~~~~
Uyandığımda hava kararmıştı saat 12yi geçiyordu, üzerimin örtülü olmasıyla başta kaşlarım çatılsa da sonradan hatıralamıştım. Yataktan çıkıp önce kendi odama geçtim üzerime bi eşofman takımı geçirip siyah saçlarımı tekrar bağladım. Daha sonra banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım.Gözlerim şaşırılmayacak olarak kızarmış ve şişmişti, hem ağlamaktan hem de bu kadar saat uyumaktan.
Salona girdiğimde oturan Arhanla karşılaşmayı beklemiyordum, genelde dışarda olurdu. Beni fark edince ayağa kalktı. "Ayçıl hanım size birşeyler hazırlattım siz oturun ben getireyim hemen." Arhan cevap vermemi beklemeden çıkıp mutfağa geçti.
Yemek yemek istemiyordum ama yemem gerektiğinin de farkındaydım, sabahtan beri sandviç dışında bir şey sürmemiştim ağzıma.
Arhan elinde tepsiyle içeri girip önüme bıraktı ve karşı koltuğa geçip oturdu. "Teşekkür ederim, zahmet etmeseydin keşke" diye mırıldanmamla Arhan yere eğdiği kafasını kaldırıp gözlerime baktı
"Siz bize Uğur Yüzbaşımın emanetisiniz Ayçıl hanım, zahmet olmadı afiyet olsun" elimden geldiği kadarıyla tebessüm edip başımı salladım.
Tepsideki kaşığı alıp çorbayı içmeye başladım, yarısına kadar geldiğimde daha fazla yiyemediğim için kaşığı bıraktım. Sanki her lokma ağzımda büyüyormuş gibi hissediyordum.Suyu da alıp içtiğimde bardağı tekrar tepsiye koydum.
"Ayçıl hanım bu arada evin etrafı korumaya alındı siz lojmana ne zaman geçmek isterseniz o zaman geçebileceksiniz" bu iyi bir haberdi çünkü daha kaybıma alışamadan yeni bir eve alışmak zorunda kalmak korkutucu geliyordu
"Tekrar teşekkür ederim" derin ve titrek bir nefes alıp devam ettim "kim bunu yapan?" Arhan çenesini sıvazladı
"Ailenizin yaptığı kazayı planlayan ve babanızı şehit eden" o da benim yaptığım gibi durup nefes aldı "aynı kişi, Faysal" ağzım aralandı, bir şey söylemek istedim ama sesim çıkmadı.
Bi şerefsiz benim tüm ailemi elimden almıştı.
"Babamın kanı yerde kalmaz değil mi Arhan" Arhana baktığımda gözlerinde intikamdan başka bir şey yoktu. Öyle bir bakmıştı ki inanmıştım intikamını alacaklarına.
"Kalmaz" net sesiyle net konuşmuştu. Başımı koltuğa yaslayıp gözümü evde gezdirdim. Dün yerde paramparça çerçevelerin içinde olan resimler yeni çerçeveleriyle duvarda asılı duruyordu.
Babamla parktayken, balık tutarken, oyun oynarken gezerken.. birsürü fotoğraf vardı duvarlarda. Ayağa kalkıp resimlerden birinin önünde durdum.
Babam saçlarımı topluyordu fotoğrafta. Annem hiç saçlarımı yapmamıştı benim, babam ablamın saçlarına imrenerek baktığımı görünce zar zor öğrenmişti saç yapmayı. Benim için :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste | Seçilmiş
Novela JuvenilBen Ayçıl, Ayçıl Akın ya da Meyra Erkal. Yalan içinde gerçekle geçirdiğim 20 yıl, kim verecek bunun hesabını? Kendimi ait hissettiğim yer kalmadı. Belki de hiç yoktu? Bu saatten sonra olur muydu? Zaman gösterecekti.