15 - "reflections"

351 36 39
                                    

♬ - reflections by the neighbourhood

"yıldızlara çok yakındık,
daha önce senin gibi birini tanımamıştım.
gözlerinde yansımamı görüyorum."

"neden ilk defa geliyormuş gibi davranıyorsun? ayakkabılık şurada, fotoğraf odası da köşe minik oda." düşük bel kotunun ceplerine soktuğu elleri ile umursamazca, içeri giren çocuğa bakıyordu. jungkook'un heyecanı öyle büyüktü ki gözlerindeki ışıklar yıldız olup taehyung'un kalbine doğru kayıyordu.

"çiçekler, aslan ağzı, kaplan çiçeği ve monstera.. yok olmuşlar." hayatının en kötü haberini almış gibi yerinde yeller esen salona bakıyordu. o bitkileri kendisi almıştı. olmamasına üzülmüştü. taehyung onları da mı atmıştı?

"çiçek bakımı falan bilmem ben biliyorsun, sen bakıyordun zaten. atmadım jungkook, anneme verdim. o benden daha iyi bakıyor." ne yaptığının açıklamasını yapmayacaktı ama gözleri anında dolan çocuğa karşı son günlerde zayıf hissediyordu.

yıldız gözlü çocuk kendisini toparlayıp başıyla usulca onayladı. basit bir kot pantolon ve düz siyah tişört ile bile bu kadar çekici olmayı nasıl başarıyordu anlamıyordu. önünde yürüyen bedenin kalçalarından gözünü zorlukla çekip kendisi için açılan kapıdan içeri geçti.

kırmızı ışıklar her yerdeydi. iplere mandallanmış fotoğrafların kapladığı küçük bir odaydı burası dolayısıyla yan yana duran bedenler temas etmemeye çalışıyordu.

"bak bakalım, nasıl olmuş? jeon hazretleri beğenecek mi?" ipten dikkatle alınan bir çiçek fotoğrafını jungkook'un ellerine tutuşturdu.

birkaç saniye bir şey söylemeden dikkatle fotoğrafı inceledi. dağın yamacındaki vahşi çiçek çok hoşuna gitmişti. nadir bir güzellikti. onu sonsuza dek saklayabildiği için mutluydu. yüzünde o çiçekten daha göz alıcı bir gülümseme açtığının farkında değildi ama taehyung çoktan fark etmişti ve içinde yükselen hislere karşı yine sinirli hissediyordu.

sırf eski arkadaşı gülümsedi diye elleri karıncalanıp kalbi hızlanamazdı. mide bulantısından bahsetmiyordu bile.

"ee olmuş mu?" parlayan gözlerinde yansımasını görüyordu. gülerek cevap verdi.

"çok güzel olmuş taehyung-ah, ellerine sağlık."

otuz iki diş sırıtan bir adet jungkook.. ahh bu gülüşü çok özlemişti. evet, sadece eski en yakın arkadaşını özlediği için böyleydi.

"aç mısın?"

"ne?"

"aç mısın, bir şeyler yemek ya da içmek ister misin?"

ağzından ne çıktığını o da bilmiyordu. hemen gitsin istememişti. biraz daha ona parlayarak bakan gözlerle süzsün, güzel gülüşünü göstersin istiyordu.

"aç değilim ama sıcak bir kahveni içerim." tavşan dişlerini belli ederek sevimli bir gülümseme sundu. beyaz sweatshirtü ve açık renk kotununun kesiklerinden belli olan süt gibi beyaz teni ile karşısındaki çocuğu çok fena zorluyordu.

esmer çocuk boğazını temizleyip mutfağa geçti. kendine ne olduğunu bilmiyordu. bir sorun olduğu kesindi ama henüz ne olduğunu çözememişti. vücudu jungkook'a karşı istemediği tepkiler gösteriyordu.

kabullenmek istemese de gerçek buydu. işin kötü yanı taehyung yeni yeni içine doğan bu hislerle nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. işin doğrusu, hisler yeni mi doğuyordu yoksa esmer oğlan yeni mi fark ediyordu?

"bu kadar yakından çekmemelisin jungkook

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"bu kadar yakından çekmemelisin jungkook. ya çirkin çıkarsam?"

bunlarin arasındaki cinsel gerilimle tum ulkenin elektrik ihtiyaci karsilanir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bunlarin arasındaki cinsel gerilimle tum ulkenin elektrik ihtiyaci karsilanir

off okulum basladi dolayısıyla burayi unutuyorum FIC OKUMAYI OZLEDIM ve yazmayi tabii ki

bolumlerin arasini acmadan atmaya calisacagim sizleri cok seviyorum oylariniz ve yorumlariniz icin simdiden tesekkur ederim <3

possibilities | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin