"Alo? Niki? Bugünkü yarışa da ismimi yaz. Gecikebilirim ama kesinlikle geleceğim."
Onaylandığını anlayan sesleri duyduğunda rahatlayarak telefonu kapattı Heeseung. Artan işleri yüzünden neredeyse bu geceki yarışa gidemeyecekti, bunun yüzünden sabahtan beri sinir küpü gibi dolaşıyordu.
Son zamanlarda şirket işleri iyice üst üste binmiş, Heeseung'a nefes aldırmaz bir hale gelmişti. Bir süredir ayrılmayı düşündüğü için iyice katlanamaz olmuştu. En ufak şeye sinirleniyor ve yapmaktan vazgeçmek istiyordu.
Yarışlara zar zor yetişiyor oluşu da korku ve sinirini besliyor, rahatlamasını engelliyordu. Onu neredeyse bütün hayatı boyunca idare edecek parası ve mirası olduğu için şirketten ayrılma kararı almıştı kendince.
Hayatını bir binanın içinde heba etmek istemediğine karar verebilmişti sonunda. Tüm düzeninden hırsları uğruna vazgeçmek zor bir karardı, yine de bundan pişman olmayacağını bildiği için kendini kötü hissetmiyordu.
Telefonunu masanın üzerine koydu ve cebinden anahtarlığını çıkardı. Farklı boyutlardaki onlarca anahtarı bir arada tutan minik demir daireye parmağının tekini geçirdi. En incesini aralarından çekerek çekmecesine eğildi.
Anahtarı sessizce çevirerek çekmeceyi açtı ve dosyaların arasını açtı. 3 renkli dosyanın arasından kırmızı kapaklı olanı seçti ve masanın üzerine koydu.
Şirketten ayrılmadan önce yapacağı son projenin dosyasıydı bu. Toplantıda konuşulacak ve yapılacak şeylerin planını içeren bu dosyanın tamamı Heeseung tarafından yapılmıştı.
Son işinin bu olmasına kendince karar verdiği için gerekli özeni de ihmal etmemişti, her şeyi mükemmel şekilde yapacak ve imzasını atarak şirketten ayrılacaktı.
Sonrasında tamamen özgür olacaktı. İstediği gibi yaşayacak, istediği gibi yarışacaktı. Kendisini hiçbir şey için strese sokmayacak ve mutlu olacaktı. Bu ihtimalleri düşünmek bile ona keyif veriyordu.
İki farklı hayatı sürdürmek kendisini kandırıyormuş hissi veriyordu ona. İlla ki biri arasında seçim yapması gerekecekti, neden kendisine keyif veren şey yerine ömrünün sonuna kadar çalışmayı seçmeliydi ki?
Dosyaya hızlıca göz gezdirip hata kontrolü yaparak sonradan aklına gelenleri de kenara not aldı. Bu proje yaptığı en büyük işlerden biri olacaktı, son işine yakışır bir projeydi. Tek hata olsun istemediği için buna oldukça titiz yaklaşıyordu.
Toplantı yaklaşık iki gün sonraydı, tamamen hazır olsa da içindeki gerginlik onu bir türlü bırakmıyordu. Kötü bir şey olacağının habercisi olan bu his, Heeseung'un peşini bırakmıyordu. Bunu işin büyüklüğüne bağlıyor ve üzerine düşünmemek istiyordu.
İkide bir kolundaki saate bakarak dosyaya notlar almaya devam ediyordu. Bu şirkette kalmaya devam ettikçe daha da boğulduğunu hissediyordu. Kalemi bırakıp kravatını gevşetti.
Kapının tıklatılmasıyla beraber içeri giren asistan Heeseung'a gülümsedi ve elindeki dosyayı uzattı.
"Buna bir göz atmak isteyebilirsiniz, iki gün sonraki toplantı için aldığım notlar. Umarım size yardımcı olur." tüm samimiyetiyle uzattığı dosyayı yüzüne bakmadan alan Heeseung hiçbir şey söylemedi.
Şirkete geldiği ilk andan beri kendisine karşı barındırdığı hislerin farkındaydı, bu yüzden yakınlık kurmamak için uğraşıyordu. Heeseung'un tam aksine bu kız ona yakın olmak için ne var ne yoksa yapıyordu, kesinlikle sinir bozucuydu.
Bir tepki alamayacağının farkına varan kız yüzündeki gülümsemeyi tamamen silerek odadan çıktı.
Bu notlara bakarsa yarışa asla yetişemeyeceğinin farkına varan Heeseung hiçbir şey yokmuş gibi dosyayı çöpe attı ve kendi dosyasını çekmeceye koydu. Kilitledikten sonra son bir kez saatine baktı ve yerinden kalktı.
Askılıktan ceketini alıp koşar adımlarla şirketten ayrıldı.
_________________________________________
yazabilirsm 3 de gelir belki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angels fall sometimes.
Short StoryAğır bir trafik kazası sonucunda felç kalan Heeseung, hayata o haldeyken bile tutunmasını sağlayacak biriyle tanışır.