OKUL

154 7 0
                                    


İyi okumalar♥️

Üstüme düzgün birşeyler giymiştim saçlarımı da at kuyruğu şekilinde toplamıştım. Azizle akşam yemeğe çıkacaktık. Okul için izin isteyecektim. Konakta konuşmak istememiştim çünkü her an heryerden birileri çıkıyordu. Kapı dinlemek gibi huyları varmış sanırım.

Yatakta oturmuş Azizin mesaj atmasını bekliyordum. Bu sırada ne diyeceğimi nasıl konuşacağımı düşünüp prova yapıyordum.

Bir anda telefonumun sesiyle irkildim. Aziz arıyordu hızla açarak kulağıma götürdüm.

"Aşağıdayım." Dedi ve telefonu kapattı. Son kez kendime aynadan bakarak derin nefes aldım ve çantamı koluma takarak aşağa indim.

Bahçede yemek masasını kuran çalışanların bakışları bana döndü. Gülümseyip kapıya doğru gittim.

"Gelin nereye böyle?" Hatice hanımın sesi ile durup arkamı döndüm.

"Azizle yemeğe efendim." Dedim.

"Yaa Aziz nerdedir?" Dedi. Şaşırmıştı.

"Kapıda efendim."

"Tamam hadi bekletme. Aferin size böyle olun elalemin ağzına laf vermeyin emi." İyi anlaştığımızı düşündüğü için mutlu olmuştu ama üzgünüm biz anlaşamıyoruz.

"Peki efendim. İyi akşamlar." Dedim ve kapıda bekleyen siyah arabaya doğru hızla yürüdüm.

Ön kapıyı açarak hemen Azizin yanına oturdum. Sinirle bana döndü. "Kaç dakikadır seni bekliyorum. Nerde kaldın?" Dişleri arasında sinirle fısıldıyordu.

"Kapıda Hatice hanım nereye diye sorunca onunla konuşarak yemeğe çıkacağımızı söyledim. O yüzden bekletmek istemedim afedersin." Bekletilmekten nefret ederdim ve Azizde beklediği için kendimi suçlu hissetmiştim.

Birşey demeden önüne döndü ve hızla gaza bastı. Doğduğumdan beri mardindeydim ama çok az yer biliyordum. Maadi durumumuz gereği pek çıkmazdık. Babam tek başına çalışırdı ben ve abimde okula giderdik. O yüzden çoğu imkandan geri kalarak büyümüştük. Ama memnundum mutluydum.

Düşüncelerimin arasından duran arabayla çıkmıştım. Aziz el frenini çekerek arabadan indi bende hemen peşinden indim.

Vale hızla gelip Azizin ellerinden öptü ve araba anahtarını alarak arabayı park etmek için gitti.
Geldiğimiz yere şaşkınca baktım. İki katlı hem çok şık hemde çok yöreseldi.

İkinci kata çıkıp cam kenarında oturduk. Tüm mardinin manzarası ile karşılaştım. Büyüleyiciydi. Manzaraya dalmıştım ki gelen garsonun sesi ile önüme döndüm.

Menüyü alarak incelemeye başladım. Aç değildim o yüzden öylece birşeyler söyleyerek menüyü tekrar garsona verdim.

Aziz hiç konuşmadan bana bakıyordu. Ne söyleyeceğimi merak ediyor olmalı. Boğazımı temizleyerek konuştum. "Beni dinlemeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim."

"Bir sorunun olduğunda elbette bana anlatacaksın Berfin." Şu an sakindi ama ses tonu neden beni bu kadar geriyordu bilmiyorum.

"Benim aslında söylemek istediğim şey okul. Aziz biliyorsun ki ben okula gidiyorum. Yani gidiyordum. Benim en büyük hayalimdir hemşire olmak. Babam ölmeden önce bana çok iyi bir hemşire olacağımı söylerdi. Onun mezarda rahat etmesini istiyorum." Son cümleyi kurarken dolan gözlerime engel olamadım.

"Sen izin vermezsen beni o okulun bahçesine bile almazlar biliyorum. O yüzden lütfen izin ve hayallerimin peşinden gideyim." Tamda yaptığım provalardaki gibi konuştum. Azizde tam tahmin ettiğim gibi konuşmadan dinledi.

BERDEL AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin