Medya Siena Soykan
Oy ve yorum atmayı lütfen unutmayın! Teşekkür ederim.
Babam ve dedemi gördükten sonra hızlıca benim yanıma gelip beni arabaya bindirmişlerdi.İnsanlar rahatsız olmasın, bir şey olduğunu düşünmesin diye o arabaya binmiştim.Ne olmuş olabilirdi ki zaten? 40 Yıl önce ölen dedem ve arkamdan iş çeviren babamı görmüştüm sonuçta.Arabaya bindikten sonra tek kelime bile etmemiştim.Yaklaşık yarım saattir yoldaydık etrafta ağaç vardı sıklıkla ,bir ormanın içinden geçtiğimiz belliydi.
Ne hissediyordum bilmiyorum, ne hissetmem gerekiyor onu da bilmiyorum.Boğazım düğümleniyor sanki. Kırgınım, kırıldım bunca zaman benden gizlenen gerçekle yüz yüze gelmiştim.Sanırım olayın şokundaydım bu kadar sessiz kalmamın imkanı yoktu çünkü.Neden dedemi benden saklamışlardı neden? Yol boyunca babam beni yoklamıştı, konuşmamı tepki vermemi beklemişti.Gözlerimin içine bakmıştı oysa ben hissiz gözlerle ona bakmaya devam ediyordum. Yolun sonuna geldiğimizi arabanın durmasından anladım.Arabadan inmem için babam işaret yapmıştı.İndiğimde gördüğüm manzara ise;
Kocaman bi evdi neredeyse bizim sitenin 2 katı kadar bahçesi vardı bu evin.Çiftlik ev gibi bir şeydi 10 dan fazla araba vardı.Kapıda ise 50 den fazla koruma vardı.Neyi bu kadar koruduklarını anlayamamıştım.Ben etrafı incelerken babam yanıma gelip nasıl olduğumu sormuştu.Bu sorudan sonra sanırım patlamıştım.
"NASIL MIYIM BABA? ÇOK İYİYİM GERÇEKTEN YILLAR SONRA ÖLDÜĞÜNÜ SANDIĞIM DEDEMİ GÖRÜYORUM.ÜSTELİK ARKADAŞLARIMLA OTURDUĞUM KAFEDE ART ARDA ARABALARLA GELİYOSUNUZ.KİMSİNİZ YA NESİNİZ SİZ? MAFYA MI OLDUNUZ BAŞIMA?" Soysal Soykan lafımı kesip araya girmişti.
"Sakinleş Siena sakinleştikten sonra her şeyi konuşacağız."
Ona döndüm ve "Sakinleşmemi istiyorsun ha? Neredeydin 40 yıldır? Ya sen baba benden bunu nasıl gizlersin ya nasıl?" Dedim. "Sakinleşmek öyle mi?" Diyip kahkaha attım ve yerden aldığım taşla arabanın camını kırdım.O sırada Soysal Soykan korumalarına beni tutmamaları için emir vermişti çünkü Soysal Soykan'ın korumaları beni tutmaya yönelmişlerdi.
"Sen korumalarını bile benden çok seviyorsundur SOYSAL SOYKAN!" diyip yerden taş almaya devam edip tüm arabaları taşlıyordum.Ne yaptığımı ben bile bilmiyordum sinirden, ilk defa bu kadar sinirlenmiştim.O sırada Soysal Soykan'ın yaşlarında beyaz saçlı beyaz sakallı bej renginde takım elbise giymiş bi adam belirdi.Yanında ise uzun boylu, esmer, yüzü kemikli bir çocuk vardı.Genç duruyordu benden 2 3 yaş büyük olduğunu düşünüyordum.Beyaz saçlı adam konuşunca ona döndüm.
"Demek büyük torununu da sonunda getirdin Soysal." Dedi adam.İyice delirmek üzereydim bu adam neyin nesiydi sinirden ellerim ayaklarım titriyordu.En son hatırladığım cümle bu gördüğüm ise o adam ve yanında ki çocuk.
Gözlerimi yavaş yavaş açıyordum, nerede ve ne olduğu konusunda hiç bir fikrim yoktu.Tek hissettiğim kolumun ağrısıydı.Gözlerimi açtığım an karşımda adamın yanında ki o çocuğu gördüm.Gözleri yeşilmiş şimdi fark etmiştim.
"Daha ne kadar bakmaya devam ediceksin küçük asabi?" dedi.
"Sen kimsin ya? Bağırmamı istemiyorsan çek git başımdan.Yeterince sinirliyim zaten." boğazımın bağırmaktan acımasına ve sesimin kısık çıkmasına rağmen cümle kurabilmiştim, beni anladığını umuyordum.
"Arsil Toker, Dedenin ortağı Haşmet Toker'in torunu Arsil Toker." diye yanıtladı.
"Yetmedi TC'ni de verseydin.Şu adam için deden deme bana."dedim o sıra elini cebine atıp cüzdanından kart çıkardı.Gerçekten kimliğini çıkarmıştı bu geri zekalı.Bana uzatıp;
YOU ARE READING
Sınırsız
Non-FictionHayatınızın koskoca bi yalandan ibaret olduğunu düşünün. Sizden gizlenenler ve yanlış bildikleriniz. Tekrar güvenebilir miydiniz?