3.Bölüm/bir Gurur Meselesi/

319 28 133
                                    

Ankara,
Alparslanın geçmişi.

Ilahi bakış açısı :

İnsanlar için vatan neydi? Bir avuç toprak mı, yoksa o bir avuç toprağa gömülmek mi? Vatanı uğruna can verenler mi, yoksa o vatanda sadece yaşayanlar mı? Şimdiye kadar verdiğimiz şehitlerimiz, vatanına dil uzatanları yok etmek için, ülkeleri, toprakları için savaştıkları için bu topraklara gömülüler.

Böyle bir gurur anlatılamaz yaşanır. Yaşamak için savaşmak lazım. Herkezin hakkı değildir bu yüce topraklarda şehit olarak yatmak, herkezin korkusuzluğu değildir, vatanına dil uzatan çakalları kesmek!

Alparslan henüz 14 yaşındaydı. Ama o yaşında bile, bu vatanda yaşayan kimi insanlardan daha çok vatan sevgisi vardı kalbinde, aklında ve yüreğinde.

Babası TV haberlerini açık unutup kanepede uykuya dalmıştı. Alparslan ise, karşısına gelen 40 saniyelik şehit haberlerini göz kırpmadan dinleyip okuyordu. Dedi ki içinden.

"ey nankör insanlık, o kahramanlar vatanları huzur bulsun diye şehit olurken, siz onların belkide yıllarını verdikleri görevlerinde, gururlarıyla şehit oldukları haberini ancak 40 saniyeye sığdırdınız ya. Yazıklar olsun."

Alparslan arkadaşlarına göre çok daha olgun ve akıllı bir çocuktu. Tek bir amaç koymuştu kafasına. Asker olmak. O da istiyordu vatanı uğruna şehit olmayı, her ne kadar 40 saniye sürecek olsada haberler, vatanını çakallardan temizlemeyi. Gururla ölmeyi. Şehit olmayı.

Alparslan küçücük çocukken bile kalbinde böyle bir vatan sevgisi vardı, söyleyin bana kim ala bilir onun elinde bu yüce vatanı?

☃☃☃
Ankara, Alparslan 18 yaşında.
Ilahi bakış açısı.

Bazen hayatımızda, bazı anları veya olayları seneler boyunca, heycanla bekleriz. Alparslan içinse artık zamanı gelmişti. 14 yaşından beri hayalini kurduğu askerliği, sonunda kara harp okuluna girerek yapa bilecekti. 4 senedir, yani 14 yaşından beri bütün sınıflarını birincilik ile bitirip, sınavdan kara harp okuluna kolaylıkla girebileceği bir puan elde etti.

Ve şuanda Alparslan, ailesiyle meslek hakkında konuşuyordu. Onlarin haberi olmadan Alparslan çoktan kara harp okuluna girmek için belgeleri hazırlamıştı.

O kadar mutluydu ki gözleri parlıyordu. Şimdi geriye sadece ailesine açıklamak kalmıştı.

Alparslan o kadar emindi ki ailesinin bununla gurur duyup sevineceğine, aksi bir ihtimali düşünmemişti.

Alparslan derin bir nefes alıp ailesine döndü. Halime hanım, Alparslanın annesi, oğlunun doktorluğu puanının yettiğini, ve onjn tip okuya bileceğini, Kemal bey Alparslanın babası ise oğlunun bilgisayar mühendisliği okuya bileceğini tartışıyordu.

-Anne baba, ben zaten belgeleri doldurdum. Sizlere supriz yapmak istemiştim. Yapacağım meslekten eminim.

Dedi büyük bir gururla. Annesi ve babası ona ağızları kulaklarında bir gülümse ile bakıyorlardı. Annesi ona güzelce gülerek:

-Nasıl istersen oğlum, bu senin kararın. Ne seçtin bakayım?

Demişti. Babası ise ona dönüp:

-Annen haklı oğlum, biz arkandayız. Merak ettim ne seçtin?

Alparslan bu cevaplarla tamamen huzur bulmuştu. Artık emindi ailesinin karşı çıkmayacağına. Nereden bile bilirdi ki gelecek olanları...

-Ben kara harp üniversitesine yazıldım. Asker olacağım.

Dedi bir nefeste. Birden beklenmedik tepkiler aldı. Kendini o kadar hazırlamıştı ki ailesinin onunla gurur duyup arkasında duracağına...

𝙰𝙳𝙰𝙻𝙴𝚃 𝙸𝚂𝙸𝙶𝙸/asker&savcı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin