7

68 12 46
                                    


"Rehabilitasyon görevlisi mi? Benimle ilgilenmesi için bir çocuk mu gönderdiler yani?"

"Çocuk mu? 23 yaşındayım ben. Ayrıca beni gönderen olmadı, ben gönüllü olarak sizinle ilgilenmek istedim."

"Ben birinin benimle ilgilenmesini istemedim."

"Bunu sizden önce doktor bildirmişti zaten, isteseniz de istemeseniz de benimlesiniz."

"Vaktini boşa harcıyorsun. Sana minnettar olacağımı falan sanma."

"Yaşlılardan betermişsin..." Jaeyun ağzının içinde mırıldanıp göz devirdi.

"Ne dedin sen?"

"Hiçbir şey. Kendinizi hazır hissettiğinizde evinize gidebiliriz."

"Benimle mi kalacaksın bir de?"

"Bu bavulu keyfimden getirmiş olamam herhalde. Ayrıca 24 saat boyunca bakıma ihtiyacınız var, sakat biri olarak."

"Ben sakat falan değilim. Bu geçici."

"Sizin çabanıza bağlı olarak. Çabalayıp yürüyene kadar sakatsınız. Ben de size ona göre davranacağım."

"Biraz saygılı olmayı öğrenmeye ne dersin? Senden 4 yaş büyüğüm ben."

"Öyle miydiniz? Konuşma tarzınız yüzünden yaşınızı tahmin edememiştim de. Sizden küçük birine göre fazla kabasınız."

"Fazla ukalasın."

"Fazla kabasınız."

"Tanrım, başka bir görevli yok muydu? Neden sen?"

"Elbette vardı, ben sizi istedim."

"Neden?"

"En genci sizdiniz. Keşke yaşlı birini seçseydim en azından kafa dinlerdim."

"Hala boş konuşuyorsun. Hastane önüne bir taksi çağır da gidelim. Taksi gelene kadar da çıkış işlemlerimi hallet."

"Bu kesinlikle en sıkıcısı!" Jaeyun somurttu ve cebinden telefonunu çıkardı.

"Alo? Taksi çağıracaktım da, anlıyorum...en yakın ne zamana gelir? 3 saat mi? Yuh be! Yeni taksici mi işe alacaksınız iki saat ne? Ben kendime ehliyet alsam daha az vakit alır dalga mı geçiyorsunuz?"

"Abartma sen de." Heeseung konuşmasını böldüğünde Jaeyun ters ters ona bakmıştı.

"Tamam ya. Ehliyeti o kadar kısa sürede alamam tabii ki de, 3 saat de fazla. Ne yapıyorsunuz kardeşim şu şehirde? Tur falan mı düzenliyorsunuz millete? Hayır yani onlar için özel otobüsler var gidip bizim taksimizden ça-"

"Jaeyun. Yeter. Ne çok konuşuyorsun."

"Ama duymuyor musun? 3 saat diyor, 3 saat!!"

"Bekleyelim bir şey olmaz. Beklerken hastane çıkış işlemlerini halledersin. Biraz sakinleş de öyle git."

"Ben gayet sakinim."

"Belli oluyor. Böyle bir deliye kendimi nasıl emanet edeceğim ben?"

"Deli mi? Kime deli diyorsun sen?"

"Az önce sizdim? Ne ara sen oldum?"

"Sen bana çok saygılı konuşuyorsun sanki."

"Küçük olan sensin, normal konuşuyorum ben."

Jaeyun kollarını kavuşturdu ve somurtarak odadaki koltuğa oturdu. Bu bir bakıma yenilgiyi kabul ettiğini belirtiyordu, Heeseung onun susmasına sevinerek gözlerini kapattı. 3 saatliğine de olsa uyumak istiyordu.

Jaeyun onun gözlerini kapattığını fark ettiğinde biraz uyumasına izin vermek ve çıkış işlemlerini halletmek adına odadan çıktı.

























_________________________________________

jae bi susmadin oglum

angels fall sometimes.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin