Bölüm 3

111 19 51
                                    

Selamlarrr

Yeni bölümümüz vaaarr!!

Keyifli okumalar 🤩

⚙🔧

Bilinmeyen Numara: Engel olduğunu bile bile yazıyorum.

Bilinmeyen Numara: Hem böyle daha rahat olurum.

Bilinmeyen Numara: Sürekli beni kovan biri yok oh ne güzel dünya.

Bilinmeyen Numara: Biraz daha kendimi kandırmaya devam edersem sana mesaj atma fikrinden vazgeçicem herhalde :)

Bilinmeyen Numara: Tabiki öyle bir şey olmayacak. Vazgeçer miyim ben?

Bilinmeyen Numara: O kadar cesaret edip mesaj atmışım artık geri dönüşü olmaz bu işin.

Bilinmeyen Numara: Ben de seni böyle kabullenip sevdim işte napalım.

Bilinmeyen Numara: Hem sen beni kovsan da gitmem ben zaten.

Bilinmeyen Numara: Elbet senin de inadının kırıldığını görürüz yiğit efendi.

Bilinmeyen Numara: Neyse şimdi şu engel işini çözmem lazım.

Bilinmeyen Numara: Aaaaa buldum ya ben

Bilinmeyen Numara: Senin şu çırak işimi görür bence :)

🔧⚙

"Ya bak çok kolay ablacım yapman gereken tek şey telefonu almak."

"Ya neresi kolay abla, Yiğit usta telefonunu aldığımı görürse çok kızar. Hem sinirlenince daha da zorlaşıyor konuşması. Ben onu üzmek istemiyorum. Ben anlıyorum o üzülüyor konuşamadığında ama belli etmiyor."

Gözlerim dolmak üzereyken hemen dağıttım yaşları. Ahmet haklıydı. Ahmet bile anlıyordu da bazı gereksizler anlamıyordu bunu.Yiğit konuşamadığında üzülüyordu bu yüzden kimseyle konuşmak istemiyordu ya. Ona acıyan gözlerle bakılmasından nefret ediyordu.

Yiğit kekemeydi.

Çocukluğunda yaşadıklarından dolayı konuşmakta zorlanıyordu. Aslında bu bir sorun değildi. Ama o böyle düşünmüyordu maalesef.

Ama bu ona olan sevgimi zerre etkilemiyordu. Konuşmak için kelimelere gerek olmazdı. Anlamak isteyen karşıdaki insanın gözlerine bakıp ta anlardı ne demek istediğini.

Hem bu zamana kadar bizler kelimeleri kullandık ta ne oldu?Anladılar mı? Hayır.

"Tamam Ahmet sen işinin başına dön.Kimseye de bahsetme bundan tamam mı?"

"Merak etme abla söylemem."

"Aferin sana. Ustanı da üzme sakın."

Yanımdan ayrılıp tamirciye doğru gitmeye başladı.

Şimdi ne yapmam gerekiyordu.Biraz zaman geçmesini mi beklemeliydim yoksa başka bir çözüm yolu var mıydı? Kara kara düşünürken gelen kişilerle ilgilenip ilaçlarını teslim ettim. Sonra aklıma biri geldi.

Ensar.. Yiğit'in ortağı..

Ona söylesem yapar mıydı? Aslında bakarsak arkadaş sayılırdık. Ama ona duygularımdan bahsetsem, gidip Yiğit'e söyler miydi?  Bahsetmeden de halledebilirim bence. Evet neden olmasın?

Verdiğim kararla ani bir aydınlanma yaşadım. Ensar'la konuşmak için tamirciye gitmem gerekiyordu. Bu da demek oluyor ki Yiğit'le yüzyüze gelecektim.

Kendimi sakinleştirmeye çalışarak yanımdaki arkadaşıma döndüm.

"Sema benim biraz işim var da birazdan gelirim, buralar sana emanet."

"Tamam canım ben buradayım zaten acele etmene gerek yok da ne oldu birden bire?"

"Birtanesin ya senn.Önemli değil ya sonra sana anlatırım."

"E tamam o zaman dikkat et."

"Kaçtım ben."

Eczaneden çıkıp tamirciye doğru yürümeye başladım. Tam çarprazımızda kalıyordu zaten.

Derin bir nefes alıp verdim.

E o zaman gazamız mübarek olsun Rabia Hanım.

⚙🔧

Nasıldı bölümümüz?

Bakalım tamircide neler olacak?

Düşünceleriniz?

Allah'a emanet olun❤

Kekeme | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin