1.2

104 22 5
                                    

sabah olduğunda uykusundan uyanan ilk kişi sunoo olmuştu. başında tarif edilemez bir ağrı vardı. kolundaki saate bakıp geç kalıp kalmadığını kontrol etti, staja gitmesine hala 1,5-2 saat vardı.

sonra biraz tavana baktı, baş ağrısı eşliğinde düşündü. neredeydi? ah evet, jungwon'a gelmişti. iyi de niye birlikte yatıyorlardı? bunu düşünerek biraz daha başını ağrıtacaktı ama hatırlamıyordu ve hatırlamamak canını sıkıyordu. yaklaşık 20 dakika tavan ve jungwon'a baktıktan sonra sonunda gece sarhoşken söylediği şeyleri hatırlamıştı. bununla birlikte gelen hafif utanç yüzünü kızartmış, onun teklifini jungwon'un neden şak diye kabul ettiğini de tekrar tekrar sorgulamasını sağlamıştı.

yataktan kalkıp onu uyandırmadan önce biraz onu seyretmeye karar verdi. yüzünü ona dönerek uzandı. elini saçlarına uzatıp nazik hareketlerle saç telleriyle oynadı. onu uyandırmak istemiyordu. jungwon gerçekten güzeldi, saçları yumuşacık ve teni pürüzsüzdü... en başta kendisinden nefret etse de şu an hissettiği şeyler yalnızca kalbinde çarpıntı yapıyordu. onu öpebilmek için dünyaları verebilirdi.

ama bu büyülü anı bozmak, onu uyandırmak ve staja gitmek zorundaydı. canı sıkıla sıkıla onu dürttü. "jungwon, uyan hadi... sabah oldu. jungwon! bana yemek yapmayacak mıydın? aloo? kime diyorum? yang jungwon?? uyansana yaa!"

"öffffff... saat kaç ki?"

"7.50."

"erkenmiş daha."

"jungwon staja gidicez daha. ben açım."

"tamam 10 dakika daha uyuyayım lütfen.."

"iyi de 1 saatte nasıl hem hazırlanıp hem yemek yiyip hem de staja yetişiyoruz?"

"speedrun yaparız."

"ben koşmam."

"ben seni koştururum."

"öf, gıcıksın gıcık. 10 değil 5 dakika daha uyu. gelicem 5 dakikaya."

"ayyy.... tamam..." ve jungwon zaten ayılmadığı uykusuna geri döndü. sunoo da dün bulmakta çok zorluk çektiği banyoya kolayca gidip geri dönmüştü.

"yah! 5 dakika oldu! günaydın jungwon hadi uyan! maeumi bile uyandı! uyann! jungwon! hadi! heyy!"

"ya uyumak istiyorum!"

"dövücem şimdi seni! kalksana be!"

"yah! ya kim sunoo! ya, gıdıklanıyorum yapma! ya yapma!" jungwon sunoo'nun onu gıdıklayışıyla istemese de ayılmış, gülerken yataktan yuvarlanmıştı. bu olduktan hemen sonra maeumi gülercesine havlayıp odayı terk etmişti. (maeumi cok eglenio arkadaslar)

"of sırtım acıdı..."

"düzgünce söylediğimde uyansaydın o zaman..."

"gıdıklayarak uyandırmak ne ya, büyük bir işkence..."

"sunghoon ne zaman bende kalsa böyle uyandırıyor beni. hep birinde denemek istemiştim."

"of o zaman sunghoonda deneseydin ya... niye yanan ben oldum?"

"o döver beni, sen dövmezsin." sunoo kıkırdadı. "ee jungwon ne yiyoruz peki?"

"ne yemek istersin? rulo omlet yapabilirim seviyorsan."

"olur! bir de şey, bana verebileceğin kıyafetin var mı? leş gibi alkol kokuyorum ve her şeyim buruşmuş. yanımda pijama vardı ama sarhoşken uyuyunca değiştirmemişim."

"dolaptan bak al ne giymek istersen, olurlar sana... duş da alabilirsin istersen."

"iyi olur aslında..."

"sana havlu çıkartıp banyoya koyarım, sen de giymek istediğini seç. şampuanların da hangisini kullanmak istiyorsan kullan ben öyle yapıyorum tamamen keyfime bağlı." sunoo başıyla onaylarken jungwon banyoya gidip sunoo'ya havlu çıkardı. daha sonra mutfağa gidip yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladı.

sunoo 5-6 dakika içinde duş almış ve giyinmiş şekilde mutfağa geldi. "rahatladım.."

"iyi iyii, şunu karıştırabilir misin? 5 dakika kadar daha pişecek sanırım... kaynayınca kapat olur mu? benim de duş almam lazım... sonra omlet de olmak üzere onu da kapatabilirsin. gidiyorum ben hızlı gelirim!"

"tamam!" ve sunoo mutfakla ilgilenmeye başladı. jungwon'un kıyafetlerini giymiş jungwon'un şampuanıyla yıkanmıştı... tıpkı onun gibi kokuyordu, hoşuna gitmişti çünkü onun kokusunu seviyordu... ocaktakilerin altını kapatınca dün akşam dağınık bıraktıkları oturma odasını toparladı.

jungwon da duştan çıkıp giyinince, beraber masaya oturup kahvaltı ettiler. daha sonra da eşyalarını alıp evden çıktılar. hala 20 dakikaları vardı.

"geç kalmayız herhalde?" diye sordu sunoo. geç kalmak ölümdü onun için.

"yok kalmayız, bak otobüs geldi işte." dedi jungwon, her sabah 20 dakika kala çıktığından geleceği saatten emindi.

ve böylece beraber otobüse binip yola koyuldular.

_______
10.07.24
arkadaslar ben bunlari cok seviyorum ya siz de seviyonuz mu

✓ yapistiriciyi yalamayin (opsiyonel) ⌗ sunoo × jungwonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin