5.BÖLÜM: İntihar

23 2 3
                                    

4 Nisan 2017

Esila yataktan doğrulduğunda üstünün örtülü olduğunu fark etti. Annesi örtmüş olmalıydı.

Yataktan kalkıp saate baktı. Saat 3'tü. Dünden beri uyuyor muydu? Banyoya doğru yürüdü ve içeriye girip aynaya baktı.

Gözleri kızarmış ve şişmişti. Yüzüne çarşafın izi çıkmış perperişan haldeydi. Hızlıca kıyafetlerini çıkardı ve banyo yaptı.

Çıktığında elleri buruşuk bir haldeydi ama rahatlamıştı. Üstüne pembenin açık renginden bir gömlek ile vintage yüksek bel bir pantolon giydi, pantolon siyah renkteydi.

Odadaki boy aynasının karşısına geçip kendine baktı gömlek hiç olmamıştı. Bu yüzden dolabından beyaz bir dokuma crop giydi. Saçlarını taradı ve hazırdı. Sırf bir erkek onu reddetti diye kahrolamazdı.

Evden çıkmadan önce annesine baktı. Babası her zaman ki gibi amcası ile sözde iş gezisine gitmişti.

Babasının annesini aldattığını yıllardır düşünüyordu. Bir keresinde babasının gömleğinde kadın saçı bulmuştu ve gömleğe kadın kokusu sinmişti. Gömleği annesine göstermek için salona gidip geldiğinde gömleği bulamamıştı ve annesi kızının saçmaladığını söyleyip gitmişti.

O günden sonra sadece babası ile para istemek için konuşmaya başlamıştı. Babası da her zaman kızına istediği kadar para vermişti.

Esila evden çıktı ama ne kadar çabalasa da gülemiyordu.

"

Olum düzgün koy lan şunu!" diye bağırdı ve içindeki nefreti püskürtmeye devam etti "Kendini satsan ödeyemezsin onları! Hiç terbiye görmemiş ki! Annen sana hiç nazik ol demedi mi? Cevap versene lan!"

Tek bir kelime etmeden kamyona doğru ilerledi. Artık alışmıştı, insanların ona kötü davranması umrunda bile olmuyordu.

Bu sefer eline aldığı kutuyu daha yavaş koymuştu. O sırada ağzı alkol kokusu ile dolu o adam tekrar konuşmaya başladı. "Adam ol böyle it, diğer işini de sakın aksatma bana olan borcunuz daha bitmedi!" dedi iğrenerek.

Tekrar kamyona ilerledi ve geri kalan kutuları yerleştirmeye başladı. Tüm kutuları yerleştirince saatin çok geç olduğunu fark etti. Koskoca mağazada tek başına üç kamyon kutu indiriyor ve kutular bitene kadar işten çıkamıyordu.

İş şapkasını ve gömleğini çıkartıp yerine koydu ve tişörtünü giyip mağazadan çıktı. Kapının önünde oturmuş bir adamla konuşan patronunu gördü. Adam yine her zamanki sitem dolu sesi ile "Git artık ben kapatırım!" dedi.

Adamı başıyla onaylayıp oradan ayrıldı ve tramvaya kadar yürümeye başladı.

İlerlerken boynu ağrıdığı için kafasını kaldırdı. O sırada binanın çatısının kenarına oturmuş ayaklarını sallayan bir kız gördü.

Emin olamadığı için bir kaç kez gözlerini ovuşturdu.

Bir an bile düşünmeden binaya girdi ve asansöre binip en üst kata çıktı. Asansörden çıkıp etrafına baktı ve gördüğü merdiven ile çatıya fırladı. Kapıyı açıp yavaş adımlar ile kızın olduğu yere yaklaştı.

Yerde duran bir telefon vardı ve feneri açıktı. Yerde kesilmiş saçlar ve makas vardı. Telefondan bir şarkı sesi yükseliyordu. Şarkının sözleri şöyleydi;

Bende bi' aşk var, onu hep yanlış kalplere bıraktım

Bende bi' aşk var, onu soğuk yataklarda harcadım

ESİLA ANİ KAYBOLUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin