y/n: misafirlikteyim gram düzenleyemedim yarraki taşşaki gibi oldu hiç içime sinmedi kusura bakmayın hatam kusurum eksiğim varsa
Kulağındaki kirazların varlığını unutalı baya olmuş, odaya geleli ise maksimum 10 dakika falan. Yer yer derisi soyulmuş, çirkin süngeri gözükmüş eski koltukta oturan komutanının karşısında ve suratında daha önce kimsenin görmediği bir durgunluk var. Haklı sayılır, adam ondan kurtulmak istedi bu gece.
Miraç kendi sınırlarının farkında. O sınırları bayadır aştığını ve eşeğin amına su kaçırdığını da biliyor. Kendisine hakim olmakta inanılmaz zorlanıyor çünkü sert komutanı onu sevsin istiyor.
Tamam bazen inanılmaz sinir bozucu olsa da her şey güçlü komutanının onu fark edebilmesi için. Eğer bunları yapmazsa adam onun olduğu tarafa bile bakmıyor. Sarışına gülümsemiyor, Hüseyin gibi iyi davranmıyor. Ne yaptıysa Miraç, sadece azıcık sevilsin istiyor.
Hem belki biraz selam sabahları olsa, Miraç'a iyi davransa Miraç onu yalnız bırakacak. Daha 1 küsür aydır burada olmasına rağmen aklı sürekli komutanla dolu ve adam da kendi sınırına ulaşıp onu bu gece başka yere sürmek istedi. Kendisinin bile nadiren gördüğü düşük bir ifadeye sahip şimdi gizlemeye çalışmadığı. Balamir de bunun farkında. Çocuğa üzüldü mü yoksa pişman mı oldu yakışıklı yüzünden okunmuyor.
"Son kez omuzlarınızı ovayım istedim."
Düz ses tonu, söylediği şey ve kulağında sarkan kirazlar gerçekten ilginç bir bütün oluşturuyorlardı. Balamir öten sandalyede hafif hafif sağa sola dönerek kaşlarını kaldırdı ve iç gıdıklayan sakin ses tonunun odayı doldurmasına izin verdi.
"Öleceğimden eminsin yani?"
Miraç'ın sarı kaşları anında çatılırken Balamir kendisine hakim olamadan gülümsedi. Kirazlar o kadar komik gözüküyordu ki.
"Hayır ondan söylemedim. Ölmeyeceksiniz tabii. Sadece bu günden sonra yanınıza gelmeyeceğim."
"Azad edeceğim seni diyorsun?" Suratındaki gülümsemeyi söndürdü Balamir ve tek kaşını kaldırarak sordu. Eğer suratındaki ciddi ifadeyi görmese sarışına götüyle güler, yürü git oradan diye inanmadığı için dalga geçerdi.
"Kına yakarsınız komutanım."
Hafif tripli ses tonu söylediği şeyi gölgeledi ve Balamir sinirlenmek yerine keyiflendi. Kaşlarının çatılmaması, suratındaki kasların serbestliği Miraç'ı da şaşırtmıştı. Galiba bu ifadeyi onu azad edeceğinin mutluluğuna borçluydu. Miraç'ın kalbi acıdı.
"Kaç gün kalacaktınız?"
Balamir ayaklarıyla sandalyeyi geriye itti ve yan döndü. Bu gel de omuzlarımı sık anlamına geliyordu. Sarışın asker mesajı alır almaz komutanının yanına gitti ve semsert omuzları güzel elleriyle kavradı.
"5, 6 gün. Belki de 2 ay."
"Bu nasıl bir zaman aralığı?"
"Belli olmaz." Miraç bir şey demedi ve kafasındaki korkunç senaryolarla, daralan göğsüyle adamın omuzlarını sıkmaya başladı. Kendini öyle kaptırmıştı ki iyiden iyiye sertleştiğini fark etmemişti bile. Balamir, iyi geldiği için ses çıkarmadı ve güzel kehribar gözlerini kapayarak masajın tadını çıkardı.
"Belki de dönmem."
Uzun bir sessizliğin ardından Balamir'in masajla rahatlamış sesi Miraç'ın kulaklarına balyoz gibi gelmişti. Adamı elleriyle gırtlakladığından bir haber panik ses tonuyla konuştu.
"Ne meraklısınız ölmeye? Allah korusun ölmeyeceksiniz. Ben sizi okur üflerim, imam Ekrem'i çağırırım o da sizi okur üfler. Şimdi benimkisi sizi sakata sokmasın."
![](https://img.wattpad.com/cover/371472228-288-k967687.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMTANIM [bxb]
ChickLitaskeri textingtir. eğlence amacıyla yazıldığı için ciddi bir şey beklemeyin lütfen. olumsuz öğeler içerebilir baştan uyarayım. çoğu yeri salladım hatam varsa belirtin beraber dalga geçelim. iyi okumalar