Oyun Daha Yeni Başlıyor

2 1 0
                                    

Rehber bize sakin olmamızı, bu şekilde kendisini duyabileceğimizi söyledi. Ama salondaki herkes korkudan titriyordu. Haksız da sayılmazlar Sonuçta dakikalar önce karşılarında biri vurulmuştu. Kimse doğru düzgün yerinde oturamıyordu. Herkes bir telaş içindeydi. Kaçmak istiyorlardı ama yapacak bir şey olmadığını da biliyorlardı.

Yuki korkudan titriyor, William yerde yatan Caroline'nin ölüsüne bakamıyor ve çığlık atıyordu, Ryan Caroline'nin vurulduğunu görünce en çok ses ondan çıktı, o kadar yüksek sesle çığlık atmıştı. Sonra da ağlamaya başladı zaten. Astrid'in korkudan kıpkırmızı oduğu en arkadan bile belli oluyordu. Ama yine de insanları sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu kızda da bir şeyler var ama neyse. Sasha sanki götünü vermek istiyormuş gibi salak salak sesler çıkarıyordu. Bu kız sorunlu amk. Bu kızda cidden bir şey var. Lan kızın gözünün önünde ceset var, kız hala mal mal gülüyor.

Sonunda herkes bir şekilde yatıştı. Rehber bize her şeyi anlatacaktı. Sonunda konuşmaya başladı.

Rehber: Şu anda içinde bulunduğunuz yarışmanın adı "Oyun Alanı". Bu yarışmanın diğer yarışmalarla olan tek ortak özelliği yarışmanın sonunda tek bir kişinin kazanması. Yarışmanın olayını anlatıyorum. Öncelikle sizi biz seçtik. Hepinizin telefonlarına böyle bir yarışmanın olacağının reklamını biz verdik. Ve gariptir ki hepiniz yarışmaya katılmayı kabul ettiniz. Oyun Alanında sizden istediğimiz şey bütün zayıflıklarınızı, pişmanlıklarınızı, yaşanmışlıklarınızı ve daha bir çok şeyi yenmek için yeteneklerinizi kullanmanız. Onu da her şeyinizi ortaya koyup sizden zayıf olanları öldürerek yapacaksınız. Sizin zayıflıklarınızdan, kusurlarınızdan yararlanan herkesin acısını sizden zayıf olanlardan çıkaracaksınız.

Herkes bir anda aşırı şaşırmış tepkiler verdiler ve doğal olarak çok korktular. Sasha salağı da donup kalmıştı. Astrid hiç bir şey diyemedi. Resmen ağzı açık kalmıştı.

Rehber konuşmasına devam etti;

Rehber: Eğer Oyun Alanı içinde ölü olduğu herhangi bir yarışmacı tarafından fark edilirse ana kapının hemen yanındaki şalteri indirsin. Bu yeni kural. Gerekmediği sürece şalteri indirmeniz kesinlkle yasak. Bu da yeni kural. Eğer Oyun Alanı içinde ölü olduğu 10 saat boyunca fark edilmezse ölü olduğu anons ile bildirilir fakat yeri söylenmez. Böyle durumlarda ölüyü bulmak için 3 saatiniz var. Eğer ölüyü yine bulamazsanız kura ile katil dışında aranızdan rastgele biri ölür. Ve en önemlisi. Ölüleri siz inceleyecek, kimin öldürdüğü hakkındaki kanıtları siz bulacaksınız. En sonda yarışmacıların yarısından çoğu "Ölü Konferans"ı kabul ederlerse toplantı yapılacak ve toplanılan kanıtlar eşliğinde katili yakalayacaksınız. Herkes topladığı kanıtlar doğrultusunda tahmin ettiği katile oy verecek. En çok oy alan Oyun Alanından elenecek. Eğer en çok oyu katil almazsa bütün herkes ölür ve katil oyunu kazanır. Eğer katil elenirse Oyun Alanı eğlencesi son kişi kazanana kadar devam eder.

Yine söz bile istemeden ayağa kalktım ve konuşmaya başladım;

Agatha: Ne yani bizden hem kusursuz cinayet işlememizi hem de kusursuz olarak işlenmeye çalışılmış bir cinayetin failini bulmamızı mı söylüyorsunuz?
Rehber: Evet. Tam olarak öyle.
Agatha: Kusursuz cinayet yoktur.
Rehber: Neden böyle düşünüyorsun?
Agatha: Cinayet olduğu biliniyorsa kusuruz değildir.
Rehber: Ya da kusursuz olduğu için bilinmiyordur.

Dedi ve gözlerimin içine bakarak piç smile attı. Bende son zamanlarda yüzümden eksik olmayan ölümcül ifademi takındım. Ama cidden istemsizce oluyor.

Herkes korkudan titriyordu ama bu rehberin hiç umrunda gibi görünmüyordu. Hatta eski tebessümü geri bile döndü. Muhtemelen yaptığı şeyden zevk alıyor. Psikopat şerefsiz.

Rehber hafifçe öksürdü ve konuşmasına devam etti;

Rehber: Size hemen burayı tanıtayım.

Bana göre sağ ama solda gördüğünüz oda cesetlerin konulduğu yer. Orada cesetlere istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Hayatınızda sadece burada görebileceğiniz türden bıçaklar, kimse tarafından keşfedilmemiş düzeyde keskin aletler, cesetlerin yanmasını izleyip kahkaha atabilmeniz için fırın ve daha fazlası içeride mevcut.

Burada bir cesetin yanmasını izleyip bırak kahkaha atmayı tebessüm edebilecek benden başka kimse yok bu lanet yerde, dedim çok sessiz bir şekilde. Ama sanırım birileri beni duymuş olacaktır ki bir anda çığlık attı.

"Nasıl psikopatların arasına düştüm ben ya!" Diye ağlayarak bağırdı Ryan. Astrid'de korkudan soğuk terler dökerken bir yandan da gözyaşlarını tutmaya çalışırken kendi zavallı haline bakmıyorken korkudan sıçacak noktaya gelmiş bir diğer zavallı Ryan'a yardım etmeye çalışıyordu. Zavallı.

Rehberin son söylediklerinden sonra Ryan dışında kimseden çıt çıkmadı. Ağlamaya bile ara verebilecek kadar donakalmışlardı. Şaşkınlık ve korkunun bu şekilde birleşmesi genelde iyi değildir. O sırada düştükleri bok çukurunun içinde çaresizce şaşkınlık ifadeleri içinde boğuldular. Çaresizlik, endişe, korku, kaygı, pişmanlık ve şaşırma gibi duyguların birleşmesi kolay olmaz. Çünkü eğer bu duyguların hepsi birleşmeyi başarırsa birey ne hissettiğini bile anlayamayacak noktaya gelir. Ve aynen bu şekilde donakalma durumları yaşanır ve sonrasında gelen paranoyaklık insanın kendisini şizofren gibi hissetmesine bile yol açabilir ve en tehlikeli durumlarda bile algı problemi olabilir. Oyun Alanı bize bunları her hücremize en acımasız şekilde öğretmek ve yaşatmak istiyor. Burası resmen işkence merkezi!!

Rehber bu sessizlikten hoşlanmışa benziyor. Aynı benim gibi.

Rehber diğer odayı tanıtmak için konuşmasına devam etti;

Size hemen diğer odayı da açıklayayım.

Öncelikle şunu söylemeliyim. Bu odanın kilidini açmak için daha çok erken. İçeride aklınızın bile eremeyeceği kadar çılgınca şeyler var. Bu oda Oyun Alanındaki en gizemli ama bir o kadar da zevk verici bir yer. Lütfen yanlış anlamayın. Düşündüğünüzden çok daha eğlenceli ve haz verici bir yer. Görünce anlarsınız.

İçeride 500 tane ceset olduğuna yemin edebilirim, dedim sessizce. Ama yine biri beni duydu. SESİM NİYE BU KADAR KALIN AMK!

Yuki bir anda koşa koşa üstüme geldi. Kafadan kırık her halde. Lan aptal mısın?! Biz burada korkudan donakalmışken nasıl böyle konuşabiliyorsun, dedi üstümde bağırarak. Belli ki aşırı garip ve karışık duygular yaşıyordu. Onu yavaşça üstümden ittim ve "İstediğim şeyi düşünmekte ve yasalar çerçevesinde özgürce konuşmaya hakkım var. Yaşadığın karışık duyguları anlıyorum. AMA SALAK GİBİ NİYE ÜSÜME ATLIYON?? Nefsi müdaafa amaçlı tekme atsaydım Caroline ile birlikte yan yana yanarken bize söverdiniz.", dedim. Bana sinirli olduğu belliydi ama olay çıkartmamak için yerine oturdu.

Rehber son sözlerini söyledi ve Ölü Konferansını bitirdi;

Bu dünyada ya av olursunuz ya da avcı. Oyun Alanı iki rolün de zorluklarını yaşamanız için fırsat tanıyor. Ayrıca günlük hayatınızdaki zavallı halinizden kurtulup acısını çıkartmak için bir sürü farklı olanak sağlıyor. Seçenekler sınırsız ve acımasız. Oyun Alanından zevk alabilmeniz için çeşit çeşit yol ve seçenek var. Oyun Alanı Ölü Konferansı sona ermiştir. Dağılabilirsiniz.









Artık kelime sayısını daha yüksek tutacağım. Okuduğunuz için teşekkür ederim:)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oyun AlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin