Bölüm 13 - EMRE!!??

36 3 0
                                    

         MERHABA ARKADAŞLAR :) KEYİFLİ OKUMALAR :) UMARIM BEĞENİRSİNİZ :) 

  

  Bugünün tatil olmasının yanı sıra hava da harikaydı. Evimin karşısında ormanlık alanın olamasının en büyük avantajı da havanın çok temiz olmasıydı. Kuşların sesleri, bol oksijen ve Pearl Jam 'in eşliğinde verandam da kitap okumak çok rahatlatıcıydı. Pearl Jam'in en sevdiğim şarkılarından birisi olan 'just breathe' kulağım da ki kulaklık da yükselirken bir anda kendimi gözlerimi kapatmış ve sandalyeme yayılmış şekilde buldum. Dudaklarım da ki bu hafif tebessüm beni mutlu eden şeylerden birisiydi. Küçük şeylerle mutlu olmayı gerçekten çok seviyorum.


    Lise de ki yıllarım bir an da aklıma geldi. O zamanlar da aynı şeyleri yapıp dünya telaşından uzaklaşmayı seviyordum. Çevremde hiç bir zaman çok insan olmadı. Peki bu beni rahatsız ediyor muydu ? Bu soruyu kendime kaç kez sordum farkında değilim ama sanırım hep aynı cevabı verdim. 'Hayır' rahatsız olmuyordum. Aksine daha da mutlu oluyordum. O zamanlar en yakın arkadaşım dediğim insan beni sevgilisi için bıraktığında hayattan soğumuştum. 'Dost kazığı böyle bir şeymiş demek ki' dedim kendime. Daha sonra da herkesten daha da uzaklaşıp kendimi derslerime verdim. Aslında bir bakıma bu iyi olmuştu çünkü çok ders çalışmam benim daha başarılı olmamı sağladı. Ailemi mutlu etmek istiyordum. Benim okumam için bana çok masraf yapmışlardı. Onlara çektikleri bu sıkıntının değdiğini göstermek istiyordum. Ve görünüşe bakılsa ki bunu başarmıştım. Doktor oldum ben! Fakülteyi kazanmamla ailemde ki herkesin gözlerinde ki mutluluğu görünce uykusuz kaldığım günlere  değdiğini fark ettim. 17-18 yaşlarımda da hep derdim. 'Başaracaksın Ayla!'  Şuan da da ailemden uzağım ve hepsini çok özlüyorum. Umarım ileri de tekrar yanlarında olacağım. Eski zamanları hatırlayınca bir tuhaf oldum. Ama o yüzümdeki hafif tebessüm geçmemişti. Umarım daha da yaşlandığımda aynı şekilde gülümserdim. 

   

   Ben gözleri kapalı salak salak gülerken -tabi kulağımda kulaklık var- birisi omzuma dokundu ve yerimden sıçradım. Gözlerimi açtığımda karşımda Hüseyin Efendi vardı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Ben bu adamdan korkuyor muydum? Ama neden? 


   "Kusura bakmayın Ayla Hanım, seslendim ama duymadınız." dedi.


   "Önemli değil Hüseyin Efendi. Hayırdır? Bir sıkıntı yoktur umarım."


   "Yok,yok. Her şey yolunda Ayla Hanım. Ben sadece geçerken bir şeye ihtiyacınız var mı diye sorayım dedim. " Geçerken mi? Bu adam nerede otuyordu yahu?!


  "Hayır yok. Yine de teşekkür ederim" dedim kendimi gülümsemeye zorlarken


   "Peki." dedi ve hiç bir mimik hareketi göstermeden arkasını döndü ve yürümeye başladı.



  "Aslında.." dedim. Aklıma geçen geceki adam geldi. Sormalı mıydım? Ya tanıyorsa? Ama o nereden bilecekti ki? Her neyse sor gitsin Ayla.

Arkasını dönmüş cümlemi bitirmemi bekler gibi kafasını salladı.


  "Geçen gece adamın birisi kapıma dayandı ve bağırdı. Daha sonra da evime girdi. Peşinden gittim ama yetişemedim. Böyle bir olay daha önce de olmuş muydu?" Ormanda bayılıp kaldığımı söylemek istemedim. Yüz ifadesinde bir değişiklik olacak mı diye dikkatle bakarken 


  "Hayır Ayla Hanım. Hiç bir fikrim yok." dedi aynı ifadeyle. 


Yahu insan bir merak eder. Size bir şey oldu mu diye sorar.


"Peki. Tekrar teşekkür ederim."dedim. Arkasını döndü ve gözle görülemeyecek kadar uzaklaşana dek arkasından baktım. Bir şeyler biliyor muydu acaba? Peki neden bu kadar kayıtsız kalmıştı. 'Her neyse düşünmeyi bırak Ayla ve bu güzel günü mahvetme' dedi iç ses. 

  "Yahu sen neden ihtiyacım olduğunda konuşmazsın ki ? " dedim yüksek sesle 

Arkamı dönmemle kocaman bir vücuda çarptım. 


   "Yuh insan seslenir yahu!! " dedim.


  "Özür dilerim korkutmak istememiştim." dedi Emre. Ama bu benim evimi nereden biliyor ki diye düşünürken ona dik dik bakmış olacağım ki 


  "Hüseyin Efendi söyledi."dedi. "Yani evini" diye de ekledi. 'Heee' der  gibi yavaşça aşağı yukarı kafamı salladım.


  "Ee ne arıyorsun burada" dedim. 'Yuh Ayla biraz daha öküz ol' dedi iç ses. Bu sefer haklı. Sanırım Hüseyin Efendi beni biraz germişti.  "Pardon ya," dedim dudağımı bükerek. Anlayışlı bir şekilde güldü. 


   "Bende müsait misin diye soracaktım." dedi. Neden der gibi tek kaşımı kaldırdım. "Belki şeyy.. biraz dışarı çıkmak istersin diye düşündüm" dedi kızararak. Utanınca tek kızaran ben değilmişim demek ki. 


  "Aslında fena olmaz." dedim " Bende biraz dışarı çıkmak istiyordum." 


  "O zamaaan hadi giyin bakalım.Seni bir yere götüreceğim" dedi eğlenceli bir şekilde


  "Sürpriz ha?" dedim aynı enerjiyle


  "Sürpriz" dedi ve gözlerini kısayak gülümsedi.

   Arkamı dönüp hazırlanmak için giderken bir şey sormak için geri döndüm ve Emre o sırada birine mesaj atıyordu. Ona seslenmemle irkilerek telefonu arkasına sakladı.


  "Evet?" dedi sanki  bir şey saklar gibi


  "Şık mı? Spor mu?" dedim telefonuna ufak bir bakış atarken. Emre'ye bakarsak spordu ama bakalım artık.


  "Spor" dedi. 


  "Pekiii" dedim uzatarak ve merdivenlere doğru yürüdüm. Aklımda Emre'nin neden öyle bir tepki verdiği vardı ama iç ses ' Hadiii git hazırlan' dedi. 'Tamam, tamam' dedim. Bir anda bütün düşünceler uçup gittii. 


UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR :) ^^



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UZAKTAKİ EVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin