Jisung'un gözünden
Bugün okula sadece abim ve ben gidiyorduk. Seungmin yoktu çünkü dün benim başıma güneş geçmesin diye uğraşırken onun başına güneş geçmişti ve evde dinleniyordu.
Yürürken abim de ben de çok sessizdik ve sonra bu sessizliği bozan abim oldu.
"Veletsungum, sana bir şey sorabilir miyim?"
"Tabi abi sorabilirsin."
"Senin bu Minho'yla aranda bir şey mi var?"
Abimin sorusu karşısında telaşlandım.
"Hayır abi nerden çıkardın?"
Abim bana döndü ve beni dikkatlice süzmeye başladı. Sonra gözlerimin içine uzun uzun baktı ve gülümseyerek konuşmaya devam etti.
"Ama onu seviyorsun değil mi? Adı geçtiği an gözlerin parlamaya başladı."
Abimin söyledikleri karşısında tek yapabildiğim kafamı sallamak oldu çünkü utanıyordum.
"Bak bebeğim, birini sevmen çok normal. Birini sevmek, aşık olmak insana yaşadığını hissettiriyor. Ayrıca büyük ihtimalle hareketlerine bakılırsa onun da sana karşı hisleri var. Ama şunu unutma ki bazen insanların sana iyi davranma nedeni seni sevmesi değil de çıkarları olabilir. Minho dışarıdan ne kadar iyi biri gibi görünse de içini bilemeyiz. Sana onu sevme demiyorum, zaten şu saatten sonra söylediklerimin bir önemi olmayacaktır ama ne olursa olsun onu kendinden çok sevme. Hayatta her zaman en çok kendini sev ki ileride çok değer verdiğin insanlar gitse bile en değer verdiğin kalsın çünkü herkes gider ama sen kendini asla terk edemezsin. Sen ve Seungmin benim bu hayattaki en değerli varlıklarımsınız. İkinizin saçının teline zarar gelse benim canım acır. Sana karşı sevgimi çok gösteremediğimin farkındayım ama dediğim gibi benim bu hayattaki en değerli varlığımsın. Umarım her zaman mutlu olursun ama eğer olur da üzülürsen hem ilk senin yanında olacak olan hem de Minho'nun karşısında ilk duracak olan ben olacağımdır. Onun doğru kişi olduğundan emin olmadan bir ilişkiye adım atma. Ve son olarak Seung'a anlattığın ve benim bilmediğim her şeyi bana da anlatabilirsin, seni her zaman dinlerim."
Abim ilk kez benimle bu kadar duygusal bir şekilde konuştu. Konuşurkenki sesinin titreyişi, kafasını yana eğişi, gözlerinde düşmemek için mücadele veren o gözyaşı.
Onun bu konuşması karşısında benim de gözlerim doldu, konuşamadım ve abime sımsıkı sarıldım.
"İyi ki varsın abi."
Okula varana kadar ikimiz de hiç konuşmadık. Vardığımızda ise abim beni sınıfıma bıraktı ve kapıda birbirimize sarıldıktan sonra ben de onu sınıfına uğurladım.
Sınıfa girdiğimde hocanın gelmesine dakikalar kalmıştı bu yüzden sınıftakiler sessizce yerlerinde oturuyordu. Ben de yerime geçtim ve sessizce oturdum. İçimde çok büyük bir duygu yoğunluğu vardı. Sanki gözyaşlarım akmak için abimin bu konuşmasını bekliyorlardı.
Teneffüste ilk işim lavaboya gidip yüzümü yıkamak oldu. Yüzümü kurularken Minho'nun sesini duydum.
"Günaydın Jisung."
"Günaydın."
Minho kaşlarını çattı ve yüzüme dikkatlice bakmaya başladı. Sonra kolumdan tutup beni kendine çevirdi ve "İyi misin?" diye sordu.
"İyiyim, neden ki?"
"Kendini ağlamamak için zor tutuyor gibisin."
"Aslında ağlamam için bir sebep yok, sadece bu zamana kadar ağlayamadıklarım acısını şimdi çıkarıyor o kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grow up / Minsung
Fanfiction"Bazen bazı şeylerin belirsizlikle devam etmesindense sona ermesi herkes için daha iyi olabilir. Belki bu ilişkinin de sona erme zamanı gelmiştir."