ATEŞE KÖRÜKLE GİDİYORUM

17 2 0
                                    


Sahnede yaşan her şey gerçek degilldir. Perdenin arka perdesine de bakmak gereklidir 

Ezgi'nin mavi gözleri harelenmisti. Sinirini tutamadigini çok belli ediyordu. Evet ben de sinirliydim ama genellikle insanları sinirlendirmek için sakinligimi her zaman korumaya çalışırdım.  Bu da Ezgi'nin  bir eksisi haline geliyordu.

Bunu her zaman kullanabilirdim.

Daha fazla kudurtmam gerekliydi. Şimdi ise karşısında hafif bir şekilde gülüyordum.

Biliyordum "Ateşe körükle gidiyordum."

Ama bunun farkindaydim. Gözlerinin içine sinsice bakıyordum. Tepkisini görmek istiyordum. Sinirlenince en fazla ne yapabilirdi bunu öğrenmek istiyordum. Derken elini bana bir saniyelik kaldırmasıyla tam tokat atacakken sıkı bir şekilde bileğinden tuttum.

-Senin haddine değil bana tokat atmak Ezgi! Bak bana bir daha o el ne tokat atmak için ne de başka bir şey için bana kalkmayacak, buna hakkın yok!

Ben esip gürlerken herkes bize bakıyordu. Abartmıyorum gerçekten herkes! Ben anlamıyorum kardeşim bizim millet niye böyle en ufak şeyde hemen bakıyor!

Ya havle Vela kuvvete!?

Sinirleniyorum ama!?

Ezgi konuşmuyordu. Elini hemen çekti ve buradan çıkmak için koşar adımlarla çıkışa yöneldi. Daha ona yapacaklarım bitmemişti! O kim ki bana tokat atabilecek ! Kendisini ne bok zannediyordu !?

20 saniye sonra telsizleriyle konuşan güvenlik görevlileri
-tamam,geliyoruz
Demeleriyle koşar adımlarla çıkışa yöneldiler. Sorgular bakışlarla etrafa baktım. Yanımdaki Elif ise az önce olan şeyler karşısında hiçbir şey yapamaz halde duruyordu. Kadın şok üstüne şok yaşıyordu bu da ayrı bir olaydı!

Gerçi ben artık şaşırmıyordum. Sonuçta her gün yaşadığım rutin şeylerdi tâbi herkes bana tokat atmaya çalışmıyordu bu konuda ayrıydı.

-Siz  gidin bir tuvalete elinizi,yüzünüzü yıkayın Elif Hanım

Diyip bende hızlı adımlarla çıkışa koştum. Bu Ezgi acaba bir delilik mi yapmıştı?

Çıktığım anda beni karşılayan büyük bir kalabalık olmuştu. Gerçi bu kalabalık normal bir kalabalıkta değildi. Ellerinde kameralar,mikrofonlar olan insanlar vardı. Herkes Mert Bolatlı'ya sorular sormaya çalışıyordu. Ayrıca onun yanında kameralara boy gösterip, açıklama yapan ve gülümseyen Ezgi vardı Ben daha kalabalığı atlatamamışken kameralar bir anda beni buldu. Evet herkes bana koşuyordu. Allahtan artık ıslak degildim. Zaten pek bir makyaj da yapmamıştım bugün. O yüzden makyajım da akamazdı .

Sanırım şanslı günümdeyim

Neyse şuan daha ciddi problemlerim vardı o da  bütün paparazilerin bana doğru gelmesiydi.

Abartmıyorum sanırım ezilecegim !

Aslında bu durum hoşuma gidiyordu. Çünkü Ezgi konuşurken onu dinlemeyip bana geliyorlardı bu da onu kudurtuyordu hissedebiliyordum...

Derken sorular gelmeye başlamıştı

-Merhabalar Aren Hanım son 1 yılda birçok tanınan iş adamlarıyla veya tanınan birçok ünlünün boşanma davalarında ilk tercihi siz oluyorsunuz ve öğrendiğimiz bilgilerle de daha bu zamana kadar kaybettiğiniz hiçbir dava da olmamış başarılarınızla dillerden düşmüyorsunuz.Mert Bolatlı'da herkesin tanıdığı Bolatlı şirketlerinin sahibi .Peki neden şimdi Mert Beyin avukatlığını yapmıyorsunuz? Bunu öğrenebiliriz miyiz değerli avukatımız?

Yapacağım açıklama benim için çok önemliydi bu yüzden kelimeleri özenle seçmem gerekliydi. Olabildiğince ciddi kalarak

-İlk olarak birçok ünlü iş adamının boşanma davasında ben yer aldım ki zaten bunu siz de az önce dediniz bu övgüleriniz için çok teşekkür ederim.  Belirtmeliyim ki ben bu mesleğe ülkemizde adaleti sağlamak amacıyla başladım ve hiç bir zaman da bu gayem değişmedi. Şunu söylemeliyim ki her davamda iki ayrı tarafında dosyalarını okuyor ve buna göre hareket ediyorum. Yani yanında olacağım kişinin

ARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin