4

67 11 21
                                    


Gözlerini açtığında suyun ortasındaydı, etrafına bakındığında görünür tek canlı yoktu. Yakınlarda gidebileceği toprak benzeri bir şey de göremiyordu.

Buraya nasıl geldiğini merak ederken su seviyesinin yükselmeye başladığını fark etti. Suda kulaç atarak ilerlemeye başladı. Ne kadar ilerlerse ilerlesin suyun haricinde hiçbir şey yoktu.

Kolları kulaç atmaktan yorulmaya başlamıştı ve su hiç de azalacağa benzemiyordu. Boğulmaya doğru gidiyordu, bu sahne tanıdıktı.

Normal hayatında da onu boğan çok şey vardı, görünmeyen ama etkili olan şeyler. Şu an suyun yükselişi hayatındaki ters giden şeyleri ve en ufak şeyde yorulmuş olması dayanamadığını temsil ediyordu.

Çabalasa bile değişen bir şey yoktu, ilerledikçe yaptığı tek şey kendini yormaktı. Kendi sonunu kendi hazırlıyordu adeta.

Düşüncelerinin yanı sıra içinde bulunduğu suda da gömülmenin eşiğindeydi. Su neredeyse boynunu aşmıştı, kurtuluşu yoktu. Kolunu suyun içinden çıkarıp yukarıya uzatmak istedi, yapamadı.

Sanki suyun altındaki bir şey onu tamamen tutuyor ve suyun üzerine çıkmasını engelliyordu. Korkusu iyice artarken bir yandan suyun içinde çırpınıyor bir yandan da bozulmaya başlayan nefesi yüzünden kendini kaybetme noktasına geliyordu.

Daha fazlasını yapamayacağını anladığında çabalamaktan vazgeçmişti, kollarını serbest bırakmış ve gözlerini açamaz olmuştu. Yorgun hissediyordu, dinlenmek istiyordu, daha fazla uyanık kalmamak ve çabalamamak.

Her şey onu yeterince zorlarken bırakıp gitmek istiyordu. Sahi, neden bunu kendi hayatında yapamamıştı? Neden sürekli bir şeylerin peşinden gitmişti?

Cevabı basitti. Lee Heeseung'un yapmak istediği çok şey vardı. Yorulsa da, dayanamasa da çabalaması gerekiyordu. İstediği her şeye ulaşmak için geçmesi gereken yol çabalamaktan geçiyordu.

Kendini bıraktığı zaman bunların hiçbirine ulaşamayacaktı. Çabalamalıydı, uyanmalıydı.

İyice battığı suyun altında gözlerini açtığında yukarıya doğru baktı. Birkaç dakikada su hızlıca yükselmiş ve çoktan  Heeseung'u derinlere indirmişti.

Bu onu yıldırmadı, kollarını zorlayarak sanki onu tutan ipler varmışcasına çekiştirdi. O ipleri koparmaya çalışarak yukarıya doğru yüzmeye başladı.

Yukarıya çıkmaya olan isteği arttıkça onu tutan ipler zayıflıyor, bir nevi olumlu düşünerek kendini güçlendiriyordu.

Suyun içinde kendini kaybetmişcesine hareket ediyordu, kafasını çıkarmasına az kalmıştı. Birkaç kulaç daha ve sonunda temiz bir nefes alacaktı, biraz daha çabalamalıydı.

En sonunda elini sudan çıkarmayı başardı.

Tekrar gözlerini açtığında suyun üzerinde değil hastane odasında olduğunu gördü.
































_________________________________________

ficlerin hepsine yazmam lazım of cok beklettim

angels fall sometimes.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin