KAÇIRILIŞ

6 1 0
                                    


İLAHİ BAKIŞ AÇISI

17/01/2009 SAAT: 21.27

Küçük Aren o gün okuldan servis ile dönmüştü. Daha doğrusu buna ne kadar okul denilenebilir bilemezdik. Onun gittiği bir anaokuluydu. Sonuçta o daha beş yaşında annesinin söylemiyle bir "küçüğüm" babası için ise " prensesti" o yalının en minik,en yaramaz ha bide en güzeliydi! Herkes ona en güzel demek zorundaydı buna yalıdaki çalışanlar da dahildi. Yoksa küçük Aren, yalıda kıyameti koparırdı. Gerçi kıyameti koparmakta da haklıydı onun gibi güzeli bulunmazdı...

Hızlıca akşam yemeğini yiyip, yine aynı aceleyle de odasına çekilmişti. Aren, saatin dokuzu geçtiğini zaten biliyordu. Normalde annesi ile babası bu saatlere kadar uyumamasını doğru bulmuyordu ama sabah kahvaltıda bir geceliğine de olsa geç yatabilmek için sevgili moda tasarımcısı anneciğine haddinden fazla yalvarak ilk defa izin almıştı.

Annesi izin verirken ise yarın küçük kızının 6. Yaşını kutlayacakları için onu daha bugünden sevindirmek istediğini Aren'e belirtmişti.

Küçük Aren tatlı pembe kabanı ,küçük ponponlu, kabanı ile aynı renk botlar giymişti. Şimdi ise küçük Aren saçına hangi renk fiyongu takacağını düşünüyordu. Bir yandan da arada bir saate bakıyordu. Sonuçta bu soğukta sevgili anneciği ile babacığını daha fazla bekletmek istemiyordu.

Beyaz ve pembe renkli fiyonk arasından pembe renk olanını eline aldı. Sonra farketti ki küçük elleri fiyongu takmak için her ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir türlü düzgün takamıyor yada kolları yeteri uzunlukta olmadığından saçının arkasını yapmaya çalışırken kolları ağrıyordu. Birkaç denemenin ardından yapamayacağını çok zor da olsa kabullenmişti. Normalde herkesin hizmetçi dedikleri ama annesinin burada çalışan kişilere abi,abla diye hitap etmesi konusunda uyarılan Aren annesinin bi sözünü sanırım ilk defa ikiletmiyordu. Çünkü Aren bu evde çalışan herkesi sevip,güzel kelimelerle onlara hitap ediyordu.

Şimdi ise bu fiyongu Aren kime taktıracaktı? Kısa bir düşünmenin ardından Aren, burada çalışan kişiler arasından sadece birinden yardım almak istedi. İlk aklına gelen kişi ise Ayla ablası oldu.

Elindeki küçük pembe fiyongu kaptığı gibi mutfağa giden küçük Aren hemen Ayla ablasını ,bir çift zeytin gözü ile aradı ve o küçük zeytingözler Ayla ablasını hemen buldu. Ayla ablasının yanında Sinem ablası da vardı. İkisine de gülerek o tiz sesiyle,olabildiğince sevimlilik yaparak

-Merhabalar hanımlar! Diyip

-Şey... ben pembe fiyongumu takamadım da, acaba Ayla abla sen bunu saçıma takar mısın?

Aren'in bıcır bıcır konuşması, hele ki sırf bir şeyler yaptırmak için yaptığı sevimlilikler ablalarının gözünden her zamanki gibi kaçmamış Aren'i en içten gülümseme ile her söylediği şeyleri dinlemişlerdi. Ayla ablası ise

-Yaparım tabi, eğer güzeller güzeli Arenimiz isterse her şeyi yaparız, öyle değil mi Sinem ablası?

Güzeller güzeli denmesi Aren'in göğsünün kabarmasına sebebiyet vermiş, bir de üstüne üstlük saçlarını bir o yana bir o yana savurarak o minik haliyle ablalarına cilve yapmayı da unutmamıştı. Ardından Sinem ablası da en yakın arkadaşı Ayla'ya katılarak

-Tabiki de, eğer Aren isterse her şeyi yaparız biz!

Diyip. Ayla Hanım Aren'in saçını yapmaya koyulmuştu. Aren'in Ayla ablası saçını yaparken de Aren ile sohbet etmeyi unutmamıştı

-Bu arada Arencim haberin olsun. Buradaki çalışanlar birazdan eve gidecek. Bugün annen ile babandan izin aldık ,eve bir saatliğine erken dönmek için, tamam mı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin