Bölüm Şarkısı: Emir Can İğrek-Defoluyorum
Alkış sesiyle geri dönülmez hatamızdan son anda kurtulduk. Ben hemen irkilip geri çekildim. Alkışlayanın kim olduğuna henüz bakmamıştım ama her kimse beni Kaan'ı öpmekten kurtardığı için teşekkür etmeliydim. Bu çünkü gerçekten geri dönülmez bir hata olurdu.
"Bravo!"
Gelen kişi Gaye'ydi. Teşekkür etme fikrimi bir gözden geçirsem iyi olurdu.
"Beni yanından kovdun bu pislikle burada ne halt ettiğini sanıyorsun?"
Hızla kalktım oturduğum yerden. Kaan'ı elde edemedikçe bana hakaret etmek bu kızda alışkanlık olmuştu ve ben bunu hazmedecek değildim.
"Ağzını topla Gaye!" dedim sertçe. Kaan da kalkmıştı benim ardımdan. Gaye benim yüzüme bile bakmadan sinirden dolan gözleriyle Kaan'dan bir açıklama bekliyordu.
"Sen sus yılan, ben Kaan ile konuşacağım."
Ben tam hakaretine yeniden müdahale edecekken Kaan sessizliğini bozmuştu. "Gaye yeter! Uzatma." dedi sertçe. Ona açıklama yapmak gibi bir derdi yoktu.
Gaye'nin dolan gözleri artık kendini bırakmıştı. Normalde olsa herhangi bir hemcinsimin bu haline üzülürdüm ama Gaye için durum farklıydı. Çünkü o Kaan'ı elde edememesini bana bağlıyordu. Durumun asıl muhattabı Kaan'ken o bunu görmezden gelip etrafını suçluyordu.
"Ben sen beni gör diye çabalıyorum ama sen gözünün ucuyla bile bakmıyorsun Kaan! Ne var ya bu kızda olup bende olmayan ne var?!"
Yine aynı şeyi yapmıştı. Yine sorunu Kaan'da değil kendinde arıyordu. Oysa Kaan'ın onu görmemesinin sebebi Kaan'ın onu sevmiyor olmasından başka hiçbir şey değildi. Sorun ne Gaye'ydi ne de bendim. Sorun Kaan'ın onu sevmiyor olmasıydı ve bunun onda olmayıp bende olan hiçbir şeyle ilgisi yoktu.
"Of Gaye! Sıkıldım ben iki yıldır aynı şeyi konuşmaktan. Ayrıca Miray'la aramda senin sandığın gibi bir şey yok tamam mı? Olamaz da."
Olamaz. Bu zaten benim bildiğim bir şeydi. Neden bunu ondan duymak tuhaf hissettirmişti?
"Senle de olmayacak. Çünkü seni sevmiyorum. Bu kadar basit. Konunun hiç kimseyle ilgisi yok."
Tam olarak benim aklımdan geçenleri söylemişti Gaye'ye. Ama o bunu anlar mıydı? Muamma...
"Sen istediğin kadar inkar et Kaan! Bu kız gelmeden önce aramız gayet iyiydi."
Kaan sabırla elini ensesine atıp ofladı. Tahammül seviyesinin sınırlarında geziyordu. "Aramız iyiydi çünkü sen benim arkadaşımsın Gaye. Anlamadığın şey de bu. Hiçbir zaman da arkadaştan öte olmadın benim için ve ben bunu sana açıklamaktan yoruldum."
Gaye biraz bekledi. Sonra elinin tersiyle yanaklarına akan yaşları sildi ve hiçbir şey söylemeden terk etti spor salonunu. Muhtemelen bunlar ilk defa duydukları şeyler değildi ama benim yanımda duymuş olmak onun daha çok canını yakmıştı.
Ben de Kaan ile hiçbir şey konuşmadan orayı terk edecekken kolumdan tutup durdurdu beni.
"Benden uzak dur Miray. İkimizin olması gerekenden yakın olması herkese zarar veriyor."
Gözlerimi kıstım. Ben sadece ona destek olmak istiyordum ama onun bu tepkisi benim başka bir amaçla ona yaklaştığım kapısına çıkıyordu ve bu beni oldukça sinirlendirmişti. Kolumu elinden sertçe çektim. "Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum ama sen ne anlarsın ki?"
Benden bu çıkışı beklemediği için şaşırmıştı. Ben de şaşkınlığından faydalanıp kapıya ilerledim. Sonra arkamı dönüp son sözümü söyledim. "Tekrar eski halimize dönelim Ata Kaan Altay. Elinden geleni ardına koyma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altay Kolejinde Rönesans (kısa süreliğine duraklatıldı)
Teen FictionHayatının uzunca bir dönemini annesi ve ikiziyle Gökçeada'da geçiren Miray için henüz yeni yeni adapte olduğu İstanbul'da işler iyice karışacaktır. Asla kabullenemeyeceği bir misafirlik onun hayatını tamamen altüst ederken kriz yönetimi konusunda pe...