Yeni kurgumun ilk bölümünden herkese merhabaaa...
Yeşim'in hayatına konuk olmaya hazır mısın?..
Keyifli okumalar dilerim...Bölüm müziği:Çağan Şengül - Çok Yazık
Başımın çatlaması ile gözlerimi aralıyorum. Gözlerim yatağımın başucundaki çalar saatte... Çalar saatin üzerindeki kırmızı çizgiler de... Özel tasarım olan bu saat çocukluğumdan beri en sevdiğim eşyam olmuştur...Dün gece neler olmuştu hatırlayamıyorum. Başımın ağrısı gittikçe artıyordu. Yatağımdan kalkıp makyaj masamın önüne oturduğumda yüzümü gördüm. Mahvolmuş yüzümü...
Sahi ya dün gece neler olmuştu?
Tek hatırladığım Yağmur'un beni aradığı ve yeni açılmış kafeye beni davet etmesiydi. Gerisi yok...
Saçlarımı elimle düzeltmeye çalışıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadığımda gözümde bir sahne canlandı. Bu sahne dün gece olmuştu.
"Gitmiyorum kardeşim." diyordu uzun boylu esmer adam.
Kıvanç,inatla gitmesini istiyordu.
"Gider misin Oğuz? Babama söylerim."
Tamam. Şimdi hatırladım. Kıvanç'ın kardeşi Oğuz' du. Kıvanç ondan borç para almıştı ve ödeyememişti bir türlü.
Odama geçip yatağıma oturduğumda yüzüm hala solgundu. Makyaj masamın karşısına geçtim ve hafif bir makyaj yaptım.
"Şimdi oldu. " diye mırıldandım.
Yatağıma geçip gün boyu uyumak istesem de üniversitem beni bekliyordu. Bugün 1 dersim tek vardı.
İnanabiliyor musunuz tek ders için üniversiteye gidiyoruz...
Üzerimdeki dün geceden kalma elbisemi çıkarıp yerine beyaz gömleğimi üzerine siyah beyaz çizgili süveterimi giydim. Altıma da beyaz pantolon giyip spor ayakkabılarımı giyerek çıktım evden.
Merdivenlerden aşağı indiğimde annem kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın." diyiverdim anneme.
Annem de kolundaki saate bakıp, "Ne günaydını? Bu saatte hangi kızın uyuduğu görülmüş? Okuluna koş çıkışta hemen eve geliyorsun. Tek seferlik izin verdim dışarıya çıkmana"
Anneme gülümseyerek yanağına öpücük kondurup, "Merak etme anneciğim. 1 dersim var bugün zaten. Bitsin geleceğim hemen." dedim.
Annem somurtkan suratıyla konuşmasına devam etti.
"Kızım sen psikoloji öğrencisisin. Senin bir geleceğin var. Okulunu dereceyle kazandın. Sana eğlence yaşama demiyorum ama gece hayatı yaşama diyorum. Geleceğin için daha çok çalışmalısın."
Annem yine kasvetli konuşmalarına başlamış gözlerini gözlerime dikmişti.
" Zaten liseden beri sıkı çalışıyorum anne. Sayende sabah okula gidip okul çıkışı dershaneye gidip derslerden sonra kütüphaneye de gidiyordum. Gece 12 de eve varıyordum ben anne. Şimdi üniversiteye geçtim. İzin ver burada hayatımı yaşayayım."
Annem birden gözlerini daha çok gözlerime dikti. Dişlerini sıktığı her halinden belliydi.
" Liseden beri sıkı çalıştın ve psikoloji kazandın. Bana mı kazandın? Kendine kazandın? Ben senin için senin geleceğin için söylüyorum. Unutma azmetmezsen kazanamazsın. Kazanamazsan başarılı olamazsın. Başarılı olamazsan sürünürsün. Ben sana hayatını yaşama demiyorum. Gece hayatı yaşama diyorum. Gece hayatı kendine çekerse bir daha kurtulamazsın."
Annemin bu kasvetli sözleri artık canımdan bezdirmişti. Yıllardır onun baskılarına susuyor ne istediyse yapıyordum. Hala da yapıyorum.
Beni hala küçük Yeşim olarak görüyordu. Ben büyüdüm. Annem her ne kadar kabul etmese de ben küçükken bebeği kuzenine verilmişti diye ağlayan kız değilim. Ben küçükken saçı çekildi diye ağlayan o kız da değilim. Ben küçükken oyuncağı elinden aldı diye ağlayan kız da değilim...
Yeşim'im ben... Sadece Yeşim... Annesi tarafından sevilmeyen, babasını küçük yaşta kaybetmiş Yeşim...
Ben Yeşim BOZ olduğumu bile unutuyorum. Unutturuyor...
Bazen anneme kızdığımda bana "sen de anne olunca anlarsın" diyor...
Sahi nedir bu annelik?
Çocukları istediğini yapmayınca onları vurmak mı? Yoksa onlara layık çocuk olmayınca, olmak istemeyince azarlamak mı?
Ben annemin en son doğum günümde bana sarıldığını hatırlıyorum. Sadece 6 saniye sürmüştü... O 6 saniye bana bir ömür gibi gelmişti...
Belki de bir gün anne olunca anlayacaktım... Bilemiyorum... Tek bildiğim annem tarafından sevilmemek, sevilememek ...
Yeni kurgumun ilk bölümünün sonuna geldik...
Diğer bölümde görüşmek üzere...
Okuduğun için teşekkür ederim ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AVUÇ YALAN
AçãoBir gün hiçbirinin hatırlayamadığı bir cinayet işlenir. Cinayetin işlendiği yerde ise Yeşim, Yağmur, Kıvanç ve Oğuz vardır. Katilin kim olduğunu hatırlayamazlar... Bir süre sonra kendilerini suçlarlar... Kim bilir belki de katiller içlerinden biridi...