↬9.

82 5 27
                                    

Bölümü beğeneceğinizi eminim. Bizim kızların kıyaferleri medyadaki fotoğraflar. Bu arada mahallede kalıyorlar ve mahallede çoğu insan böyle giyiyor. Yani sizde mahallede kalıyorsunuz, böyle şeyler saçma diyenler olursa eğer oldukça yaşlarına uygunda giyiliyor.

Neyse, yorum ve oylarınızı bekliyorum.

☁️

Bol kot pantolan ve üstüme siyah ip askılı üst giyerek siyah kemeri de taktım. Sarı saçlarıma bakım yağı uyguladım ve tarakla taradıktan sonra siyah bandanıyı taktım. Bandana takmayı severdim. Rimel ve ruj sürerek parfüm sıktım, kolye ve halka küpeleri takıp siyah çantamı aldım. Telefonu da alıp son kez kendime baktıktan sonra odadan çıktım.

Merdivenden indim. Hava kararmış değildi ve annemin haberi vardı. Ayni şekilde babam ve abimde haberi olduğu gibi. İzin vermemezlik yapmazlardı sadece geç kalmamak sürece geçerliydi. Saat daha erkendi bu yüzden sorun yoktu.

"Gidiyor musun kuşum?"diye sordu annem, mutfaktan çıkıp yanıma gelirken. Gülümseyip başımı salladım ve yanağından öpüp beyaz şoför ayakkabıları giyip kapıyı açtım. Annem el sallarken bende ona el salladım. Sanki yolculuğa gidiyoruz.

Manav biraz gerimizde kalıyordu. Kızların yanına değil de, mahalleye giriş kısmında bekleyecektik. Oraya giderken esnaf amcaları gülerek konuşuyor ve samimi şekilde konuşurlardı.

"Balca!"diye seslenen tanık sesle sayesinde başımı kaldırdım. Babam ve abim kahvehanedeydi. Hiç çıkmıyorlardı. Abimin yanına giderken üstümde bakışlar sayesinde yutkundum. İçeri girmedim, sadece karşıdan onlara yakından baktım.

"Geç kalma olur mu?"diye sordu Abim, başımı salladım tamam der gibi. Babam gülümseyerek ayağa kalktı ve yanıma doğru dolaştı."Paran var mı kızım?"diye sorunca üzüldüm. Dünyanın en iyi babasıydı. Bizim için o kadar iyi şeyler yapmıştı ki hakkını ödeyemezdim. Kim ne derse desin babamsız yaşayamazdım.

Gülümseyerek elimi elinin üstüne koydum."Var baba. Sen bunları düşünme olur mu?"

"Öyle kızım ama. Ne bileyim, bir ihtiyacın olur söyle tamam mı güzel vişnem?"dediğinde güldüm.

"Tamam bakacağım. Hadi giriyorum ben, hoscakal."dedim yanağından öperken. Abime de havada öpücük atarak kaldığım yolu tekrar yürümeye devam ettim.

Abim ile konuşmam gerekiyordu. O gece niye meyhaneye gitmişti ki? Sıkıntısı mı vardı acaba? Normalde benim canım sıkıntı olduğunda yanıma ilk gelen abimdi. Böyle olurken çok üzülüyordum. Kapının önüne geldim ve geldiğime dair mesaj çektim. Bir kaç dakika içinde Çiçek abla, Esin abla ve Seda abla görüş alanıma girdi.

"Çok beklettik mi kuzum?"diye sorduğunda başımı iki yana salladım. Üçü de çok güzel olmuştu. Çiçek abla kıvırcık saçlı ve bal gibi renginde gözleri vardı. Esin abla düz saçlı ve esmer tenliydi. Çilleri belirgindi ve kilolu birisi değildi ama hep kilolu olduğunu söylerdi. Seda abla fit bir kadındı. Durmadan detoks suyu içer, spora gider ve yağlı yiyenlerden uzak dururdu. Umay ise bunun tam tersiydi.

Esin abla krem renginde pontolan ve üstüne iplerle bağlı siyah üst giymişti. Kısa saçlarını küçük topuz yaparak önlerden iki tane bırakmıştı. Çiçek abla değişik başlamalı ve dalgalı işlemeli üst giymişti ve altına siyah etek giymeyi tercih etmişti. Eteğinde küçük bir yırtmaç vardı. Saçlarına her zamanki gibi dalgalandırmış ve tarakla açmıştı. Seda abla içine siyah badi, altına kot pantolan giymişti. Krem ve kahverengi renginin arasında gidip geldiğim blazer ceket giymişti. Saçı her zamanki gibi düz bırakmıştı.

"Bizimkiler nerde kaldı?"diye zordu Esin, telefonu açıp mesajlara girerken. Bildirim sesi gelmişti ama bakmama kalmadan Esin çoktan bakmıştı.

Umay: geliyoruz.

"Hele şükür geliyorlar."dedi Esin. Biraz bekledikten sonra bizim üçlüyü gördüm. Berfu abla, Açelya ve Umay. Umay üstüne beyaz crop ve altına beyaz şort giymişti. Üstüne mavi gömlek giyerek bağlamıştı. Açelya içine beyaz kısa üst ve altına beyaz etek giymeyi tercih etmişti. Yine üstünde beyaz ceketi vardı. Berfu abla beyaz uzun pantolan ve üstüne askısız crop giymişti.

"Hazırsak gidelim."dedim hepsine bakarken. Hepsi kafasını salladığında hep birlikte yola koyulduk. Kız kıza gülerken uzun zamandır güldüğüm yıllara geri gelmiş gibiydim.

"Kız Melisa'ya ne demeli peki?"diye sordu Açelya."Abime bi ara yanıktı haspam."dedi sinirle.

Melisa bir zamanlar bizim mahalleydi. Çok uzun zaman olmuştu tabi. Onunla aramızda üç yaş vardı. Hiçbir zaman abi kategorisine girmemişti. Ben on dokuz yaşındayken, o yirmi iki yaşındaydı.

"İnşallah bir daha gelmez."dedi Çiçek abla. Çiçek ablada sevmiyordu kendisini. Kanı ısınmıyordu sanırım. Aslında hiçbirimiz sevmiyorduk. Aralarında birşey yaşanmamıştı ama yanık olduğunu o biliyordu.

"Aman boşverin canım. Siz bizim bakkal Muhsin amcanın oğlu, Kerim'in evlendiğini biliyor musunuz?"diye sordu Umay.

Şaşkınlıkla baktım. Kerim evleniyor muydu yani? Nereye ya?"Nereye ya?"

Umay bilmem der gibi dudak büzdü."Bilmiyorum vallahi. Bende annemden duydum."

Esin abla başını salladı."Evet bende duydum. Bizim Hatice ablanın kızı, Nurdan'mış."

Daha da şaşırdım."Bizim Nurdan? Okumak için Antalya'ya giden Nurdan?"

"Kız o Antalya'da mıydı?"diye sordu Berfu abla.

"Bir ara gitmişti ya. Okuyup geri geldi sonra."dedi Seda abla.

Hepimizin konuşması bittiğinde cafeye gelmiştik. Hep birlikte üst kata çıkıp çok koltuklu, açık havada olan masaya oturduk.

Saçlarım biraz uçuşmuştu ama sorun değildi. Zaten hiçbir zaman sorun olmamıştı.

"Ne alırdınız?"diye soran garson çoktan gelip siparişlerimizi aldıktan sonra gitti.

"Eee bakalım. Dökülün, neler varsa."dedi Umay, yutkundum. Derin bir nefes alıp verdim.

Açelya dalmış masaya izliyordu ve sanki burda değil gibiydi. Elini tuttuğunda irkilsede benim tuttuğumu görünce gülümsedi.

Anlatmaya başlasın kişi Berfu abla'ydı. Hafif boğazını temizlediğinde hepimize baktı."Özgür ile çok önceden tanışıyorduk. Liseden beridir."dedi derin derin nefes alırken.

"Okulun son günü ona karşı hissettiğim duyguları söyledim. Ona, onu sevdiğimi söyledim. Şaşırdı, anlam vermedi ilk başta. Beni sevmediğini ve aramızda birşey olmayacağını söyledi. Neden o an gidip cesaretle söyledim bilmiyorum. Yüzüne bakmaktan çekiniyorum ama bana bakmadığını da biliyorum. Bana bakmıyor ve bakmayan bir insana karşı nasıl utangaçlık yaşayabilirim?"

Cümleleri sarsıyordu insanı. Bir zamanlar ona aşkını ilan eden Berfu abla, ve o aşkı istemediğini, ona karşı aynı duyguları beslemediğini söyleyen Özgür abi.

Berfu gözlerini yumduğunda zorlandığını anladım. Gözünden bir damla yaş akarken hemen saniyesinde gözyaşlarını sildi."Biliyorum beni sevmeyeceğini, biliyorum belki evlenecek ama içimdeki deli cesareti ona deliler gibi aşık."dediğinde sustu. Sustuğunda garson geldi siparişleri masaya bıraktı ve gitti.

Soğuk limonatadan içerken aklımda olan şeyler kötü düşüncelerdi. Ne zaman çok düşünsem ve iyi şeyler olacağına inansam da kötü düşünmekten kendimi alıkoyamam.

"Serkan'ı seviyorum."

Ney!

Bölümün Sonu

Bakalım kim seviyor Serkan'i?

Berfu'm benim ya.

VİŞNE KIZI | TEXTİNG❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin