

''Gittin sanmıştım.''

''Gitmemi mi isterdin?''

''Hayır hayır öyle demek istemedim. Sadece burada olmanı beklemiyordum, içeri bu şekilde girince...''

''Ah... özür dilerim izinsiz duşunu kullanmamalıydım. Ama saçımın şekli bozulmuştu, seni de uyandırmak istemedim.'' 

''Hayır saçmalama öyle de söylemek istemedim... Neyse boşversene. Günaydın dedim mi ben sana? Çok unutkanım bugün... Günaydın, iyi uyudun mu?'' Sanki arkadaş değildik de yeni tanışmış iki yabancıydık. Ve kesinlikle rahatsız ediciydi.

''Evet evet, çok iyi uyudum. Asıl sana sormak lazım; nasıldı? iyi uyuyabildin mi?''

''Evet, yani... iyi uyudum sanırım... Galiba?'' Ortamın neden böyle olduğunu anlayamamıştım, neden böyle garip bir hava vardı?

''Kaçta çıkacaksın? Birlikte çıkalım istersen.''

''Bilmem, bir iki saate çıkarım sanırım, senin stajın ne zaman başlıyor?'' sohbet sonunda normale dönmüştü ancak ortam hala çok gergindi.

''Benim saçımı yapıp hemen çıkmam lazım. Daha var ama... Azar yemek istemem malum.'' Saçını hâlâ havlu ile kurulamaya çalışıyordu. 

''Bekle, kurutma makinemi vereyim sana. Olmaz böyle.'' Tam ayağa kalkacaktım ki, eliyle beni durdurdu.

''Nerde söyle ben alırım. Kalkma.'' 

Elimle dolabı gösterdim. ''İkinci çekmecesinde olması lazım.'' Göstermemle birlikte çekmeceye ilerledi. Biraz karıştırdıktan sonra durdu. Elinde bir çerçeve ile geri döndü. ''Saklıyor musun bunu hala?''

Elindeki çerçeveyi inceledim biraz. Babalarımızın ve bizim olduğumuz bir resimdi bu. Daha önce de söylediğim gibi, babalarımız çok yakın arkadaşlar. Ve bizim de böyle olmamızı istiyorlardı. Babam en son Jeonghan abi ile ne zaman görüşmüştü  onu bile hatırlamıyordum gerçi.

''Evet,  geçen babamın çekmecesini düzenlerken buldum. Unutmuşum bak, salona koyacaktım ben onu.'' 

''Çok tatlı bir fotoğraf... Ben varlığını bile unutmuşum, acaba babam saklıyor mudur hâlâ?''

''Saklıyordur tabii. Babanın böyle şeyleri kolay kolay atacağını düşünmüyorum...''

''Tabii... atmaz...'' Jungwon arkasını dönüp bu sefer kurutma makinesini aldı. 

Forever Young ^ JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin