Jeon Jungkook işinde daha yeni olan çaylak bir ajandır. Bir gün amirinin ona verdiği zorlu görev için hapishaneye düşmek zorunda kalır. Aldığı görevse uyuşturucu baronu Kim Taehyung hakkında bilgiler toplamaktır. Ama Jungkook kendisi için bu kadar z...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Abi ig ya bi girdim ben şokk dondum kaldım bu adam ne yapmaya çalışıyorr kalbim durduu)
Bahçeye çıktığımda gözümü etrafda gezdirdim. Bizimkileri gördüğümde onlara taraf ilerledim. Oturmuş sohbet ediyorlardı. Bende Jin'in yanına geçtip oturdum. Hoseok bana dönerek konuştu. "Neredeydin Jungkook ayrıca Taehyung'la ne konuştun bak o adamdan uzak dur çok tehlikeli."
Hoseok konuştuktan sonra Jimin'de onu onaylayarak konuştu. "Evet Jungkook fazla yakın durma o adama". Jin susmayı tercih etmiş ve çocukları dinlemişti. Çocukları dinledikten sonra gülümseyerek konuştum. "Ay merak etmeyin bana bir şey olmazz. Ayrıca önemsiz bir konuydu takmayın çok".
Çocuklar sorular sormak isteselerde bir şey demeyip konuyu uzatmak istemediler ve tekrar bir şeyler hakkında konuşmaya başladılar. Biraz söhbet etdikten sonra gardiyanlar artık mahkumlara içeri girmelerini söylemişti. Hepimiz birlikte kalkıp kapıya doğru ilerledik burası fazla kalabalıktı herkes içeriye girmeye çalışıyordu.
Sonra yan tarafda iki adamın bir şey konuştuğunu duydum. "Ştt baksana bu geçen şu adamları döven çocuk değil mi?". Diğer adamda bana bakmış ardından sessizce onu onaylarcasına konuştu. "Evet evet bu o çoçuk vay be görünüşe aldanmamak lazım baksana nasılda haşat etti adamları."
Adamların söylediği sözlerle gururla göğuslerim kabarmıştı. Ama sonra yanındaki adamın tekrar konuşmasıyla dona kaldım. "Biliyormusun o adamları dün gece kanlar içerisinde bir odadan çıkartdıklarını gördüm." Sonrasını dinlememiştim. Zaten kimin yaptığı belliydi.
Pek korkmadın değildi açıkcası. Kendimi o adamların yerine koymuştum. Bunu düşünmek bile ürkütücüydü. Tek bir hatamda benimde sonumun öyle olacağını biliyordum. Ardından kolumdan tutan elle düşüncekerimden ayrıldım. Kolun sahibine baktığımda Hoseok olduğunu gördüm. Beni kapıdan içeri çekmişti sonra konuştu. "Ay sonunda girdik bee" onun bu hallerine gülmüştüm.
Diğerleride ardından bizim yanımıza geldi. Hepimiz koğuşa doğru ilerlemeye başladık. Jimin isyankar bir şekilde konuştu. "Uff ne güzel oturmuştuk işte bahçede ohh mis gibi hava ne diye içeriye soktular bizi ya." Gülümseyerek ona bakmıştım. Dediklerine hak vermiştim ama yapıçak bir şey yoktu.
Koğuşa vardığımızda içeriye geçip oturduk neredeyse günümüzun yarısı burda geçiyordu ama, biz bunu bir şekilde eğlenceli bir hale getiriyorduk.
Hoseok yalandan ağlamaklı bir şekilde konuştu. "Üff kaç saat ne yapacağız şu odada yaa." Seokjin ardından hepimize bakmış ve konuşmuştu. "Pişt spor odasına inelim'mi?" Bu fikir bana bayağı cazip gelmişti. Buraya geldiğimden beri doğru düzgün spor yapmıyordum.
Hoseokla ben Jin'i onaylamıştık. Ama Jimin itiraz ederek konuştu. "Ay ben ne yapıçağım orda be ağırlıklar benim kadar zaten." Jimin'e dönerek konuştum. "Hadi ama Jimin ben sana yardım ederim hadi gell." Jimin kafasıyla bizi onaylayıp konuştu. "Ay bi yerede bensiz gitmeyi öğrenin ayol"
