🐥
Ertesi sabah gözlerimi yatağımızda açmıştım. Belimde ve kalçalarımda müthiş bir ağrı vardı, elimi alnıma attım ve hatırlamaya çalıştım.
"Kaç defa yaptık biz ya? Niye bu kadar ağrım var benim?"
Yoongi yine yanımda değildi, bodrum katından gelen seslere bakılırsa yine idman yapıyordu. Ofladım ve doğrulmaya çalıştım, ancak nafile kımıldayamıyordum bile. Bu sefer mızmızlanmıştım.
"Of, hani nazik olacaktın ya?!"
Yumulu gözlerim arasında beliren sahneyle alnıma vurdum.
"O son turu dildoyla yapmayacaktık!" Kapı tıklandığında olumlu bir ses çıkardım.
"İyi misin? Mımızlandığını duydum." Somurttum.
"Yok bir şey." dedim sinirle.
Kıkırdadı ve yanıma yaklaştı, yanıma uzandı. Kımıldayamadığımdan başımı diğer tarafa çevirdim, sırnaştı bu sefer. Belime sarıldı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Trip mi atıyor benim Tatlı İnsan Yavru'm." Omuz silktim.
"Tatlı değilim ben." Kıkırdadı, iyice sırnaştı.
"Dün gördüm ama aşkım, çok tatlısın sen. Baktım ya tadına," alt tarafını bana sürttü. "Hem tadın damağımda kaldı, yine mi baksam tadına?"
"DE SİKTİR GİT!" Bu sefer büyük bir kahkaha attı. "Kımıldayamıyorum senin dediğine bak!" Belime sarıldığında acıyla inledim. "Sıkma acıyor!" Büyük bir kahkaha attı bu sefer.
Ve dudaklarımı öptü.
"Tamam, sakin ol benim güzel bebeğim." Dudaklarımı büzdüm.
"Sakinim ben." Kıkırdadı.
"Hiç belli olmuyor ama?" Somurttuğumda iyice sarıldı bana.
"Bak ben koskoca Cehennem Kral'ı şu an karşında soytarıya dönüyor." Omuz silktim. "Trip atma hadi." Başımı çevirip yüzüne baktım.
"Atmıyorum trip." Alnımı öptü.
"İyi atmıyorsun." dedi. "Aç mısın peki?" Başımla onayladım.
"Karnım kazınıyor biraz." Doğruldu ve parmağını şıklattı, birden hiç acı hissetmeden kendimi yatakta oturur vaziyette buldum.
Sırtım başlığa yaslanmış, ardında yastık vardı. Tekrar parmağını şıklattığında dizlerim üzerine bir tepsi yerleşti.
"Afiyet olsun bebeğime." Kıkırdadım.
"Teşekkürler, sen yemeyecek misin?" Başını iki yana salladı.
"İki tane ejderha kafası yedim tokum." Kaşlarımı kaldırdım.
"Ejderhalar gerçek miymiş? Üstelik onları yiyor musunuz?" Kısa bir kahkaha attı.
"Yok yavrum, bu yemeğin adı ejderha kafası." Başımla onayladım, tabaktan yerken.
"Haa, anladım." Gülümsedi ve saçlarımı okşadı ardından bana baktı.