İnsanların hayatında bir yıkım ve ya döngü vardır. Benim hayatımda bir değil daha fazla yıkım vardı. Annemin bizi terk edişi, babamın gözümün önünde şehit düşmesi ve en sonunda da hainin biri tarafından yapılmış bir virüsün vücudumda olması…
“Tedavisi var mı?” dedi Batuhan.
“Maalesef ilk defa karşılaştığımız virüs” dedi “ama bulaşıcı değil”
Bir şey demedim bazen konuşmaktan susmak daha iyidir. Normalde şehadet bana koymazdı. Ama bu koyuyordu. Bir terörist tarafından hazırlanmış virüs vücudumdaydı. Kısa süreli bir sessizlik odaya hâkim oldu. Sessizliği bozarak buradan ayrılmak istedim.“Tamamdır” dedi ve ayaklandım. Böylece başımdan savmış gibi göründüğümün farkındaydım. Ama gerçekten de başımdan savmak istiyordum.
“Nereye komutanım?” dedi Işık.
“Duyduk işte neyim varmış” dedim ve kulağına eğildim “daha Sebo’nun sorgusuna gireceğiz
”
“Komutanım burada sağlığınız önemli siz iş peşindesiniz” dedi Batuhan. Dudaklarımı okumuştu.“Duydunuz tedavisi yok hadi bir salın artık” dedim. Ve odadan çıktım. Anında otoparka indim. Işık ve Batuhan peşimde koşturuyordu. Arabaya bindim. Batuhan öne Işık arkaya oturdu.
“Komutanım” dedi Işık.
“Efendim” dedim gülümserken.
“Ne yapacağız?” dedi.
“Neyi ne yapacağız?"
“Komutanım sizi kaybedemeyiz bunu bize yapmayın, laboratuvara yolladım zaten Sebo’yu da sorguladık mı buluruz çaresini” dedi Batuhan. Sesi titriyordu.
“Tedavisi var mıymış?” dedim cevap bekler gibi yapıp duraksadım. Onlara müsaade vermeden cevap verdim, “yokmuş. O zaman bırakalım olacağına varsın”
“Bulacağım komutanım” dedi Batuhan. “Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Üsteğmenini yalnız bırakır mı?”,
“Kapatın konuyu” dedim ve yola döndüm. Işık’ın telefonuna sürekli mesaj geliyordu. Işık telefonu aldı. Mesajları okudu sinirli bir nefes verdi. “Sıkıntı mı var?” ona dediğimi anlamadı. “Işık!”
Bir an ayılmış gibi oldu. “Emredin komutanım” dedi.
“Ooo kafa leyla” dedi Batuhan. “Sıkıntı mı var?”
“Yok, komutanım” dedi ama sinirliydi.
“Selim mi?” dedi Batuhan.
“Yok, o değil” diye cevap verdi Işık.
“Eee kim o zaman, kiminle konuşuyorsun?”
“Abimle” diye cevap verdi abisinin olduğunu biliyordum ama onunla hiç konuşmuyordu ki.
“İyi” dedi Batuhan. Bu çocuk cidden kıskanıyor muydu? Onların bu haline güldüm.
~
Yoğun bir trafik sonucu kışlaya yeni varmıştık. Hemen üniformalarımızı giydik. Sorgu odasına doğru ilerledik. Sebo’yu ben sorgulayacaktım. İstihbarattan onu ödünç almıştım diyebilirim. Batuhan ile Işık peşimdeydi. Onları kapıda bırakıp sorgu odasına girdim.“Özlemiştim doğrusu” dedi bana doğru. Ben ise onu umursamadan yavaş adımlarla karşısına geçtim. Masanın diğer ucunda ki sandalyeyi adamın tam karşısına çektim.
“Senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim” dedim.
“Öyle mi?” dedi sonra durdu. “İyi anlaştığımızı sanıyordum”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
General FictionBen Karanlığın Kızı, Karanlık Yüzbaşının kızı, Nazlı Üsteğmen...