ertesi günyatağımda kara kara ne yapmam gerektiğini düşünürken profesör'den gelen arama daha çok stres olmama sebep olmuştu. telefonu elime alıp derin bir nefes verdikten sonra açıp titreyen elimle kulağıma götürdüm.
"dünden beri kaç kere aradım, neden telefonlarını açmıyorsun?"
"kapatmıştım."
"aklınca herkesten kaçmaya çalıştın değil mi?"
"bir an önce ne demek istediğinizi söylerseniz sevinirim."
"senin yüzünden tüm okula rezil olduğumu, itibarımın çizildiğini söylemek istiyorum."
"hedef siz değilsiniz merak etmeyin. sizi ilgilendiren bir şey yok, rezil olan benim. işinizi de etkilemeyecek ama benim okuldan atılmam an meselesi."
"bu rezillikle ben uğraşmak istemiyorum."
"be- peki, haklısınız."
telefonun yüzüme kapanmasını sindirmeye çalışırken yorganı tekrar yüzüne çektim ve kendimi uykuya zorlamaya çalıştım fakat kafamdaki düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordum. duşa girmenin iyi geleceğini düşünüp banyoya doğru adımladım.
birkaç saat sonra
çalan telefon tekrardan gerilmeme sebep olmuştu. szymanski arıyordu.
"oha ya, sendeki bal kimsede yok valla aşkım."
"dalga mı geçiyorsun seba, çok mu güzel şeyler yaşadım sence?"
"senin haberin yok mu ya?"
"neyden tam olarak?"
"profesör okul yönetimiyle konuşmuş seni kovmamaları için. ha bir de videoyu yayan kişiyi bulmuş ama o iş biraz yaş oldu benim yüzümden."
"nasıl yani?"
"gönderen kişi ryan'mış. orospuçocuğu tekme tokat dövecekti çocuğu. aslında sana yaptıklarına göz yummam oturur izler iyi oldu derdim ama sonucu ne sen ne ryan ne de profesör için iyi olmazdı. otoparkta gördüğüm gibi durdurmaya gittim. ben onu tenhada tek başıma sıkıştırıp daha zor durumlara sokacağım hiç telaşlanma."
"ben seni arayacağım tekrar seba, sağ ol."
"aşkım iyi misin sen?"
"iyiyim sıkıntı yok. biraz dinlenmem lazım sadece."
"peki o zaman. öptüm, dikkat et."
duyduklarımın şokuyla odanın içinde tur atarken ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. aslında dediği gibi, profesöre ucu dokunmuyordu. o derste benimle konuşmamıştı, hiçbir şey yapmamıştı, sadece adı geçiyordu. o zaman bunların hepsini neden yapmış, ryan'a bu kadar öfkelenip kendini durduk yere neden tehlikeye atmaya yeltenmişti?
kendimi toparlayamadan üstüme hızlıca bir şeyler geçirip okula gittim. geldiğim gibi profesör bahçede arabasıyla yanımdan geçip gitti. birkaç dakika sonra telefonuma bir mesaj düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hear me, tadicdzeko +18
Fanfictionkatıldığı online derste mikrofonunu açık unutan dusan tadic, profesörü edin dzeko tarafından istenilmeyen bir şekilde farkedilir.