Cassiopeia'nın Hogwarts'ta ilk gecesi, bir zamanlar rakibi olan ama sonra en yakına arkadaşı hatta kardeşi hâle gelen Oscar'ı düşünmekle geçti. Uzun zamandır antremanlarını yapamıyordu. Büyü antremanları için bir yer bulması gereksede fiziksel antremanı bahçede yapabilirdi. Hemen bir tempus büüsüyle saate baktı. Saat 06.30'du. Kahvaltı saat 08.00'da başlıyordu. Dersler 09.00'da başlıyordu. Hemen oturduğu yerden kalkıp üzerine siyah bir eşofman takımı giyip asa kılıfını asasıyla birlikte eşofmanına taktıktan sonra odadan çıktı.
Slytherin'de herkesin kendine ait şahsi odaları vardı. Bu odalara kendi belirledikleri şifre ile giriyorlardı. Cassiopeia'nın şifresi Zeus'tu. Aynı zamanda odaların camları gölün altını görüyordu. Slytherin ortak salonunda kimse yoktu. Cassiopeia hızlıca ortak salondan çıkıp bir yön belirleme büyüsü yaptı. Alışana kadar bu büyüyü yapacaktı belliki. Kısa bir süre sonra karagölün kenarına ulaşmış sporunu yapmaya başlamıştı.
Cassiopeia sporunun sonuna yaklaşmıştı. Üç dakika kırk beş saniyedir plank pozisyonundaydı. Ama onu plank pozisyonundan ayıran şey arkasında birinin olduğunu hissetmesiydi. Hemen asasını çekip düello pozisyonunu aldı. Ama bu çabası gereksizdi çünkü gelen kişi favori öğretmeniydi. Luther alaylı bir şekilide " Formundan düşümüşsün 2 dakikadır buradayım ve beni fark etmedin"
Cassiopeiada aynı alaylı ifadeyle " Asıl sen formunda düşmüşsün eskiden daha iyi blöf yapardın" dedi. Tabi bu cümle Luther yüzüdeki gülümsemenin solmasına neden oldu. Cassiopeia birden bire "Teşekkür ederim " dedi. Buna anlam veremeyen Luther niye anlamında kafasını salladı.
" Benim her anımda yanımda olduğun için abi" Luther büyük bir tebessüm ile "Abiler kardeşlerinin her anında yanında olur minik cadı" Cassiopeia göz devirerek "Bana artık öyle seslenmeyi ne zaman bırakacaksın?" diye sordu. Luther büyük bir sırıtışla cevap verdi " Hiç bir zaman " Lutker kolundaki saate bir bakış atıp " Kahvaltıya kırk beş dakika var hadi odana dön" kalenin kapısına doğru yürürlerken Luther " Cassiopeia nasılsın, gerçekten nasılsın?" Cassiopeia derin bir nefes aldı o nefesde çok şey anlatılıyordu. "Bilmiyorum, ne hissetmem gerektiğini. Uzun zaman sonra Londra'ya dönmek. Ailemle yüzleşmek, üstüme yüklenen şu ölüm yiyen olma zorunluluğunun üstüne bide Oscar'ın en olmayacak zamanda ortaya çıkması." derin bir nefes alarak devam etti. " Yoruldum tek kelimeyle yoruldum ben bir yıldır doğru dürüst uyumuyorum. Sanki zaten yeterince büyük bir planın ortağı değilmişcesine tüm bu saydığım etkenler bana hiç yardımcı olmuyor." Luther bir yıldır doğru dürüst uyumuyorum kısmında takılı kalmıştı. "Ne bu kadar uzun zamandır uyuyamıyorsun madem neden bana gelmedin. En azından bir çözüm bulabilirdik" Cassiopeia yüzüğünü göstererek " Fazla bir etki yaratmıyor, sadece neyse boşver" diyip oradan uzaklaştı.Geldiği yollardan dönüp zindanlarda bulunana Slytherşn ortak salonunun kapısına geldi. "Salazar" diyerek kapıdan geçti. Ortak salonda kuzenleri ve kardeşi oturuyordu. Draco "Spordan mı?" diye sordu. " Evet, sevgili kardeşim yüksek müsadenle duş alacağım" Dracoda büyük bir egoyla "Müsade sizin" diyerek karşıladığında. Cassiopeia göz devirerek Alt kata inip kendi odasına girdi. Kısa bir duşun ardından Slytherin üniformasını giyip aşağı indi. Bölüm başkanı olan Snape'e gidip ayrıyetten istediği dersleri söyleyip ders programını almalıydı. Draco'ya dönerek "Profesör Snape'in odası nerede? " diye sordu. "Düz ilerle sola dön" diyerek tarif etti. Cassiopeia kısa bir teşekkür edip Slytherin ortak salonundan çıktı.
Draco 'nun tarif ettiği gibi düz illerleyip sola döndü. Karşısına çıkan kapıyı iki kere tıklattı. Gel komutuyla içeri girerek "Profesör ben şeçmeli olarak seçeceğim dersleri seçip ders programımı alabilir miyim?" "Geç otur" Cassiopeia masanın yanında duran koltuklardan birine oturdu. "Önce seçeceğin seçme desler var. Dumstrangta okul birincisiymişsin." dedi. Elindeki kağıda bakarak. "Oradaki çoğu ders burada yok, bu yüzden seninde bileceğin gibi yeni dersler seçeceksin. " diyerek seçme derslerin adlarının üzerinde bulunduğu kağıdı uzattı. Cassiopeia kağıda bir göz atıp istedikerini saymaya başladı. "Aritmansi, Antik Rünler, Astronomi ve Düello" Snape asasıyla programları hazırladıktan sonra Cassiopeia'ya uzattı. "Slytherin'e tekrardan hoş geldin Cassiopeia" Cassiopeia tebessüm edip odadan çıktı.
Slytherin zindanlarına giderken elindeki ders programına göz attı. Biçim Değiştirme, KSKS ve Düello" onunla bu kadar erken karşılaşmak istediği söylenemzdi. Ortak salona geldiğinde odasına inip çantasını aldı ve ortak salonda kalan kişilerle büyük salonun yolunu aldı.
Masada en yakın arkadaşını olan Cyrus'un yanına oturdu. "Sabah seni göremedim sporda Hogwarts'a gelince bıraktın mı yoksa?" dedi şakacı bir şekilde. Cyrus "Sen hâlâ devam ediyor musun? O spor adı altında olan işkenceye" Cyrus o zamanda Dumstrang Enstitüsünde okurkende her sabah zounlu olarak yapılan ağır sporu sevmezdi. Değişen bir şey yok diye düşündü Cassiopeia. Karşılarında oturan Francis " Alt üstü spor, abartmadın mı Cyrus?" "Her sabah 06.00'da yaz kış farketmeksizin asker yetiştirir gibi spor yapardık." Cyrus eskiyi hatırlayınca kafasını iki yana sallayıp " Gerçekten berbat günlerdi" Cassiopeia'a dönüp "Orada 6 yıl boyunca nasıl dayandın, büyük başarı gerçekten" Cassiopeia "Abartma Cyrus " Cyrus tekrar Cassiopeia'a dönerek " Ben gittikten sonra Viktor'u yendin mi?" Cassiopeia büyük bir sırıtışla cevapladı "Hem de üstüste üç kez kupa getirdim." Cyrus büyük bir şaşkınlıkla Cassiopeia'a bakarak "O maçları izleyemediğime inanamıyorum" Francis merakla sordu "Maç dediğiniz Quidich mi?" Cassiopeia başını onaylar şeklinde sallayıp bal kabağı suyu içti. Francis yrni anlamış olacak ki "O zaman Viktor'da Viktor Krum oluyor" Cassiopeia onaylar şeklinde başını sallarken, Francis'in aklına bir şey gelmiş olacak ki hemen söze girdi. "O yüzden sen geçen sene Viktor Krum ile aran iyiydi" dedi. Parçaları yeni oturtmuş olacak ki. Cyrus böbürlenerek söylenmeye başladı. "Evet, ben,Cassiopeia, Viktor" yakın arkadaştık. Cassiopeia'nın ağızından bir kıkırtı kaçtı " Emin misin?" diye sordu fazlasıyla kinaye barındıran bir tonda. Yani Viktor ve ben pek anlaşamazdık." Cassiopeia bir bakış daha atınca "Aslında pek değil neredeyse hiç ama Cassiopeia Viktor ile yakın olduğundan bende onla takılmak mecburiyrtinde kaşıtorduk."Francis bu sözler üzerine ufak bir kahkaha attı. Kahkahalarını sonunda durdurabilince, Cassiopeia'aya dönüp " Madem Viktor Krum'ı yenebilecek kadar iyi quidich oynuyorsun takımda oynamak zorundasın." Cassiopeia başını hayır anlamında sallayarak "Hayır, onunlamı uğraşacağım" dedi çikolatalı kruvasandan ısısrırken. "Bak ben quidich takım kaptanıyım yıllardır takım birinciliğini alamıyoruz. Takıma girsen ne olur ki?" Cassiopeia o öldüğünden beri quidich takımında oynamıyordu. Eskiden neredeyse sadece onla oynardı. Kendine verdiği bir sözdü bu. O öldüğünden beri profesyonel takımda oynamıyordu. Hatta büyük bir quidich takımından teklif almıştı ama reddetmişti. Quidich oyuncusu olmak onun hayaliydi onun hayallerini eliden alıp sonrada profesyonel oyuncu olmazdı. Cassiopeia sert bir sesle "Hayır" dedi. Francis'in omuzları yenilmişlikle çökmiştü. Cassiopeia "Ben doydum, size afiyet olsun" diyerek masadan kalkıp çantasını da alıp bahçeye çıktı.
Büyüyle tempus yapıp saate baktı derslerin başlamasına yarım saat vardı. Ormanın girişinde duran bir ağaca yalanarak yere çömeldi. Ağlıyordu. Gök yüzüne bakarak "Yoruldum" dedi hırıltılı bir sesle. "Herkes ölümünden beni sorumlu tutuyor. Ama sen benim niye benim önüme atladın ki?" derin bir nefes alıp devam etti. "Sen gittiğinden beri gelen bütün quidich tekliflerini red ettim. O bizi hayalimizdi ve ben bu hayali sensiz gerçekleştirmek istemiyorum." Hemen yanına siyah tüyleri olan kocaman bir köpek yanaştı. Onu severken biraz sakinleşti. Basit bir saat büyüsü yapıp derse on beş dakika kalmıştı. Ayağa kalkıp köpeğe veda ederek derse yürümeye başladı.
Bölüm bitti. Çeyrek finaldeyiz. Tebrikler Türkiye. Bölüme gelecek olursak vu bölüm biraz karakterin geçmişte yaşadığı olaylarla ilgili spoiler verdi. Arkadaşlar geçen bölümde hiç yotum yok oy sayısıda çok az. Lütfen oy atıp satır arası yorumlar yazın.
Hayatlar kısa, hayaller ise uzundur.
E.KYazan: Ekin Karabudak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Malfoy Hikâyesi
FanfictionYıllardır tek başına yaşayan Casiopeia Malfoy, Babasının isteği üzerine Lodraya geri döner. Peki tek yaşadığı süreç boyunca her cadıdan farklı şekilde güçleri ortaya çıktıysa. Bakalım kızımız nasıl maceralar yaşayacak.... Bu kitap benim ilk hikayem...