10•

69 19 11
                                    

Jisung

Jeongin'in evinin önüne vardığımda hazırlanmış bekliyordu beni. Yüzümdeki koca gülümsemeyle vardım yanına ve bir öpücük kondurdum yanağına.

"Hyung bu nasıl bir gülümseme ya, sen iyi misin?"

"Şşt anlatacağım, hadi yürü kayalıklara gidelim."

Kumsaldaki kayalıklar denizin hemen önündeydi. Orada oturmak bizim için hep en iyi seçenekti. Mutlu olduğumuzda, üzüldüğümüzde, sinirlendiğimizde ve korktuğumuzda buraya gelirdik ve biraz olsun rahatlardık. Bir nevi bir kaçış yoluydu aslında.

Yolda yürürken havadan sudan konuştuk ama sürekli ne olduğunu anlatmam için diretti.

Vardığımızda Jeongin'in elini tutup çıktım kayalıklara, oturdum ve pastaneden aldıklarımı aramıza koydum.

Önüme baktığımda gördüğüm manzarayla rahatladım. Gözlerimi kapattım, esintiyi hissettim ve kıyıya hafifçe vuran dalgaların sesini dinledim. Bir süre kapalı kalan gözlerimi açtığımda Jeongin'e baktım.

"Anlatayım mı lan? Anlatmazsam ne yapacaksın?"

Gözlerini devirdi.

"Üf uğraştırma hadi, anlat ne oldu?"

"Anlatacağım ama ani bir tepki verme."

"He he anlat hadii."

....

Jeongin bu anlattıklarımdan sonra ağzı açık bir şekilde durmuş şaşkınca bakıyordu bana.

"Şimdi bunlar gerçekten yaşandı mı?"

"Evet ya evet!"

"Aga evlensene bu adamla sen, şaka mısın?"

"Ya üf saçmalama."

"YO OF SOÇMOLOMO."

"Bak anlattığıma pişman etme."

Kızdığımı anlayınca konuyu kapattı ve biraz daha konuştuk. Arada yaptığı imaları duymazdan geldim orası ayrı.

Hava kararana kadar oturmuştuk orada. Kalktıktan sonra bir restorana oturup yemek yedik ve evine bıraktım Jeongin'i.

Yolda yürürken aklıma farklı şeyler geldi.

Düşündüm de aslında, annemlerle yaşamıyordum. Yani ayrı bir evdeydim. Gelecek sene Seul'deki üniversiteye geçersem eğer orada Changbin'le yaşayabilirdim. En başından Seul'e gitmemekle aptallık etmiştim bence. Ama Jeongin'ini de burada bırakamazdım.

Kafam karmakarışık olmuşken abimin aramasıyla bu konuyu düşünmeyi sonraya bıraktım.

"Alo."

"Hannie annemlerdeyim ben, gel sende hadi."

"Neden ki? Birşey mi oldu?"

"Olmadı aptal, birlikte vakit geçireceğiz sadece."

"Peki geliyorum."

"Dikkatli ol."

"Timamdır."

"Timam ne ya?"

Telefonu yüzüne kapatıp yolumu değiştirdim ve annemlere ilerlemeye başladım. Biraz hasret gidermek iyi olurdu. Kapıyı çaldığımda annem açtı ve bana kocaman sarıldı. Hadi ama, aynı şehirdeyken bile özlüyordum onu başka bir şehirde ne yapacaktım.

Yapmalıydım da, nasıl?

Geceye kadar orada kaldık abimle, gerçekten onlarla vakit geçirmek iyi gelmişti.

°•moon and sun•°|minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin