"Bu hallerinin çok tatlı olması gerçeği ikisini de eşek sudan gelene kadar azarlamayacağım anlamına gelmiyor, uyanın bakayım!" Annemin bağırışıyla Edizle aynı anda sıçradık, ve bu hareketimiz yüzünden bilin bakalım ne oldu? HAMAK TERS DÖNDÜ!
"Bu ailenin eşşekle ne alıp veremediği var ben anlayamıyorum" yerde kalçamı ovalarken hayıflanmamla annem dediğini tekrar et der gibi bana baktığında hemen ayağa kalkıp gülümsedim.
"Günaydın, merhabalar" tatlı çıkardığım sesime annem hariç tüm Erkal ailesi üyeleri sırıtıyordu. Ediz de yutkunarak ayağa kalktığında annemin bakışları benden ayrılıp ona döndü
"Anne sen bugün bi ayrı güzelsin, saçlarına mı bir şey yaptırdın? Kombinin zaten ayrı bir güzel. Takılarına da bayıldım" Edizin konuşmasıyla annem eliyle yüzünü sıvazlayıp geri çekti.
"Annem, evde bir şey bitmiş sen mi aldın hepsini?" Ben ne diyeceğini anlayıp yüzümü buruştururken diğerleri sırıtıyordu. "Ne bitmiş anne?" Ediz beklenen soruyu sorduğunda annem gülümsedi.
Ama it filmindeki palyaçonun gülümsemesinden :)
"Yağ bitmiş annem, yağ" Ediz bariz bir şekilde bozulurken Arın ve Eymen çoktan kahkaha atmaya başlamıştı. Annemin korkusundan ses çıkarmamaya çalışsalar da pek mümkün olmamıştı.
Ediz, sabah olduğu için mi yoksa gerçekten saf olduğun için mi sordun acaba bunu..
"Oğlum sen saf mısın, ne bitmiş diye soruyor bide. Soğuk çarptı herhalde seni" baba bile gülerken biz Edizle dip dibe girip suçlu çocuklar gibi başımız eğik bekliyorduk.
Çenemde annemin elini hissettiğinde içim kaynadı, Edizin de benim de başımı yukarı kaldırıp bir adım geri çekildi. "Kimsenin karşısında o başınız eğilmesin bu bir" gülen gözlerle ona bakıyordum.
Aklımı babamla olan konuşmam doldurduğunda daha da dik durdu başım.
"O başın hep dik olsun kızım, başını yere eğmen gereken bir şey yapmazsın biliyorum ama yapma ki ikimizin de başı herkese karşı dik dursun"
"Söz babacımmm"
"İkinci olarak, SİZ DELİ MİSİNİZ BU HAVADA BAHÇEDE UYUMAK NEDİR? ODANIZDA SİZİ BULAMAYINCA EVDEN KAÇTINIZ SANDIM! Kızım, yavrum hadi ediz bunu yapıyo ona alıştık sen de mi annenin yüreğine indireceksin he birtanem" Annemin taramalıya bağlamasıyla ağzımız açık kalmıştı.
Sinek girmese bari
"Şey biz sohbet ediyorduk da uyuya kalmışız burada. Hem o kadar soğuk değildi ki" İçime kaçmış sesime Ediz hemen başını sallayarak onay verdi. "Annecim marttayız zaten, hem ikimiz de sapasağlamız bak" bu sefer onay sırası bendeydi.
Annem ikna olmamış şekilde bize bakarken Alpay elini annemin omzuna atıp kendine çekti, saçlarından öptüğünde annemin yüzünde az da olsa bir yumuşama olmuştu.
"Anne bak iyi ikisi de, hadi daha fazla soğutmadan kahvaltımıza geçelim" Alpaya minnet dolu ifadeyle bakarken gülümseyip göz kırpmıştı. bakışlarımı birkaç saniye çekemediğimde Arının sahte öksürüğüyle ona dönmüştüm.
Kıskanma Arın, maalesef ki hepiniz fazla yakışıklısınız...
"Ayçıl bir gel bakayım yanıma" İşaret parmağımla kendimi gösterdiğimde başını sallamıştı. İlk defa lakap kullanmadığı için şaşırtıcı gelmişti bana. Arının yanına giderken yanından geçtiğim Eymenin yanağından makas aldım.
"Günaydın aaablaaam!" Eymenin bağırmasıyla kıkırdadım "günaydın aaablaaam" onu taklit ettiğimde de o gülmüştü. Çok tatlıydı namussuz!
"Bak Ayçıl seninle açık konuşucam" Arının ciddi çıkan sesiyle kaşlarım çatıldı. Yanlış bir şey mi yaptım? Yoo gayet iyiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste | Seçilmiş
Novela JuvenilBen Ayçıl, Ayçıl Akın ya da Meyra Erkal. Yalan içinde gerçekle geçirdiğim 20 yıl, kim verecek bunun hesabını? Kendimi ait hissettiğim yer kalmadı. Belki de hiç yoktu? Bu saatten sonra olur muydu? Zaman gösterecekti.