AREN

35 4 11
                                    

 
    İnsanın canını en çok şeylerden birisi belki de ellerinin  bağlı olmasıydı . İnsan git dese bilemez ,kal dese kalamazdı . Çünkü bilirdi gidecek çok yol vardı lakin o yolların sonu insana yardım etmez hatta bazenleri de olan bir şeyi daha kötü bir hale sokardı...

  Odamdaki aynanın karşısına geçip bordo renkli rujumu sürdüm. Kendimi baştan aşağı süzdüm. Üzerimdeki siyah gold düğmeli detaylı ceketim ve yine aynı şekilde bir etek giymiştim. İçimde de beyaz renkli bir bluz vardı. Ayrıca ayakkabı olarak da siyah uzun topuklularımı giymiştim. Tek kelime ile kusursuzdum...

Aşağıya kahvaltıya inmek için indiğimde , kahvaltı masasında iki yüz beni karşılamıştı. Selma teyze ile Oğuz amca bana gülümseyerek

-Günaydın

. Demişlerdi , bende aynı şekilde

-Günaydın

diye cevaplamamla
sandalyemi geriye çekip masaya oturdum. Onlar benim için her şeylerdi. Tamam kabul ediyorum Oğuz amcayla çok didişip dururduk ama biz de böyleydik işte.

En azından annem ve babamın ölümünden sonra beni yanlarına almış, hiç bir zamanda yanımdan ayrılmamış  aileme olanları  unutturmaya çalışmışlardı. Küçükken  çok mızmızdım ama benim isteklerimi her zaman yapmaya çalışmışlardı bu da böyle bir gerçekti doğrusu. Ama ne kadar da uğraştılarsa annem ve babamın ölümünü bana unutturamamışlardı biliyordum bu onların suçları değildi. Kim olursa olsun bana bunu kimse unutturamazdı. Bu benim için bir yaraydı.  Hani derlerdi ya büyüyünce geçer. Geçmiyormuş...Hatta korkarım ki bu yara gittikçe daha da büyüyormuş. En azından, bu benim için böyleydi. Her zaman hatırlamaya çalışırdım ,en güzel anlarımda bile unuttum mu ailemi diye ama bu sorunun cevabı her zaman benim için hayır olurdu. Olsun artık bu acıyı garipsemiyor, o yarayla yaşamayı öğreniyordum  ama bu benim için onları unutmak benim için daha  acı vericiydi. Çünkü ben bu acıya alışmak istemiyordum ...

Masaya oturduğumda dikkatimden yine kaçmayan bir şey olmuştu. Sorun amcamdı son günlerde oldukça mutsuzdu. Son bir haftadır olan bir şeydi bu, ama bu sorunu kendisinin söylemesini bekliyordum. Bu adamda yaşlandıkça nazlanıyordu resmen! Bir türlü söylemiyorsu neyi var diye ! Söylesin diye bir de peşinde mi dolanalım yani. İşimiz gücümüz var! Anlaşılan sormam lazımdı

- Amca son bir haftadır sohbetlere katılmiyorsun ayrıca yüzünden bin parça bir haftadır bekliyorum demen için de ,doğru dürüst konuştuğun da yok be amca!

Söylediklerimle amcamın bana dönmesi bir oldu pek söylemek istemiyor gibiydi ama sıkıla sıkıla söylemeye yeltenmişti bile

-Son 1 aydır uğraştığım bir görev var.İlk başlarda hemen bulurum sanmıştım ama iş sandığımdan daha büyük çıktı. Ülkenin heryerinde hatta başka ülkelerde de bütün kötü işler onun elinden geçiyor. Düşünsene Aren daha cinsiyetini bile tespit edemedik o derece !

Diyip bana çıkıştı bide bana sinirleniyor. Ben ne yaptım!

-Ben ne yaptım sana, Allah Allah!

Amcam çıkışıma sinirle bakmakla yeltendi. Amcamla ilgili küçüklükten beri en net hatırladığım şey işini her zaman kafaya takmasıydı . Bir gün hastalanacaktı tek korkum buydu. Evet belki çok tartışır, birbirimizle çok laf dalaşına girerdik ama biz de birbirimizi böyle severdik.

-Hem anlamıyorum amca, bir insan bir şeyi neden bu kadar çok kafaya takar! Eğer diyorsan ki ben bu polislik mesleğini bırakamam, çok seviyorum o zaman sağlığına da dikkat etmeyi öğreneceksin.  Bide hastane köşelerinde beklemeyelim!

ARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin