🐥
Woogi ile derin bir sohbete dalmıştık kıkırdayarak yaptığı şakaya karşılık verdim. Şu an Yoongi'nin cehennemdeki saraylarından birindeki bir bahçede oturmuş, Woogi ve ben sohbet ediyorduk. Kaşlarımı kaldırdım ve gözlerine baktım.
"Seni sevdim Woogi, iyi birine benziyorsun. Peki türün ne? Yani, kötü ruh musun, iblis misin yoksa vampir falan mısın?" Gülümsedi.
"Babam bir vampir," dedi. "Annem büyücü, büyük annem bir iblis ve büyük babamda bir ruh. Yani koyu melezlerdenim," kıkırdadı. "Yoongi kadar güçlü sayılırım." Başımla onayladım.
"Anladım." Bakışları garipleşirken yutkundum, nedense içim ürpermişti. Daha sonra bir koku dolmuştu burnuma, kaşlarımı çattım ve havayı kokladım.
"Bir yanık kokusu alıyor musun? Sanki et yakıyorlar." Başıyla onayladı.
"Alıyorum, inceden inceden yakıyorlar sanki." Daha sonra parmak uçlarım hissizleşti, ellerimi kaldırdığımda büyük bir çığlık attım.
"Parmaklarım yanıyor!" Hemen ayağa kalktı ve bir kova su yarattı, eğilip parmaklarımı suya daldırdım.
Yoongi'nin ayda oturduğumuz sırada dedikleri geldi aklıma, eğer birlikte olmazsak yanarak ölecektik ve onun bana bu uyarıyı yapmasının üzerinden tam 3 gün geçmişti. Yani 2 gün içerisinde birlikte olmazsak ölecektik...
Yutkundum.
"Yoongi'nin yanına gitmeliyim," diye mırıldandım. Tam o sırada bir muhafız geldi.
"Majesteleri," dedi bana bakarak ve saygıyla eğildi, ardından devam etti. "Kral, sizi ve Bayan Kang'ı çağırıyor." Başımı salladım.
"Bende tam onun yanına gelecektim, geliyoruz."
Hızla onu takip etmiş ve kendimi Yoongi'nin odasının önünde bulmuştum. Kimseye fırsat vermeden odaya girdim, hızla Yoongi'nin yanına geçtim ve kolumu omzuna atarak kulağına fısıldadım.
"Eve dönmeli ve şu işi yapmalıyız. Az önce parmak uçlarım alev aldı." Bana baktı ciddiyetle.
"İşimi bitirmem lazım, eve gidemeyiz." Dişlerimi sıktım.
"Ölelim mi Yoongi!" Derin bir nefes verdi.
"Tamam," dedi ve bana döndürdü sandalyesini. "15 dakika ayırabilirim." Dudaklarımı büzdüm.
"15 dakikacık mı?" Sırıttı.
"Acelem olduğu için o, yoksa durmadan 3 gün boyunca seks yapabilirim yavrum." Yüzümü ekşittim.
"Sapık şeytan." Kıkırdadı ve belimi kavrayıp beni tek dizine oturttu.
"2 belgelik iş yapıp molaya çıkacaktım zaten." dedi ve ekledi. "Bence o kadar dayanabilirsin canım, hm?" Başımla onayladım.
"Dayanırım, ne olacak?" Başını salladı.
"İyi o zaman. " O sırada ortamda olduğunu unuttuğumuz Woogi boğazını temizledi.
"Beni çağırtmışsınız Majesteleri." Yoongi ciddiyetle ona baktı, en son Lilith ile konuşurken bu kadar ciddi olduğunu görmüştüm.
"Bir kez daha Kral Park'ın yakınlarında nefes bile almayacaksın Kang Woogi, adını ağzına dahi almanı istemiyorum." Kaşlarımı çattığımda Woogi başıyla onayladı ve eğildi.
"Emredersiniz efendim." Woogi çıkarken ve biz baş başa kalırken Yoongi'ye baktım.
"Ben Woogi'yi sevmiştim amaaa!" Umursamazca belgeleri karıştırdı.