Herkese merhaba canlarımmm HOŞ GELDİNİZZZZ
Başlama tarihim: 25.06.2024 Sizin???
Diğer hikayelerim bitmeden bu hikayeme başlıyorum ama önce giriş bölümüne yayımlayıp ondan sonra SEÇİLMİŞ hikayemi bitirip buradan devam edeceğim. Yeni kurgumu inşAllah çok beğenirsiniz ve düşüncelerinizi lütfen belirtmekten kendinizi alıkoymayın. Bu kurgum için çok heyecanlıyım. İlk defa asker kurgusu yazıyorum ve umarım altından kalkabilirim. O zaman çok uzatmadan başlayalım.
......
LAMİHA
Nefessiz kalıyor gibi hissettiğimde bile yaşıyor olduğumu bilmem rahatlamamı sağlamıyordu. Nefessizdim ama gözlerim açıktı, kalbim delicesine atıyordu. Kalbimin sesini kulaklarımda duysam bile bu benim hayatta olduğumu inandırmıyordu. İnanamıyordum... Ya da inanmak istemiyordum. Yaşamak istemediğimdendi bu inanamama. Gözlerim ağlamaktan acısa bile zorla gözlerimi kapattım. Yaşlar yanaklarımdan damla damla süzülürken başımı yanımdaki cama daha fazla yasladım. Başım ağrıdan zonkluyordu ama geçmesi ile için ilaç dolu olan dolaba adım atacak gücüm yoktu. Nasıl olsa geçeçekti değil mi? Ya da acıya dayanamayıp ölürdüm. Bu düşüncem yüzünden bu zamana yaralarımı hiç su bile tutmayıp temizleme gereği bile duymamıştım. Ruhumdaki yaraları bile iyileştirmek istemiyordum. O zaman yaşadığım şeyileri haksızlık yapmış olurdum. Hiçbir şeyi unutmamam lazımdı. Hem bir de ölmek isteyen biri kendini neden iyileştirmek isterdi ki?
Gözlerimi yavaşça açtım ve başımı da yasladığım camdan çektim. Ayağa kalmaya kendime zorladım. Belime giren acıyla inledim. Gerçi her tarafım acıyordu. Tırnak uçlarımdan saçımın tek teline kadar desem abartmış ve yalan söylemiş olmazdım. Aynaya doğru ilerledim. Küçük bir odadaydım ve ayna hemen kapının karşısında kolonda asılıydı. Aynanın altında da küçük bir lavabo vardı. Aynanın karşısında durdum ve ellerimdeki kurumuş kanları temizlemeye çalıştım. Temizlediğimi düşündüğümde yanındaki havluyla kuruladım ellerimi. Havlunun yanında asılan tarağı ellerime aldığımda aynanan kendime baktım.
Her gün böyle oluyordu işte. O gidiyordu ve ben aynanın karşısında bıraktığı yıkıma bakıyordum. Yarattığı enkaza saatlerce izliyordum ve kendime acıyordum sadece. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Daha fazla mücadele edecek gücüm yoktu. Kabullenmiş gibi gösteriyordum ama aslında kalbim bu durumu kabullenmemişti. Kalbim kabullenmek istemiyordu. Aklım ise bunun kurtuluşu yok deyip beni inandırmaya çalışıyordu. Aklım ile kalbim arasında sıkışmış durumdaydım.
Sarı saçlarım ensemin bir tık altına düşüyordu. Gözlerimdeki yeşiller artık hüzüne bulaşmıştı. Geri, eski haline dönmesi imkansızdı. O gözler en son mutlulukla gülümsediğinde ben henüz 10 yaşındaydım. Şimdi ise sadece yalancıktan gülümsüyordum.
Onun için...
Uzun kirbiklerim ağlamaktan kurumuştu. Dudağım az önceki harabeden yüzünden patlamış kanı boynuma doğru akmış, kurumuştu. Üstümde yırtılan beyaz elbiseyi ve iç çamaşırlarımı hızlıca çıkardım ve hemen kapının sol tarafında olan perdelerle yaptığım duş kabini gibi olan yere girdim. Suyu buz gibi ayarladıktan sonra hiç tereddüt etmeden başımdan aşağıya akıttım. Yaralarım daha çok acıyordu ama onun küçük beden için yapmalıydım. Beni böyle kötü görüp etkilenmemesi için bunu yapmalıydım. Hemen duş aldığım yerin karşısındaki aynaya baktım. Her yere ayna koymuştu. Sanki dalga geçer gibi bir de şey diyiyordu: Bu güzelliği hep görmen için koydum. Bu güzelliğin yüzünden bunları yaşıyorsun.Aynanın yanındaki havlu ile kuruladım ve yeni aldığı iç çamaşırları istemeden giydim. Onun aldığı, daha doğrusu onun olan hiçbir şeyi üstümde olmasını istemiyordum. Ve iç çamaşırların yanındaki elbiseyi elime aldım, altında da not yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAMİHA
ChickLit"Lamiha..." dedi gözleri gözlermdeyken. Eli yanağımda gezinirken o farketmeden avucunun sıcaklığı kalbimi aşkla yakıyordu. "O ne demek?" dedim dudaklarına fısıldadım. Gözleri gözlerimi yakıyordu. Kalbimin yangını sönmemişti ve alevlendirmek isterc...