Bölüm-4

11 2 0
                                    

maraba 

meyda Soykansss homeee üqslqğüaşslaqşdsğawd

Sonunda arabadan inmiştik,Uçurumun kenarında bi yere çekmişti buradan tüm İstanbul gözüküyordu,huzur vermişti gerçi biraz.Hoşuma gitmedi diyemezdim.Hep gelirdim artık.

Arsilin son cümlesi üzerine cevap vermemiştim,o da uzatmamıştı.Alin'in neden telefonumu açmadığını anlamıyordum,arkadaşlığımız bu kadar mıydı? Alin benim kardeşimdi,dostumdu böyle basit şeyler yüzünden aramız böyle olmamalıydı.Sese döndüm

"Neyi düşünüyorsun bu kadar ufaklık?" diye sormuştu Arsil.

"Arkadaşıma ulaşamıyorum,o aklıma takıldı sadece.Hem ayrıca burası neresi? Madem böyle şeylerin vardı niye baştan söylemedin Arsil?" diye yanıtladım.

Sinirlenmiş olucak ki sert bi ses tonuyla "Ne kadar çok soru soruyosun Siena" demişti.

Ses tonu karşısında ona gözlerimi devirdim.Tabi ki fark etti.

"Toparlayabildin mi kendini ne hissediyorsun?" diye bi soru yöneltti normalde olsa terslerdim onu ilgilendirmiyordu ama onun da benden bi farkı yoktu bu yüzden düzgünce bi cevap vericektim.

"Hiç bi şeyi bilmiyorum her şeyi geçtim aklım sadece Alin'de.Babam veya dedem umurumda değiller bunu yapmayı onlar seçti,tavrıma da katlanıcaklardı." diye yanıtladım.

"Alin halledilir,soy adını söyle kapına getireyim ufaklık." demişti kibirli bi şekilde.

"İyiliğin batsın Arsil." dedim sinirli bir şekilde, kendini beğenmiş küstah."Sıkıldım ben gidelim hadi."diye devam ettim.

"Hani çok sevmiştin ufaklık hemen gitmek mi istiyorsun?."dedi,haklıydı.

"Pek keyfim yok ondan gitmek istiyorum hesap mı vericem birde sana geri götür beni."tamam çok tepki vermiş olabilirdim ama sinirlenmiştim.


Yol boyunca konuşmamıştık son cümleme bir tepki vermemişti belli ki üstüme gelmek istemiyordu.Gelmesindi zaten.

Eve geldiğimizde babamın sinirli bi şekilde bi ileri bi geri gittiğini gördüm.Ne sinirlendirmişti acaba babamı? Bizi gördüğünce yaklaşarak Arsil'e yöneldi.

"Arsil hemen Devran'ı ara ekibi toplasın tüm güvenlik kameralarını inceletsinler." demişti ne oluyordu anlamadım.

"Savaş abi ne oluyor ne için lazım? diye sordu Arsil.Bende ağzım kulaklarımda neler olduğunu izliyordum.

"Vakit yok aile dostumuzun kızı Alin kaçırılmış.Ulaşılamıyormuş telefonu ıssız bir yola atmışlar." bi dakika ne rastlantı olamazdı değil mi?

"Aile dostlarının soy adı ne baba?" dedim.Umarım Kadıoğlu olmazdı umarım,umarım.

"Tanıyor musun ki kızım Kadıoğlu?" başımdan aşağıya kaynar sular döküldü adeta.Şakaydı değil mi şaka olmalıydı.

"B-baba A-Alin." diyebilmiştim sadece.Arsil bana su uzattı suyu içtim biraz da olsa sakinleşmem gerekiyordu.Babam ve dedem madem büyük işlerle uğraşıyorlardı kurtarabilirlerdi Alin'i diye umuyordum en azından.

"Baba en yakın arkadaşım o nasıl olur nasıl kaçırırlar neden?"

"Kızım bilmiyorsun belli ki Alin'in babası da bizim diğer ortağımız, 3 ortaktık biz İstanbul'da.Alin henüz bilmiyordu aynı anda söylemeyi düşünüyorduk.Seni aldığımız gün Alin eve dönerken kaçırılmış.3-4 gündür kayıp. Merak etme her kim onu kaçırdıysa bulacağız." demişti babam.Umarım baba umarım.

SınırsızWhere stories live. Discover now