3

19 4 4
                                    

3. Bölüm: Gecenin Fısıltısı

Lana Del Rey - Summertime Sadness

Babaannemin vefatından uzun bir süre önce bana verdiği nasihat, ne zaman onu düşünsem kulağımda çınlamaya başlardı. "Sana gerçekten kıymet veren biri, ne olursa olsun yanında durur. Ona kızıp arkanı da dönsen, geçilebilecek tüm köprüleri de yaksan sana ait olan bir şekilde sana döner."

Bu sözün doğruluğu üzerine hep düşündüm ama o bir şekilde haklı çıktı. Hayatımda birçok dönüm noktası yaşadım, bunlardan bazıları beni hayal kırıklığına uğratsa da olmamasının bir sebebi çıktı ortaya; olacak olansa artık umudumu kesmeye yeltendiğimde benim oldu.

Batın, annemin de yanımıza gelişi üzerine görünürden kayboldu. "Çağatay, hoş geldin canım," dedi annem, gelip Çağatay'ın yanağından öperek onu selamladı.

"Hale Hanım, sizi görmek ne büyük bir şeref," deyip önünde hafifçe eğilerek elini öperek karşılık verdi. Anneme kendini nasıl sevdireceğini iyi biliyor olsa da üçümüz arasında hareketini tatlı bulmayan tek kişi bendim. Annem Çağatay'ın sırtını sıvazlayarak gülümsedi.

"Müsaadenizle Nil Hanım'ı yemeğe götürmek istiyorum," diye lafa girdi, fazla uzatmadan.

"Geç dönmek yok ama."

"Başım üstüne, iyi akşamlar efendim."
Vedalaşmanın ardından elini belime yerleştirse de içimde heyecanlanmaya ya da mutlu olmaya dair hiçbir kıvılcım oluşmadı. Adımlarını hızlandırıp merdivenlerden önce inip arabanın ön kapısını binebilmem adına açtı. Tüm bunları gönlümü almak için yaptığını bilsem de ona karşı bu şekilde düşünmekten kendimi bir türlü alıkoyamıyordum.

"Nil, asma suratını artık," diyene kadar yüzümü astığımın farkında değildim.
"Bir demet çiçek, bir de yemekle boynuna atlayacağımı mı düşündün, Çağatay?" dediğimde bir şey demeyip arabayı çalıştırdı ve kısa bir süre sonra evden uzaklaştık. Yol boyunca gözü sürekli yol ve benim aramda gidip geliyordu. Özellikle ona bakmayıp manzarayı ve denizin karşısında peşi sıra dizilmiş müstakil evleri izlemeyi sürdürdüm.

"Dün yanına gelecektim ama çekimler çok uzadı. Mesai akşama kadar sürdü Nil, yemin ederim çok yoruldum. O halimle gelmemi sende istemezdin."

"Haber vermek bu kadar mı zordu? Herkesin orada olacağını biliyordun," dediğimde yalvarırcasına gözlerime baktı.

"Çok haklısın ama telefonum çekmiyordu. Reklam için dağlık alandaydık, mesai bittiği gibi uyuyakalmışım; beni de ekiptekiler uyandırdı."

Gözlerini boş yoldan çekip bana sabitledi, kaşları havaya kalmış cevap bekler gibi bir vardı. Her ne olursa olsun daha fazla bu konu üzerine düşünmek istemiyordum. "Affetin mi?"

Gülümsemeye çalıştım. Elimi tutup defalarca öptü. Hep böyleydi, ona olan sevgimi sorgulamama sebep olacak kadar uzaklaştırırdı kendinden; daha sonra hiçbir şey olmamış gibi döner, kendini hatırlatmak için tatlı yalanlar söylerdi. Yine yalan mı söylüyordu yoksa samimi miydi bilmiyordum ama restoranda soğuk davranarak yeniden magazinin dilene düşmeye niyetim yoktu.

Mekana geldiğimizde her zamanki gibi kapımı açmak için önce davrandı. Anahtarı valeye verdi ve az ilerde paparazzilerin beklediği kapıya doğru ilerlemeye başlamadan önce elimi sıkıca tuttu. Paparazziler, ikimizi bir arada görür görmez kameralarını bize tutup çekim yapmaya başladılar. "Nil Hanım, çok zarif görünüyorsunuz."

O YAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin