Bölüm 14: "Vahşi Kedicik"

53 10 4
                                    

"O kızı özel odama istiyorum, getirin!"

Görevli bana baktı... "ÖO'ya seçildin."

   O kısaltmanın anlamını fark ettiğim anda gözlerim kocaman açıldı. Resmen olduğum yerde donmuştum. Tüylerim bile diken diken olup ürperdi. Bu zengin herif beni yatağına istiyordu! Birkaç metre uzakta, garson kılığına girmiş Fiona'nın elindeki tepsiyle buraya yaklaştığını gördüm. Bahsedilen zehirli içkiyi getiriyor olmalıydı. Çünkü yanında yürüyen Anna ona bir odanın kapısını işaret ederek açtı ve girmesi için bekledi. Çıktığında ise bana bakarak başını salladı. Sanırım bu olumlu mesaj demekti. Yani harekete geçme zamanı gelmişti. İçmesini sağlamam gerekiyordu.

Görevli beni götürmek için kolumdan tuttuğunda korkutucu bir ses duyuldu.

Diego öfkeyle aniden ayağa kalkmıştı.

Sert ve öldürücü bakışı ateş saçıyordu.
"ELİNİ ÇEK YOKSA GELİP KIRACAĞIM."

   O an bütün iş adamları ona baktılar. Bu saldırgan tepkisinin sebebini bilmiyorlardı ama hiçbiri bunu sorgulamaya cesaret etmedi. Özellikle de bana doğru yürümeye başladığında. Adımları bile öyle sinirliydi ki, aldığı her sıcak nefesi duyabiliyordum. Yanımdaki görevli korkup kolumu bıraktı ve geriledi. Belki de bugün ölmek istemiyordu. Mantıklı bir karar... Diego önümde durduğunda, titremek üzereydim. Çatık kaşları beni ezecek gibi hissettirdi. Elimi tutup beni sertçe çekti ve sahneden indirmek için merdivenlere götürdü. "Hey!" dedim arkasından kısık sesimle. Onu engelleyemezsem bu iş başarısız olacaktı. Görev mahvolacaktı.

Sıkıca tuttuğu elim acımaya başlamıştı.
"Dur..." dedim fısıldayarak "Acıtıyorsun!"

   Beni dinlemiyordu bile. Öfkeyle eğildi ve beni bacaklarımdan kaldırıp, vücudumu sağ omzuna attı. Sırtına vurmaya çalıştım ama ne kadar denesem de inmek mümkün değildi. Boşuna debeleniyordum. Enerjimi tüketmeyi bırakıp pes ettim. İnsanların içinden geçerken herkes tereddütle yoldan çekiliyordu. David denen pis herif bile Diego'nun karşısında sessiz kalmıştı. Anlaşılan güçlü birisi olduğunu biliyorlardı. Suç çetesi liderine karşı çıkmaya kim cesaret ederdi? Zira tek emriyle hayatınızı karartırdı. Ben ise korkunun verdiği adrenalinle konuşmaya uğraşıyordum. Sanki onu ikna edebilirmişim gibi. Bu imkansız bir umuttu.

"Beni nereye götürüyorsun? Şu anda
bir garsonum ve işimi yapamıyorum!"

Sesi çok fena sinirliydi. "KES SESİNİ."

   Resmen ölüm vaktim gelmişti. Koridorda yürürken, ben hâlâ sırtında sallanıyordum. Kalbim endişe içinde küt küt çarpıyordu. Bir odanın kapısını kırar gibi açtı ve içeri girdikten sonra kapatıp kilidi çevirdi. Bu kısacık anda odayı inceleme fırsatım yoktu. Bizi buraya hapseden Lider Diego'nun öfkesi hiç geçmemişti. Kolumdan tutup sürükledi. Birkaç adım sonra beni geniş yatağın üstüne fırlattı. Bu hareketin etkisiyle sarsıldım ve yüzümdeki maske yere düştü. Bundan sonra neler olabileceği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama ilk defa tepkisinden korktum. Savunma içgüdümle yatakta geri geri gittim. Sırtım başlığa çarptığında durmuştum.

"NE HALT ETTİĞİNİ ZANNEDİYORSUN?"

"Sakin ol..." sesim çok masum çıkmıştı.

"NE CÜRETLE O SAHNEYE ÇIKARSIN?
SANA EVDE KALMANI EMRETMİŞTİM!"

"Açıklayabilirim bana bağırmayı bırak."

"Kahretsin o şerefsiz heriflerin sana
nasıl arzuyla baktıklarını hatırladıkça
gözlerini oyasım geliyor. Lanet olsun!"

"Planınızı bozmamak için mecburdum."

"O gün olanlardan sonra sana başka
bir erkeğin dokunmasın izin verecek
miyim sanıyorsun? Onları gebertirim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜNAHKÂR YEDİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin