Tekrar selamm!💕
Sizlerden bir ricam var. Kitapta biraz fazla yazım yanlışı yapabiliyorum. Yazım yanlışı yaptığım yerlere " . " koyar mısınız, lütfen? :>
İyi okumalar!🥰
Önerilen Bölüm Müziği: Billie Eilish - Hotline Bling
---
Dışardan gelen bazı seslere karşın, gözlerimi yavaş yavaş açtım.
Ağzıma gelen bir şeyle yerimden sıçradım. Sonradan farkettim ki, sadece saçım ağzıma girmiş.
Saçımı yüzümden çektikten sonra yatakta bağdaş kurarak oturdum ve uyku mahmurluğumun bir süre geçmesini bekledim. Beklerken ince bir tül perde ile örtülen pencereden dışarıya baktım.
Sabah mı yoksa gece mi olduğu hiç belli olmuyordu. Cehennem her zaman kan kırmızısı bir gökyüzüne sahipti. Açıkçası bu hoşuma gidiyordu, hafif bir şekilde gülümsedim.
Yeterince kendime geldiğimde yataktan kalktım ve rahat, siyah terliklerimi hızla çıplak ayaklarıma geçirdim, yerler oldukça soğuk ve rutubetliydi.
Tam bu sırada dışardan bir ses daha geldi, irkildim. Yatmadan önce giydiğim, beyaz tişört ve siyah kısa şortumun üzerine dizlerimin biraz üstünde biten bir koyu kırmızı hırka geçirdim. Bana ayarlanan kıyafetler genellikle koyu tonlardaydı.
Yavaşça kapının kolunu aşağı indirerek kapıyı açtım, tam dışarıya bir adım atacakken önümden hızla biri geçti ve aniden durdum.
Koşan kişi beni fark etmemiş olacak ki elindeki afiş tarzı şeylerle, telaşla koşmaya devam etti. Sarı saçlarından anlışılacak ki bu Charlie'ydi.
Onun arkasında bakarken, arkamdan bir ses "Günaydın, bebek" diye seslendi.
Ona doğru döndüm. Angel beni sırıtarak süzüyordu, "Şortun tatlıymış." dedi. Kaşlarımı çattım ve hırkayla bedenimi sardım.
"Sanada günaydın." dedim biraz somurtkan bir tavırla. Kıkırdadı.
"Şaka falan bir yana öyle mi dışarıya çıkacaksın gerçekten, kızım saçlarım kaktüse benziyor." dedi. Bu tavrı bana Adem'i hatırlatınca sinirlendim. O sırada boynundaki ısırık izini farkettim.
Sırıtarak "Hepimiz tüm gece ayakta olsaydık tabii tipimiz bozulmazdı." dedim, ısırık izine bakarak imalı imalı.
Angel, bir anda kaşlarını kaldırdı ama hemen sonra kendini toparladı ve ısırık izini kapatarak, sinirli bir şekilde, hızla yanımdan uzaklaştı.
Bu kadar fazla tepki vereceğini düşünmemiştim. Daha çok bu tarz şeylerle övünecek bir tipe benziyordu oysaki.
Tam ana salona doğru gidicektim ki arkamdan bir cam kırılma sesi gelmesiyle yerimden zıpladım ve hızla kendimi savunmak için arkamı döndüm.
Husk kucağında 4-5 tane içki şişesini taşımaya çalışıyordu ve biri şuanda yerdeydi.
TANRIM, BİR TÜRLÜ AŞAĞIYA İNEMEMİŞTİM!
Husk'a yardım etmek için ilerledim ve içkilerden iki tanesini aldım ve diğer ikisini ona bıraktım.
Husk kızgın bir ifadeyle "Onunla böyle konuşmamalısın." dedi. İlk başta ne dediğini anlamamıştım ama sonrasında anladım ki Angel ile olan küçük sohbetimize şahit olmuştu.
"Sana başkalarının konuşmalarını dinlemenin kabalık olduğu söylenmedi mi?" bunu söylerken bir yandan da otelin ana salonuna doğru ilerliyorduk.
